Vatanseverler“El-Sen ve Tel-Sen grevde”.

“Grevler yasaklandı”. “Çalışmama eylemi başlatıldı”. “Elektrikte özerklik mutabakatı”.

“Grevler yasaklandı”.

“Çalışmama eylemi başlatıldı”.

“Elektrikte özerklik mutabakatı”.

“Mücadele bitmiş değil”.

“Öğretmenler karne vermeme eylemine gidiyor”.

“Toplumsal varoluş hareketi eylemlerine başladı”.

“Restorant sektörü haksız rekabetten bunaldı”.

“Mersin gümrüğünde yine sorun. KKTC-TC kıyı anlaşması var. Fakat sorunlar aşılamıyor”.

“KKTC idareleri sorun çözme konusunda pek güçlü değil”.

“Sayın Büyük Elçi sendika yöneticilerini hedef aldı”.

“Öğretmenlerin vicdanı rahat mı?”.

“Üreticiler Birliği Platformu Başbakanlık önünde eylemde”.

“Öğrenciler eğitim Bakanlığına yürüdü”.

“200 dönüm, 30 yıl, yılda 100 TL. Bakanlar Kurulu Vakıflara ait araziyi 417 bin sterlin teklif verene değil de,
ücretsiz olarak Kıbrıs İlim, Ahlak, Sosyal Yardımlaşma vakfına kiraladı”.

“Uluslar arası Kıbrıs Üniversitesi(UKÜ) 20 yıldır kiralama talebinde bulunduğu vakıf arazisini ilahiyat koleji yapımına açılıyor olmasını kınadı”.

“UBP koltuğu bırakmaz”.

“Halk bize %44 oy verdi”.

“Sendikaların eylemleri siyasi ve ideolojik”.

“Burası sendikalar Cumhuriyeti değil”.

AK parti milletvekili Ömer Faruk Öz; “Kuzey Kıbrıs’taki gençlerin İngiltere’ye ya da Rum kesimine özenti duymaması lazım. Onun için hükümetimiz yaşam kalitesi, bireysel hak ve özgürlüklerin kullanılması ve altyapı hizmetleri noktasında buradaki yaşam standardını yükseltmek istiyor”.

Okuduğunuz ve tırnak içinde bu köşeye yansımış cümleler basından alınmıştır. Ve memleketin durumunu anlatmaktadır. Son yazımda içinde bulunduğumuz sürece dair sorumlu konumunda olanların cevap araması gereken bir soru olduğunun altını çizmiş ve belirtmiştim “Bu insanlar ne istiyor?”. Bu soru direkt olarak bana soruldu.

“Bu insanlar ne istiyor?”. Yani eylemciler. Kim bunlar? Sadece sendikalar ön plana çıkartılıyor dedik ya. Bu sendikaların üyeleri var. Yüzlerce, binlerce. Üstelik bu sendika üyeleri sadece Adana, Baf, Urfa, Magunda doğumlu olanlar değil. Doğum yerleri farklı amaçları ayni.

Artık yağma dönemi bitmiş! Zaman hesap sorma zamanıymış! Vay be! Kim soracak bu hesabı? Kuzey Kıbrıs’taki gençlerin İngiltere ya da Rum tarafına özenti duyduğunu söyleyenler mi? KKTC halkının seçtiği hükümetin yerine karar alanlar mı?

Ne istiyor bu insanlar? Sadece kendi kurumlarını yönetmek, kendi kararlarını almak, kendi iradesini kaybetmemek, üretmek, adam yerine konmak, haksız rekabete uğramamak, adil, eşit bir düzende yaşamak. Sıranın kendisine gelmeyeceğini zannedenlere göre de bu insanlar sadece vatan hainliği yapıyor.

Üstat yıllar önce ne güzel söylemiş;

“Evet, vatan hainiyim, siz vatanperversiniz, siz yurtseversiniz, ben yurt hainiyim. Vatan çiftliklerinizse, kasalarınızın ve çek defterlerinizin içindekilerse vatan, şose boylarında gebermekse açlıktan, vatan, soğukta it gibi titremek ve sıtmadan kıvranmaksa yazın. Fabrikalarınızda al kanımızı içmekse vatan, vatan tırnaklarıysa ağalarınızın, vatan, mızraklı ilmühalse, vatan, polis copuysa, ödeneklerinizse, maaşlarınızsa vatan. Vatan Amerikan üsleri, Amerikan bombası, Amerikan donanması topuysa, vatan, kurtulmamaksa kokmuş karanlığımızdan, ben vatan hainiyim. Yazın üç sütun üstüne kapkara haykıran puntolarla; Nazım Hikmet vatan hainliğine devam ediyor hala”.
Bu haber 738 defa okunmuştur

:

:

:

: