Bugün yaz mevsimini uzun uzun anlatmak istiyorum. Her mevsim çok farklı güzellik taşımasına rağmen yaz mevsimi bir başka zenginlikle yüklüdür. İnsanın içini ılık ılık ısıtan, bedenini buram buram terleten, kalbin ritimlerini yükselten insanı sevdikleri ile yakınlaştıran, paylaşımcılığı arttıran, ruhu yenileyen, beden güzelleştiren, sağlığa sağlık katan. Yaz mevsimi içinde çok derin güzellikler barındırır. Bu zenginliklerle yüklü güzelliklerin içerisinde en önemlisi en özeli deniz, deniz suyu. Binbir derde deva olan deniz suyu bir gençlik bir sağlık iksiridir. Denizde yetişen balık ürünleri insan hayatına ömür katar. Arada sırada içilen deniz suyu ve deniz suyundan pişirilen yemeklerde ayrıca insan sağlığına son derece faydalı ve ömrü uzatan unsurların başında gelir. Dünyada yapılan sporların arasında insanın cildini, bedenini güzelleştiren, iyileştiren denizde yüzmektir. Bir deniz kenarında oturup dalgaların çıkarttığı müzik armonisini dinlemek, deniz yosunlarının yaydığı kokuyu içinize çekmek insanın ruhunu öyle bir dinlendirir ki, başka başka müzikler dinlemeniz gerekmez Tanrı nasılda güzel yarattı. Bu cevherleri bizler için bizler insanlık faydalansın diye yarattı, cömertçe sundu. Ayaklalrımızın dibine “alın mutlu olun, mutluluk sizin” dedi.

Ah insanlık ah... Bu denizler, plajlar herkesin ortak kullanımı. Kimin malını kime satıyorlar. Kavurucu sıcaklarda insanların plajlardan faydalanması en doğal hakkıdır. Bunu yaparkende korumak insanların görevidir. Gelecek olan nesilleri düşünmek gerekir. Ayrıca görevlerin tacıdır. Para hırsı yüzünden kimin malını kime satıyor iş patronları. Deniz plajlarından yazın başlaması ile saçma sapan ücretleri ile insanları üzmekten başka bir işe yaramıyorlar. Yasal olmayan bu tür davranışlara hükümetin derhal müdahale etmesi gerekir. Çok enteresandır yasal olmayan bu tür davranışlar kesilen faturalardan belediyeler vergi alıyor. Vergilerde Maliye Bakanlığı’na aktarılıyor. Yani yasal olmayan haksız yere yapılan, elde edilen suçlu gelir kaynağı önce Belediye sonra Bakanlık. Peki hükümet nerede? Bu çirkin davranıştan haberi var mı ?

Tanrın ne çok çirkinliklerle yüklü, olumsuzluklar yaşıyoruz. Yapılan arazilerde Karpaz, Güzelyurt, Yeşilırmak, Kayalarköy yörelerindeki deniz sularımız temiz. Geriye kalanlar kirletilmiş, mikrop yuvasına dönüştürdüler güzelim deniz sularımızı.

Ey insanlık bu nasıl bir para hırsı? Para yüzünden kendi elimizin içini aydınlatacaksınız diye çevrenizi, değerlerinizi kirletmeye hakkınız yoktur. Gelecek olan nesilinizi tüketirsiniz. Tanrı, Dünya bunu affetmez. Biraz oturup düşünmeniz gerekir. Dünya S.O.S çanlarını çalıyor. Afetler bu yüzden oluyor, bu insanlık için bir uyarıdır. Dünya insanların acımasızlıklarından, doyumsuzluklarından yoruldu, bıktı ve usandı. En çok yüz, iki yüz yıl sonra güzelliklerle yüklü dünyamız insansız yaşamaya soyunacak... Yapmayın. Yol yakınken bu soyunduğunuz acımasızlıklarınıza son verin.

“Temiz Eller” sloganını T.C. Başbakanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ı çoktakdir ediyorum. Ve buradan sesleniyorum. S T.C. Başbakanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan o temiz eller sloganınızı bizler için K.K.T.C. içinde uygulayın. Nüfusumuz günden güne artıyor. Yapmış olduğunuz yardımlar yetmemeye başladı. Belediyelerin hizmetleri yetersiz kaldı. Artan nüfusumuzun içerisinde inanılmaz kirli eller, kirli düşüncelerle yüklü beyinler vardır. Bir güç yaratın ki o temiz, tertemiz ellerden bizlerde faydalanalım. Yaşanan kaoslardan kurtulalım. Geçmişte olduğu gibi. Hasret kaldık gülen yüzlerle tertemiz çevreye, sayısız yemyeşil ağaçlara, rengarenk çiçeklere, kazasız yollara, sevgi dolu yüreklere, paylaşımcı insanlara, aşk yüklü kalplere, güzel bakan gözlere, topluma faydalı evlatlara, mis kokulu oksijen yüklü havaya, bilge yüklü güleryüzlü, yaratıcı, insan ayrımı yapmadan ülkesi için çalışan hükümetlere hasret kaldık...