Suriye’de neler oluyor?

Türkiye’de dış politika hakkında hiç şüphesiz tartışılan en büyük sorun Suriye ‘de neler oluyor? Konusudur.

Türkiye’de dış politika hakkında hiç şüphesiz tartışılan en büyük sorun Suriye ‘de neler oluyor? Konusudur.

Dostlarımızla oturduğumuz ortamda en çok konuştuğumuz konuların gerçekten başında bu konu geliyor.

Aslında konu hakkında bir genel değerlendirme yapmanın şimdi tam zamanıdır…

Beşar Esad halkın isteklerine kayıtsız kalarak silaha sarılıp sivilleri hunlarca katletmeye devam ediyor. Orantısız güç kullanılması söz konusu. Sivillere karşı katliamlar var. Tüm bunlardan önemlisi de BM ‘De Suriye hakkında karar çıkartılmadan evvel Humus’ta yapılan katliamı hatırlamayanımız yoktur herhalde. Esad o kadar aptal mıydı bu karar çıkmadan önce ortamın yumuşatılmasının aleyhine bir hareket sergiliyor… Bu düpedüz dünyaya meydan okumadan başka bir şey değildir. Gerçi Rusya ve Çin gibi devlerin Suriye’nin arkasında olmasından dolayı BM Güvenlik Konseyinden bir karar çıkartılamıyor.

Arap Baharının ortaya çıkmasıyla kafamda bir soğuk savaş günlerini anımsatan bir ışık yandı. Yeni Dünya düzeninde ABD ve Rusya çekişmesinin sahası olarak bu bölgelerde güç çekişmesinin yaşandığını anımsadım. Mesela Suriye konusunda Rusya’nın İnsan Hakları gibi Uluslararası hukuk ta yeni yeşeren bir kavrama rağmen Suriye’yi destekler nitelikte duruşu ve ardında Çin’in duruşu tüm bunlar devletlerinin çıkarları gereği hareket ettiklerini gösteriyor.

Uluslararası ilişkilerin 19 yy da ki savaş kavramı bugün terk edilmiş durumda görünse de (1965’lerde BM de alınan kararla) bu kararın Afganistan ve Irak savaşlarında önleyici müdahale kavramı ile ortadan kalktığını ayrıca da Rusya’nın OSetya’ya girmesi bu müdahalesini kısa bir sürede bitirmesi savaş kavramlarının yeni bir anlam kazandığını göstermektedir. Suriye’ye yapılacak olası bir müdahale de “önleyici müdahale” kavramı içinde yapılması söz konusu olabilir. Bunun dışında BM Güvenlik Konseyinden Suriye aleyhinde bir gelişmenin şu an için olması söz konusu görünmemektedir. Suriye’nin gelişmelere paralel olarak şiddetin dozunu son günlerde arttırdığını görmekteyiz.

Suriye başkanı Esad unutmamalıdır ki meşru siyasal yönetimler ya da hükümetler halkın isteklerini temsil eden bir yapıdır. Halkın isteklerine kulak asmayanların orta doğu ‘da hangi pozisyonda yakalandıklarını ya da öldürüldüklerine tarihle beraber canlı şahit olduk. Kaddafi’nin saltanatının sonunu getiren halkın ateşi Esad içinde yanmaktadır.

Uluslararası hukuk bakımından sonuç eksenli haklı haksız kavramının Esad’ın karşısında duranlar la destekçilerinin iç savaşının bitmesi sonrasında sağlıklı bir karar verebileceğiz. Eğer muhalif güçler yönetimi ele geçirirse o zaman haklı olduklarını kanıtlayıp kalıcı hükümranlıklarını ilan ettikleri gün uluslararası toplumda kimin haklı kimin haksız olduğu ortaya çıkacaktır. Nitekim örnek olarak Mısır’ı Libya’yı vb. verebiliriz. Uluslararası toplumun herhangi bir müdahalede bulunmamasını buna da bağlayabiliriz
Bu haber 1211 defa okunmuştur

:

:

:

: