Yıl 1997,bir sabah televizyonun karşısında kanalları geziyorum. Bayrak Radyo Televizyonu kanalında tekerlekli sandalyede oturan,son derece kendinden emin,müthiş diksiyonu ile her bir lafı insanı derinden düşündüren,sırtında simsiyah bir takım elbise içinde ,kar beyazı gömlek saflığı, dürüstlüğü simgeleyen elinde bir şiir kitabı,zaman zaman şiiir okuyor ama hikayesi öyle bir hikaye ki biz sağlıklı insanlara ders verircesine sevgili Mustafa Çelik.Bir varmış bir yok muş, bir zamanlar yeşil sahalarda fırtına gibi esen bir spor adamı,bir futbolcu varmış. 18 yaşında elim bir trafik kazası geçirmiştir. Allah'ın takdiridir ki tekerlekli sandalyeye mahkum olmuştur.Konuşmalarının arasında şöyle der:Bu bir piyango,kapın çalınmaz sanma,bugün bana yarın sana. Bütün bunları dinlerken bir yandan da kalemimden ardarda sözcükler döküldü ve güfteye dönüştü. Sonra beste oldu.Bu kadar değerli yüreği,güzel insanı tanımadığım için kendimden utandım.Aynı gün telefonla kendisine ulaştım ve bir kaç gün sonra Saray Otel'de bir yemekte Benim İnsanım isimli bestemi kendisine takdim ettim. O kadar duygu yüklü bir kişiliğe sahipti ki gözleri dolu dolu oldu.Teşekkür etti. Ben ise bu sevgi adamını o güne kadar tanımadığım için özür diledim.Kendi ailemde de engelli insanlar olduğunu özellikle İlmiye ablamın eşini,yani eniştemin 19 yaşında savaşta vurulduğunu ve tekerlikli sandalyede hayatını idame ettiğinden uzun uzun konuştuk.Aynı gün Fırst Fm radyosunda bir söyleşiye katıldık ve besteyi ilk kez radyoda halkımıza dinlettik.Bir kaç gün sonra İstanbul Trt 2 kanalına davet edildik. Bir söyleşiye katıldık.Sevgili Mustafa Çelik akşam uçağı ile Kıbrıs'a geri döndü. Zira yurtdışından gelen basketçi sporularla maçı vardı.
Dünyanın dört bir tarafından gelen tekerlekli sandalyeli basketbolcular Lefkoşa'da maç yapmaya gelmişlerdi.Ben can dostum arkadaşımın evinde kaldım.Çekim paket çekimi olduğu için bir kaç gün sonra pazar günü hatta o gün 2 aralık sayım günü,Türkiye'nin sayım gününe denk gelmişti.Akşama doğru Tc Başbakanlığı kaldığım evi aradı.Akşam uçağı ile Ankara'ya geliyorsun benim insanım eseriniz dünya engelliler festivalinde slogan olarak çalınacak dediler.Kulaklarıma inanamadım.Akşam Ankara'ya vardım.Sanat hayatıma henüz yeni başlamıştım.Çaresizdim,yalnızdım.Oradaki dernek,Ortopedik Engelliler Federasyonu Başkan'ı Faruk Öztimur ve Başbakanlık yetkilileri komitedeki herkes sevgiyle karşıladı.3 aralık sanki şarkımın dönüm noktasıydı.Her etkinlikte şarkım gümbür gümbür çalınıyordu.Ben şarkımı yaparken sevgili Mustafa Çelik'ten ilham aldım.Hiç bir şarkı durup durduğu yerde doğmaz.Ben bu kadar güzel yüreğe sahip ve bir o kadar da güçlü herkesi seven,kucaklayan,eşi bulunmaz canım arkadaşımı,sevgili Mustafa Çelik'i tanıdığım için çok şanslıyım.Engellilerin eli,ayağı,gözü olmuştu.Şiirlerin ustası,geride bıraktığı eserleri saymakla bitmez.Bir daha kainata öyle bir insan asla ve asla gelmez.Nerde bir muhtaç,nerde bir acılı varsa hep orada,canla,başla.Her sözünde sevgi ile kucaklarsak,sevgi gözü ile bakarsak başaramayacağımız hiç bir şey yoktur derdi.Televizyonlara çıkar hayranlıkla dinlerdik.Ya şiirleri,bir başkaydı.Gülümsemesi yüzünden hiç eksilmezdi.O gülyüzü var ya...Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin yapamadığını yıllardır her yıl yapıyordu.Dünyanın her tarafından gelen sporcular,KKTC'nin tanınmamasına rağmen hep geldiler.Maç yaptılar.Gittikleri ülkelerine Kıbrıs'ı,Kıbrıs Türklerini,sevgili Mustafa Çelik'i anlattılar.Bir çok şiir kitapları,yabancı ülkelerde satıldı.Söylendi ve hep söylenecek tezleri,hep anlatılacaktır.Ah sevgili Mustafa Çelik bunu bize,dostlarına,biricik ailene,halkına nasıl yaparsın.Henüz çok çok gençtin.Şiirlerin,tezlerin öksüz kaldı.Sen değil miydin söyleyen,anlatan yapılacak çok iş var çok diye.Çağrı isimli kitabından bir bölümü sizlerle paylaşmak isterim:
SON ŞİİR
Bu
Son şiirimdir sana
Son sesleniş
Son veda
Ne sevgimi
Ne sitemimi
Dökmem artık satırlara
Seni öylesiye sevmiştim
Unutmadım
Unutmam asla...
Mustafa Çelik çok değerli yüce insan,toprağın bol,mekanın cennet olsun.Allah rahmet eylesin.Dünya durdukça sen hep yaşayacaksın.