Dış politikamızın genel görünümü

Yaşadığımız yüz yılın gereksinimi olarak değişimin şart olduğuna hep beraber şahit oluyor.

Yaşadığımız yüz yılın gereksinimi olarak değişimin şart olduğuna hep beraber şahit oluyor. Türkiye’nin Dış Politika anlayışında gelenekselci anlayışının dışına çıkıldığını görüyoruz. Dünya da yaşanan bu hızlı gelişim ve değişimlere ayak uydurmaktan olsa gerek bugün atılan dış politika adımlarımız da buna göre şekilleniyor. Merkez – Çevre ilişkileri neticesinde ortaya çıkan Karşılıklı Ekonomik Bağımlılık, Farklı Etnik ve Dini yapılara saygı, Kalıcı istikrar ve barışın sağlanması, Uluslar arası hukuk gibi konulara daha fazla önem verildiği bir dönemin içinden geçiyoruz.

Uluslar arası anlamda ‘’hızlı’’ değişimlerin yaşandığı bu sürecin yeni dış politika vizyonumuzu belirlemede bir faktör olduğunu söylemekte yarar vardır. Günümüz coğrafyasında yaşanan güvenlik sorunları, kitle imha silahları ve terörist eylemlerin içinde barış ve istikrarın sağlamlaştırılmasın yönelik umutlar azalmıştır.

Bu risk grubunu deklare etmek gerekirse Afrika, Asya , Avrasya dır. Yukarıda saydığımız tüm faktörler bu alanlar içerisinde geçerlidir. Bölgemizde ve ya interlandımızda durum böyle olduğundan Türkiye’nin dış politika konusunda kararların uygulanmasında söz sahibi olma misyonu ve vizyonuna girmiştir. Tarih bize bu coğrafya da yapılan hatalar yüzünden barış ve istikrarın sağlanamadığını göstermiştir. Bugün çizilen dış politika perspektifimizde ise bu hataların tekrardan yapılmaması için girişimlerimiz bulunmaktadır.

2000 öncesinde ki dış politika anlayışı ile 2000 sonrasında ki Türkiye’nin dış politika anlayışında yaklaşımlar arasında elbette güncel sorunlar nedeniyle değişimler olmaktadır. Dengelerin gözetildiği ve kendi güvenlik ve istikrarının sağlanması üzerine kurulu disiplin içerisinde götürülmek istenen bir dış politika anlayışı geliştirmişizdir. Nitekim bu tutum paralelinde Türkiye’nin merkez- çevre ülke ilişkisi bazında çabaları ve liderlik etme anlayışı gelişmiştir.

Yeni geliştirilen anlayışla beraber son dönemde yaşanan İnsan Hakları sorunu konusunda girişimler yapılmaktadır. Suriye örneğinde olduğu gibi. Uygulanan politika da başarılı olma isteğimiz ve inancımızda geçmiş tarihimizden ve gelecek nesillerden gelmektedir. Nitekim bugün geleceğimiz noktasında karşılıklı bağımlılık noktasında Avrupa Birliği ve NATO gibi uluslar arası örgüt ve birliklerin içerisinde aktif rol çizilmesi istenmektedir.

Transatlantik ülkeleri ile ilişkilerimizi yukarıda belirttiğimiz sebepler neticesinde geliştirmek istemekteyiz. Aynı konuya ek olarak Balkanlarda Ortadoğu’da , Güney Kafkasya’da Güney Asya’da Orta Asya’da çatışma alanlarında barış ve insan hakları misyonu üzerime biçilmiş bir elbise niteliği taşımaktadır. Küreselleşen dünya’da ilişkileri daha da sıkı noktaya taşıdığımızı herkes görmektedir.Nitekim vizelerin kaldırılması da bu konuya bir örnek teşkil etmektedir.Barış ve İstikrarın sağlanması noktasında çözüm konusunu bire bir olarak değilde evrensel (küresel) anlamda çözüm için Birleşmiş Milletleri göstermekteyiz. Nitekim bu konuda gayretlerimizin bir örneği olarak 2009 ve 2010 BM Güvenlik Konseyi üyesi oluşumuzu gösterebiliriz.

Gelişmiş –Gelişmekte olan Geri Kalmış ülkelerin olduğunu biliyoruz. Nitekim Geri Kalmış ülkeler için 2011 yılında İstanbul da düzenlenen konferansa ev sahipliği yaptığımız gibi bu ülkeler için gelişim noktasında aktif rolü kendimize rol biçmişizdir. Somali bu konu için bir örnektir. Bu sorunu G-20 zirvesine de taşımışızdır. Uluslar arası alanda yaşanan çatışma ve uzlaşmasızlık konularında ‘’Hakem’’ rolü üstlenmişizdir.

Kimi muhalefet partileri oluşturulan ve kurgulanmış dış politika anlayışımızdan bir haber ya da anlayamadıklarından dolayı her konuya muhalefet oldukları gibi barış ve istikrar temeli üzerine kurulu yeni vizyonumuza da muhalefet olmaktadırlar. Buna Somali örneğinde şahit olduk. Ülkesini her anlamda yurtdışında övmesi gerekenler bugün aynı mantıktan uzak açıklamalar ile gündeme gelmektedirler. Ulusal çıkarlarımızın gözetildiği yeni anlayışımızda kararlılıkla uygulamalarımızın süreceği atılan atımlar ile bizlerin anlamasına yardımcı olmaktadır.

Bu haber 887 defa okunmuştur

:

:

:

: