Ülkeler yatırımcıları kendi ülkelerine çekmek istediklerinde atacakları ilk adım ülkenin güvenli bir liman olması için gereken ortamların sağlanması olacaktır. Çünkü yatırımcı yatırımında gelecek görmezse parasını harcamaz. Tabi bu söylediğim kural genel kaide kuruladır. Bunun dışında istikrarsızlıktan, yolsuzluktan ve düzensizlikten de çok paralar kazanılabilir. Zaten zamane işadamlarının hatırı sayılır çoğunluğu bu kolay yolu tercih etmeye meyillidirler. Çünkü sistemsizlikten ve yorulmadan elde edilen para, sistemli yatırımdan daha fazla tatlı gelmektedir. Elini sıcak sudan soğuğa koymadan indiregandi kazanç elde edilmesi bazı işadamlarının tercihidir tabiki. Ama burada genel kuralı değerlendirdiğimizde ülkedeki güven ortamı, istikrarın yolunu da açar, yatırımcının kazanımını sağlar.
Ülkemiz piyasalarına baktığımızda; maalesef piyasada acayip bir güven sorunu vardır. Bir çok yatırımcı yönetime güvensizlikten kabuğuna çekilmiş, geleceğini karanlık görmektedir. Heran siyasi bir iç çekişmeye gebe bir ortam hali ve pimi çekilmiş bomba görünümü vermektedir. Bu nedenle bazıları heran ülkeden kaçmanın yolu için tetikte beklenilmektedir. Ha diyeceksiniz ki “kardeşim tüm dünyada şuan kriz var, baksana devletler batma noktasına bile geliyor, ve hatta iktidarlar devriliyor.” Bu söze tabi ki bir noktaya kadar katılınır ama bizim küresel bir ekonomimiz yok ki bu krizden etkilenelim. Dışa kapanık ve göbekten bağlı bir ekonomik yapıya sahipiz. Bu nedenle dış krizler bizi çok büyük sarsmaz.(arkamızda destekçimiz Türkiyede var) Peki o zaman neden ekonomimizde güven yok? Çünkü devletin işleyişinde bir sistem yok. Devletin işleyişindeki sistemsizlik, devamlı huzursuzluğa sebep oluyor. Siyasi erkler halka maalesef güven vermiyor. Bir çok vatandaş da gemisini kurtaran kaptan rolüne bürünüyor. Ya devletin bir tarafından pasta kapma peşinde, ya da işte anladınız. Bu düzen suçlamalarlar veya işgalci edebiyatı düzelmeyeceği de açık. Hem yanlışların toplanmasıylabir doğruya ulaşamazsınız. Bu nedenle siyasilerin hızla yeniden bir düşünce iklimine girmesi ve toplumu birleştirerek daha faydalı adımların atılması gerekmektedir. (bu birleştirme halkı meydanlara sürükleyerek sendikacıların ve siyasilerin şov yapması anlamına gelmemeli)
Kısa zamanda ülkemizde güven ve istikrar ortamının sağlanabilmesi için, siyasi ve sosyal ve adımların atılması gerekir. İşte bu adımlara bazı örnekler vermek istiyorum;
- Siyasi güvenin ve istikrarın sağlanabilmesi için yetişmiş, idealist ülkesini ve gelecek nesilleri ileri taşımak için harekata hazır bir lidere ihtiyaç var
- Partilerin siyasi çekişmelerden ve bireysel menfaatlerden vazgeçip ileri düzeyde ekonomik politikalar geliştirmesi gerekli
- Yolsuzluğun, sistemsizliğin, ve hırsızlığın sona erdirilmesi için tamamen ülke ve toplum menfaatleri düşünülerek radikal adımların atılması gerekli
- Yalakacılık, Adam Kayırmacılık, Dost ahbap ilişkilerinin sonlandırılması toplum için eşitlik ve adaletin tesisi için kurallar konulması
- Suçu işleyenle, suça ortak olanın veya yol açanın aynı şekilde ve katiyetle cezalandırılması kurulanın uygulanması gerekli
- İş ortamında hata yapanı değil, hatayı bir meziyyet olarak terakki edip hatada ısrarcı olanların kesinlikle cezalandırılması gerekli
- Halk-Devlet ilişkilerinde halkın devletin hizmetkarı olarak görülmesi değil, devletin halkın hizmetkarı görüşünün benimsenmesi ve bu çalışmaların yapılması gerekli.