Memorandum

PERŞEMBE günü Kıbrıs Yüksek Komiserliği’nin, Londra’nın en şık meydanlarından, Piccadilly’nin hemen arkasında

 PERŞEMBE günü Kıbrıs Yüksek Komiserliği’nin, Londra’nın en şık meydanlarından, Piccadilly’nin hemen arkasında, Kraliyet armalı ünlü mağaza Fortnum and Mason’nın kapı komşusu yeni binasına girerken, neyle karşılaşacağımı bilmiyordum…

Park Street’deki eski binadan, St. James’s Square’e  taşınalı daha yeni olmuştu.. Odalar, boya, temizlik kokuyor, kapıdaki Avrupa Birliği’nin bol yıldızlı bayrağı ile Kıbrıs bayrağı yanyana , nispet verir gibi dalgalanıyordu..

Güneşin altında pırıl pırıl parlayan “pirinç” tabelada, Rumca, Ingilizce ve Türkçe yazılan Kıbrıs Yüksek Komiserliği yazısı ise göz kamaştırıyordu..

Komiserlik, Rum yönetimi başkanı Dimitris Hristofyas tarafından, Londra’ya geldiği ilk gün şaşalı bir törenle  açıldı..

Zaten, yüzünde gülücükler saçarak, basın toplantısında bunu herkese duyuran Hristofyas, “ Bu da ilk basın toplantısı. Şanslı olmasını dilerim” diyerek, binayı da kutsuyordu adeta..

Basın toplantısına gelenlerin isimleri kontrol edildikten sonra, Rumca ve İngilizce hazırlanan memorandum kopyaları da gazetecilere verildi..

Memorandum’un meşhur maddesi, Rum meslektaşlarımızı mest etmişe benziyordu..

Yıllardır, Londra’da çeşitli vesilelerle sık sık karşılaştığımız, Yunan, Rum gazeteciler, adeta gururla Türk gazetecilere bu maddeyi göstererek, en önemli konunun bu olduğunu bize fısıldayıverdiler..

Ekim ayında, 10 Downing Street’deki Başbakanlık binasında, Başbakan Tayyip Erdoğan ile Gordon Brown’nın ortak basın toplantısında, Türkiye-İngiltere arasında imzalanan “Ortak Stratejik İşbirliği Anlaşması”nın izleri, daha dün gibi duruyordu..

Her iki toplantıya da ilgi fazlasıyla vardı.. Tabii Başbakanlıktaki daha kalabalıktı..

Evet, ilk anlaşmada yer alan , “KKTC ifadesiyle”, Rumları oldukça kızdıran İngiltere, bu kez onlara yanaşma yolunu seçiyordu..

Toplantının ilginç geçeceği baştan belli olmuştu..

Basın toplantısı tam belirtilen saatte başladı.. Ve Rum Lideri Hristofyas, beraberindeki heyet ve Yüksek Komiserliğe vekalet eden Maslahatgüzar ile salona girdi..

Önce açılış konuşmasını okudu, ardından da hemen sorulara geçildi..

Memorandum’daki en önemli madde, İngiltere’nin adanın bölünmesini asla kabul etmeyeceği ve  adada siyasi bir başka oluşumu tanımıyacağı, yüceltilmesini kabullenmeyeceği ifadeleri,  soruların da ana temasıydı..

Eline en sevdiği veya en çok sahip olmak istediği oyuncağı alan bir çocuğun yüzündeki ifadeyi bir an düşünün..

Yüzünden adeta ışıklar saçılır.. Gülümsemesine bir türlü engel olamaz..

Hristofyas da aynen öyleydi.. Zaten toplantı boyunca da sık sık Başbakan Gordon Brown ile görüşmesinden “ tatmin olmuş” ayrıldığını belirterek, bunu deklare etti...

Süt veya kaymak yemiş, bıyıklarını yalayan kedilerin mutluluğu, sevinci vardı yüzünde..

Ekim ayı sonundaki Türkiye-İngiltere stratejik işbirliği anlaşmasıyla, Kıbrıs Rum yönetimiyle, Birleşik Krallık arasındaki ilişkiler gerilmiş, Rumlar adeta İngilizlere küsmüştü..Nedeni  ise KKTC ifadesinin , bu bildiride yer almasıydı..

 

Perşembe günkü basın toplantısında, bazı çelişkiler de yaşanmadı değil..

Hristofyas, soru bölümünde, hem İngiltere’nin garantör devlet olarak önemine değindi.. 1960 anlaşmasının öneminden bahsetti..

Hem de Kıbrıslıların, adanın gerçek sahibi olarak, kendi meselelerini kendi çözebilecek olgunlukta olduğunu söyleyip, “ Garantör devletlere ihtiyacımız yok” mesajını verdi..

Adadaki İngiliz askeri üslerinin geleceğiyle ilgili cevabı da oldukça anlamlıydı..İfadesi aynen şöyleydi;

“ Adadaki İngiliz üslerinin imhası, her iki ülkenin de (İngiltere ve Güney Kıbrıs) acendasında değil”

Ve devam ediyor; “Makarios, Vasiliu, Kleridis, Papadopulos Hükümetlerinin acendasında olabilirdi. Bizim değil”

Cevap oldukça net ve açık..

Avrupa Birliğiyle ilgili bir başka soruya cevabı da anlamlı..

“Biz (Kıbrıs Rum Yönetimi), aslında Türk halkının (Türkiye’de yaşayan) menfaatleri, çıkarları ,  iyiliği için çalışıyoruz.. Onların fakirlik değil, refah içinde yaşamasını , demokratikleşmesini istiyoruz.. Kıbrıs, Türkiye’nin AB üyeliği önünde engel olmamalı.. Ancak, bizi tanımaları da şart”

Memorandum, KKTC’de büyük tepki gördü..

Buradaki İngiliz diplomatik kaynakları, bu memorandumun Kıbrıslı Türkleri kızdırmaması gerektiği görüşünde..Hatta, tepkilere oldukça şaşırmış gözüküyorlar..

Çünkü, Kıbrıs görüşmelerinde, ne İngiltere’nin duruşunda bir değişiklik vardı.. Ne de Rumlara herhangi bir vaadde bulunulmuştu.. Birleşik Krallık zaten yıllardır,  eşitliğe dayalı, iki toplumlu, iki sınırlı bir “Federasyondan “ yanaydı..Adadaki çözüm, tek hükümranlığa dayalı, tek vatandaşlığı olan bir yönetim temeline dayanmalıydı..Memorandumla bunu sadece bir kere daha deklare ediyorlardı..

İngilizler, kapalı kapılar arkasında, değişen hiçbirşeyin olmadığını,  kuzeyde yaratılan iyimserlik havasının da adeta tabir yerindeyse, “ Kendi kendine gelin-güvey olmak”la eşit olduğu görüşünde..

Yakında buradan, Kuzeye bir bakan, özel temsilci gelirse hiç şaşmayın..

Yaz ateşi, diplomatik ateşle daha da artacağa benziyor..

Bu haber 321 defa okunmuştur

:

:

:

: