Kıbrısın bedbaht, kötü talihli , ırzına geçilmiş, bombalar, mayınlar döşenmiş topraklarında yaşayan Kıbrıslı Rumlar ve Türkler hala daha geçmişin ölüm, gözyaşı, acı , kan, nefret yaratan olaylarının etkisinden kurtulamamıştır.
Geçmişin acılarını unutmak elbette kolay değildir. Ama, sürekli olarak o acıların , hatıraların ve intikam hislerinin etkisinde kalmak da doğru olamaz. Böylesine bir tutumun, ileride, mutlu ve güvenli bir yaşam sağlanmasına katkısı düşünülemez.
Kin, nefret, düşmanlık, saldırganlık, intikam duyguları üzerine inşa edilecek bir gelecek de kimsenin hayırına olamaz.
Geçmişi bilmek, yaşananlardan ders çıkartarak güvenli bir gelecek yaratmak için samimiyet, iyi niyet, sevgi, karşılıklı saygı ve gerçekcilik şarttır.
Geçtiğimiz akşam bir televizyon kanalının “Gancelli” programında çok değerli ve saygı değer iki Kıbrıslı Türk ve Kıbrıslı Rumla karşılaştım. Leman Cankatın, ilginç ve olaylarla insanları, politikacıları, medyayı değerlendiren programında, ricası üzerine, tercümanlık görevi üstlendim.
Kitap yazarı Panikos Neokleus, sanatcı Adamos Kotsontos, Sanatcı Yıltan Taşcı ve Karikatürist Serhan Gazioğluna, özellikle de Leman hanıma, böylesine düşündürücü ve yapıcı bir programa katkı koyduklarından dolayı teşekkürlerimi arzeder, hepsini yürekten kutlarım.
Kıbrısta yaşanmış kanlı olayların yaratmış olduğu kin, nefret ve düşmanlıklardan kurtulmak, insanları barışa, sevgiye, karşılıklı saygıya ve güvene yönlendirmek için hazırlandığına inandığım programda çok şeyler öğrendim.
Rum Türk sanatcıların, karikatüristlerin ortak çalışmaları, sergiler açmaları, hayrısever kurumlara yardım amaçlı uğraşları, bağışları dikkatimi çekti ve takdirimi kazandı.
Program katılımcıları, tümüyle, Kıbrısra barışı, sevgi saygıyı, insanların birbirlerine karşılıklı güven vererek, yeni nesile ve evlatlarına parlak, güzel bir gelecek yaratmak gayretleri çok hoşuma gitti.
Konuşulanları, ileri sürülen düşünceleri tercüme ederken büyük haz aldım.
Ülkemize, insanlarına kimlerin, nasıl ve neden ihanet ettiklerine, gizli saklı kalmış cinayetlerin sorumluları ve katilleri deşifre edilirken, Panikos Neokleusun bunları kitaplaştırması, tarihcilerin, eğitimcilerin ve politikacıların gözleri önüne sermesi takdirle karşılanılacağına, maalesef Güneydeki politikacılar, Kilise , eğitimciler ve gazeteciler tarafından hoş karşılanmamış. Hiçbir radyo TV kanalı, gazeteleri Panikosun çalışmlarına, bulgularına, insanları bir araya getirme uğraşlarına, insancıl ve barışcıl yaklaşımlarına Tarihe ve olaylara ışık tutan kitaplarına yer verilmemiş, kitapları okullara sokulmamış, gençleri bilgilendirme girişimleri engellenmiş. Yıltan Taşcı da İngiliz Okulunda görev yaptığı sırada, fanatiklerin, ekstremistlerin, Kilisenin Rum ve Türk öğrencilere verilen derslere müdahale edişlerini dile getirmesi, yeni cenerasyona Türk düşmanlığı aşılama girişimlerini vurgulaması hayli düşündürücü idi.
Anlatılanların ışığında Kıbrısta barışcıl bir çözümün ger
çekleşeceğine umutlanmanın boş olduğu ortaya çıktı. Ve , iki tarafın kavgayı sürdürmesi halinde yabancıların malı da, petrolü de götüreceğine Kıbrıslıların da açıkta kalacağına işaret edildi. Bunu da önlemenin tek yolunun mayın tarlaları değil , çiçek tarlaları, bahçeleri yaratmak, eğitim sistemlerini ve politikaları değiştirmek olduğu vurgulandı.
Ülkemize mayın değil , çiçekler dikelim çağrısı ile programa son verildi.
** ** **
Fotoğraf, bu ilginç ve ibret verici programa katılanları bir arada yansıtıyor.