Geçtiğimiz günlerde Maliye Bakanımız Sayın Ersin TATAR’ın girişimiyle hazırlanan “Kredi Faizlerini Sınırlama” yasa taslağı kamuya sızar sızmaz Kuzey Kıbrıs Bankalar Birliği benim de dahil olduğum bir grup akademisyen, uzman ve basın mensubunu toplantıya çağırdı.
Bu toplantıda Birlik adına başkan Yunus Rahmioğlu ilgili yasa taslağı hakkındaki görüşlerini ifade etti. Doğal olarak faizlerin sınırlandırmasına karşı olduklarına işaret ederken sektörle ilgili sorunların yapısal olduğunu savundu ve buna uygun önerilerde bulundu. Tabii ki, bir ekonomist olarak ifade etmek isterim ki; Bankalar Birliğinin ortaya koyduğu önerilerin büyük bir çoğunluğu desteklenecek niteliktedir. Bunun üzerine benim gibi diğer katılımcıların önerisi, Bankalar Birliğinin basın toplantısı ve diğer yollara halka ve diğer kesimlere gerekli açıklamarda bulunup desteklerini alması şeklinde olmuştur.
Önerimiz karşısında aldığımız yanıt oldukça manidar olarak değerlendirilebir. Sayın Rahmioğlu, kamuoyuna yapılacak açıklamaların yararı olmayacağını; zira bankaların topluma sempatik gelmediğini ve olumlu imaj taşımadıklarını net olarak ortaya koydu.
Aslında kişilerin imajı ve saygınlığı ile kurumların imajı ve saygınlığı arasında işlevsel olarak pek de fark yoktur. Kişiler doğru, dürüst, adil, saygılı, sadece kendilerinin değil başkalarının da çıkarını düşünen bir karakter ortaya koydukları zaman saygınlık kazanırlar. BAŞKA BİR YAKLAŞIMLA, KİŞİLERİ SAYGIN, SEMPATİK VE PRESTİJLİ YAPAN ERDEMLER AHLAKİ VASIFLARDIR. Hiç kuşku yoktur ki; başta bankalar olmak üzere kurumlarda ihtiyaç duydukları saygınlığı ve itibarı genel kabul görmüş etik yaklaşım sergilemekle kazanabilirler.
Bankacılık sektörüne yönelik olumlu imaj ve sadakat yaratmak yanında rekabet edebilirlik açısından “ETİK İLKELER”in ne kadar önemli olduğunu yıllar öncesinden dünyanın birçok ülkesi ve başucumuzdaki Türkiye Cumhuriyeti idrak etmiştir.
Türkiye Bankalar Birliği, 1 Kasım 2001 tarih ve 1012 nolu Tebliğ ile Bankacılık Etik İlkeleri’ni uygulamaya koyduğunu açıklamıştır. Türk bankacılık sektörünü oluşturan bankalar bu tebliğle, gerek birbirleri, gerek müşterileri, gerekse de çalışanları ve diğer kurumlar arasındaki her türlü iş ve işlemlerde uygulanmak üzere, Bankacılık Etik İlkelerini belirlemişlerdir. Etik ilkelerin temel amacı; bankacılık mesleğine toplumda mevcut saygınlık duygusunun sürekliliğinin sağlanması, meslek onuru olarak adlandırılan bu saygınlık duygusunun geliştirilerek sürdürülmesi ve bankacılık sektöründe istikrar ve güvenin korunması şeklinde ifade edilmiştir.
Bankacılık etik ilkelerine göre; tasarruf sahiplerinin hak ve menfaatlerinin korunması, mali piyasalarda güven ve istikrarın sağlanması, ekonomik kalkınmanın gereklerini de dikkate alarak, mevduat ve kredi sistemlerinin etkin şekilde çalışmasının sağlanması, ekonomide önemli zararlar doğurabilecek işlem ve uygulamaların önlenmesinin yanı sıra toplumsal yararın gözetilmesi ve çevrenin korunması amacıyla bankaların “DÜRÜSTLÜK, TARAFSIZLIK, GÜVENİLİRLİK, SAYDAMLIK, TOPLUMSAL YARARIN GÖZETİLMESİ VE ÇEVREYE SAYGI VE KARAPARANIN AKLANMASI İLE MÜCADELE” şeklinde belirtilen genel ilkeler doğrultusunda faaliyet göstermesi gerekmektedir.
Etiğin bankcılıktaki öneminine örnek olarak; BANK OF AMERICA “ Başarının temeli Etik Kodlar” şeklinde slogan atmaktadır.
BİZDEN SÖYLEMESİ…