Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti

Yarın 15 Kasım 2011, bilindiği gibi Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin 28. Kuruluş yılı.

Yarın 15 Kasım 2011, bilindiği gibi Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin 28. Kuruluş yılı. Cumhuriyet kurulmasına kuruldu ama bu olgu ile devlet çatısı altına giren, Kıbrıs Türk Halkının varoluş mücadelesi devam ediyor. Bu yazı belki de bir önceki 15 Kasım yazısına benzeyen cümlelerden ve satırlardan oluşacak. Muhtemelen önümüzdeki 15 Kasım’da da benzer cümleler bu köşeden sizlere ulaşacak. Bu durum hep ayni düşünceleri seslendirmemizden dolayı mı yoksa aylar, yıllar geçmesine rağmen bu ülkede değişen bir şey yok mu?

İşin aslı, bu ülkede aylar yıllar geçmesine rağmen iyi anlamda değişen bir şey yok. Var olan değişim, Kıbrıs’ın kuzeyindeki Cumhuriyetin, devlet kurumunun gün ve gün inanç kaybetmesidir. Cumhuriyet kurmak kolay mı? Değildir elbette. Ama yaşatmak daha zordur. Hele tüm dünya karşınızda iken. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti gerçek anlamda hiçbir ülke tarafından tanınmayan, iki ülke arasında olması gereken şekilde ikili ilişkiler kuramayan bir devlettir. Kurulan devlet Ulusal anlamda bir kişilik kazanmazsa o devlet, bu ülkede olduğu gibi kişiye, bir siyasi partiye ve zümreye ait bir kurum olur. Bir devletin temeli ekonomisidir. Ekonomik olarak bağımsız olmayan bir devlet gerçekte bağımsız değildir. KKTC Rum dan kalan sermaye üzerine kuruldu. Bu sermaye iyi yönetilemediği için tüketildi. Ve günlük yaşamın dahi siyasete endekslendiği bir yapı oluştu.

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyetinin, Kıbrıs sorununun çözümü veya çözümsüzlüğün devamı sonrasında ulusal anlamda hangi noktaya geleceği belirsiz. KKTC devleti yanlış politikalar sonucu, Türkiye kaynaklı yatırımlar olmadan hiçbir şey yapamaz noktada. Kendi kaynakları sadece, sırf siyasi iktidar için oluşturulan kamu ağırlıklı çalışanların maaş ödemelerine ancak
yetiyor. Belki bu söyleyeceklerimi çok işittiniz. Ama kesin olan bir şey var ki bu söyleyeceklerimi daha uzun yıllar duyacaksınız.

Esas sorun nasıl bir devlet? Öncelikle siyasetten arınmış bir devlet. Siyasetin sadece sandıkta kaldığı, hizmetin ülkenin her yerine yayıldığı bir anlayışın beslendiği bir yapı. Dışa bağımlılığın azaltılması için kendi imkânlarını etkin kullanan bir devlet. Bu bağlamda yatırımların ve profesyonelleşmenin getiri anlamında en etkin olunan alana yönlendirilmesi. Mesela bu alan turizm olabilir. Devletin tüm faaliyetlerinin sorgulanabildiği, gizli kapaklı işlerin karanlık kalmadığı şeffaf bir devlet. Hiçbir ayırım gözetmeksizin tüm insanlarına kucak açan sosyal bir devlet. Sadece vergi toplamayan, sadece halkının ekonomik önlemlerle kemer sıkmadığı, sadece kumarhanelerin, sadece gece kulüplerinin, sadece denizinin, güneşinin konuşulmadığı bir devlet. Bu “Sadeceler” elbette çoğaltılabilir. Fakat bunlar bir göstergedir. Daha çok yolumuz olduğunun göstergesi.
Bu haber 900 defa okunmuştur
  • cevdet   - 14.11.2011 Ne yapacağını, nüfusunu, ekonomisini başkalarının söylediği cumhuriyet devlet. KKTC olsa olsa UBP devleti olur. Herşeyden soğuttular bizi.
  • sevinçliyiz hepimiz   - 14.11.2011 küçücük minicik miniminnacık yavrucuk 28 yaşında hiç büyümeyen aksine küçülen bir devlettçiğiz biz

:

:

:

: