Avrasya’nın önemi ve Kafkasya baharı

Sovyetler birliğinin dağılması sürecinden (1979-1991) sonra bölge batı açısından her zamankinden daha fazla önem arz etmeye başladı. Rusya’nın arka bahçesi olarak bilinen kafkaslar dünya güç dengesi açısından büyük önem taşımaktadır.

Sovyetler birliğinin dağılması sürecinden (1979-1991) sonra bölge batı açısından her zamankinden daha fazla önem arz etmeye
başladı. Rusya’nın arka bahçesi olarak bilinen kafkaslar dünya güç dengesi açısından
büyük önem taşımaktadır. Öyleki “Avrasya’ya hükmeden dünyaya hükmeder.” (İngiliz
jeopolitik uzmanı Sir Harold Mackinder-1904) sözüde buradan gelmektedir. Hitler ve
Stalin’in coğrafya hakkında fikirlerine Mackinder etki etmiştir.Sovyetler Birliği
sonrasındaki Avrupa’daki en önemli jeopolitiksel gelişme NATO’nun politikalarında
görüldü. Varşova Paktı 1991’de dağıldı. 1990’da Londra’da yapılan NATO zirvesinde
Doğu ve Orta Avrupa ülkeleri ile siyasi ve askeri işbirliğine gidilmesi bir takım
kararlar alındı. Kuzey Atlantik İşbirliği Konseyi kuruldu. Bu konseyin hedefi
Sovyetler birliğinin dağılması ile ortaya çıkan devletleri siyasi ve askeri bir
dayanışma ortamında bir araya getirmekti. Daha sonra Rusya’yı NATO’ya dâhil ettikten
sonra ABD’nin işi kolaylaştı. ABD, Rusya’yı Batı’nın etkisi altına alıp Ortadoğu’da
İsrail’e hayat alanı yaratma çabasına girdi. ABD hamlelerini iyi oynar Ortadoğu’da
hâkimiyeti sağlarsa, ayrıca Doğu ülkeleri ABD’yi üstlerinden çıkarmak için ittifak
etmezse ABD Avrasya’da tek güç sahibi olacaktır Avrasya jeopolitik önemini
korumaktadır. Dünyanın ekonomik ve siyasi gücünün kayda değer bölümünü hala elinde
tutan batı kanadı yani Avrupa kadar, doğu kanadı yani Asya da ekonomik büyümenin ve
siyasi etkinliğin önemli bir merkezi haline gelmiştir. Jeopolitik konum olarak
Avrasya haritasının göbeğinde yer alan Türkiye, ABD’nin Orta Asya’ya sıçrama
tahtasıdır. ABD, bugün Rusya’nın çekilmesinden faydalanarak Türkiye’yi bir basamak
olarak kullanıyor.Avrupa’nın lokomotifleri Almanya ve Fransa ise, ABD’nin bu
oyununda büyük etki sahibidirler. Avrupa’da bugün çıkan ekonomik krizden dolayı
çıtırdama sesi gelmektedir. Bu gelişmeler tabi ki ABD açısından kaygı vericidir.
ABD’nin bölgede ki enerji kaynakları açısından çıkarlarını buraya temellendirmiştir.
Rusya’nın ark
a bahçesinde top koşturmasını istememektedir. Türkiye’nin Avrasya rolü:Son dönemde
ki Türkiye’nin bölgede ki çıkışlarının dışında Türkiye, bu oyunda taraflar arasında
tercih kullanmak yerine, jeostratejik oyuncu olarak konuşlanmak istiyor. ABD ile
‘’Model Ortaklık’’sürdürülmek istenirken, Rusya ve diğer ülkelerle güçlü bağlar
kuruluyor. Rusya, ilk kez kendi toprakları dışında Türkiye’de nükleer santral
kuracak. Sorun çıkmazsa, Mavi Akım hattına paralel Karadeniz’de yeni bir doğal gaz
hattı çekilecek. Nabucco Projesi ise Fransa ve Almanya’yı kapsayan Avrupa’da tüm
sıkıntılara rağmen yeni bir ittifakın doğmasını tetikleyebilir. Projenin daha
verimli hale gelmesi, İran’ın da devreye girmesini zorunlu kılıyor. Nabucco,
Erzurum’daki Türkiye-İran doğal gaz hattı ve yapımı planlanan Trans-Kafkas gaz
hattıyla bağlanabilirse, kapsamı daha da genişleyecek. Nabucco’da avrasya’yı dünya
politikasında daha da etkili kılacağından Avrupa bu projeye karşı yeni projeler
üretmek istesede Nabucco Projesine eş değer olarak göremeyiz. Nabucco Projesi hayal
gibi görünsede Orta Doğu’da yaşanan Arab baharının çıkacağını hangimiz tahmin
edebilirdik.Hegemon güçler bölgede İran’ı nükleer bahaneyle tasfiye etmeye
çalışmaktadır. Türkiye’nin Brezilya ile birlikte İran’ı nükleer takas anlaşmasına
ikna etmesi, ABD ve İsrail planının bir parçasıydı.Bugün Türkiye’de yükselen terör
buna parelel olarak gösterilebilinir. Sonrasında Türkiye İsrail savaşı alkışları
tutuluyor. Türkiye kaos ortamına çekilmek isteniyor. PKK Türkiye’yi tehdit etmeye
devam ediyor.Tüm bu gelişmeler bu plan çerçevesinde düşünülürse doğru olur. Kafkasya
Baharı: Son dönemde ABD büyükelçisinin Kafkasya Baharı işaret etmesi konu
uzmanlarını harekete geçirdi. Bölgede istediği hamleyi yapmayı isteyen ABD’nin
rahatlıkla bu santraç tahtasında at’ını öne sürmesine Rusya’nın izin vereceği
şüphelidir. Rusya, Sovyetlerin dağılmasından sonra ekonomisinde ivme kazanan büyük
güçlerdendir. Eski yıkıntılarını ortada bırakmayarak yeni düzende kendini söz sahibi
yaptırmayı bilmiştir
. Bu yüzden Rusya’nın arka bahçesinde ki bu gelişmelere seyirci kalması da
düşünülemez. Bölgede ki enerji kaynaklarından dolayı büyük güç çekişmelerine daha da
şahit olacağa benziyor
Bu haber 929 defa okunmuştur
  • Avrasyacılık hk Ysmn   - 16.10.2011 Avrasyacılık Mackinder in dediği gibi önemli bir mevcuattır. Avrasya dünya politikasında belirleyicilik yönü diğer konulara göre daha fazladır.Öle olmaya devam edecektir.Orta doğu abd için ne kadar önemliyse avrasyada o kadar onemlıdır.Rusya arka bahcesınde bır abd gıbı kuresel oyuncunun oyun oynamasına ızın vermez Buı yuzden kurulan ıttıfakta bu manadadır.Tebrık edıyorum bılgı dolu yorum dolu yazın ıcın

:

:

:

: