Uluslar arası arena’da Suriye olayı üzerinde senaryolar üzerinde uzun zamandır düşünülüp taşınılmaktadır. Suriye’de askerden kaçan Suriyeli halkın sayısını on binlerce olduğu alınan bilgiler içinde.Bu konu üzerinde uzlaşıya varılan görüş ise ‘’insani yardım koridoru’’ Türkiye üzerinden sağlanılması istenilen bu koridora Türkiye’nin önerisi de Akdeniz üzerinden olmuştur.Türkiye kendi sınırında Irak olayında olduğu gibi müdahalenin olmasına karşı.Güvenlik zafiyeti doğuracak bu durum şimdiden Türkiye’nin olaya olumlu bakmasını engelliyor . O yüzden müdahalenin Akdeniz sularından yapılması taraftarı.Bu koridor meselesinde en önemli diğer sorun ise Suriye’nin konuya bakışı. Suriye ‘’evet ‘’derse bu süreç işleyecek . Hayır dediğinde ise uluslar arası aktörlerin ortaya koyduğu senaryolar işlemeye başlayacak …
Bu senaryolar ne olabilir?
*İnsani yardım konusunda Suriye HAYIR derse uluslar arası müdahale gündeme gelecek.. Müdahale’nin uluslar arası hukukta ki yeri;
-Uluslar arası hukuk açısından meşru olma zemini BM’nin şartına dayandırılcak.Aşağıda ki maddeler izlenilecek yol açısından müdahaleyi meşru kılacaktır.*konseyin milletlerarası barış ve güvenliğin korunması ile ilgili yetkileri ise bm şartı'nın 6. ve 7. bölümlerinde 2 kısım halinde düzenlenmiştir.
• Güvenlik konseyi, 6. bölüm çerçevesinde, milletlerarası barış ve güvenliği tehlikeye düşürecek uyuşmazlıklar veya durumlar bakımından bazı yetkilere sahiptir. ancak güvenlik Konseyi’nin 6. bölüm çerçevesinde alacağı kararlar sadece tavsiye niteliğindedir ve devletler için bağlayıcı değildir.
• Güvenlik konseyi, barışın bozulması tehdidi veya barışın bozulması ya da bir saldırının fiilen vuku bulması hallerinde 7. bölüm çerçevesinde yetkilerini kullanabilir ve devletler için bağlayıcı kararlar alabilir. zira devletler birleşmiş milletler'e üye olurken BM Şartı’nın 24. ve 25. maddelerinde güvenlik konseyi'nin kendileri adına karar alabileceğini ve bunlara uyacaklarını kabul etmişlerdir.
Güvenlik konseyi barışın bozulduğunu tespit ettiği takdirde ilk olarak geçici tedbirleri uygular. Daha sonra konsey, BM Şartı’nın 41. ve 42. maddelerinde belirtilen silahlı kuvvet kullanılmasını gerektirmeyen ve gerektiren önlemleri alır.
41. maddede belirtilen silahlı kuvvet kullanılmasını gerektirmeyen önlemler şunlardır:
• siyasi yaptırımlar
• ekonomik ambargo
• silah ambargosu
• ulaşım ve telekomünikasyon vasıtalarının kısmen veya tamamen kesilmesi
• diplomatik ilişkilerin durdurulması
42. maddede belirtilen silahlı kuvvet kullanılmasını gerektiren önlemlerse şunlardır:
• gösteri
• abluka
• kara, deniz veya hava kuvvetleri ile saldırı
not: birleşmiş milletler'in hiçbir zaman daimi bir silahlı kuvveti olmamıştır. bu yüzden konseyin 42. madde çerçevesinde alacağı kararlar teoride bağlayıcı olmalarına rağmen, uygulamada tavsiye niteliğindedir. Tüm bu yukarıda bahsettiklerimiz için 24 Şubat’ta Tunus tan çıkacak kararlar önemli.Ankara 7.md yi ve Akdeniz’den müdahale yapılması taraftarı.Tüm bunların dışında Rusya’nın konu üzerinde olumlu düşünmesi ve hatta Güvenlik Konseyinde yaptırımlar yönünde EVET demesi gerekmektedir.Ankara’nın dışında Batı güçlerinin de fikri 7.md üzerinde yoğunlaşmış durumda.Tunus toplantısı Suriye ‘nin ve halkının geleceği açısından önem arz ediyor.