Günümüzde KKTC ile ilgili TC yetkililerinin yaptığı demeçler başta sendikalar olmak üzere bazı kesimleri fazlasıyla üzer oldu.
Ürettiğimizden daha fazla harcamanın ancak avuç açmakla mümkün olabileceğini bilmezmiş gibi bize “BESLEME” denmesine ucuz cesurluk şeklinde kırılganlık gösterdik.
Şimdi de “KKTC Sendika Cenneti” sözü karşısında kırılganlık gösteriyoruz. Peki bu söze kırılganlık gösterenler KKTC gibi sendika cenneti olan ve özel ve kamu sektöründe verimlilik açısından sürünen ikinci bir ülke var mı? diye sormak istiyorum.
Bulamazsınız. Bulabileceğiniz tek ülke Yünanistan’dır. Kazanılmış hak, emeklilik maaşı ve sendikal ağalık gibi serüvene sahip tek ülke olan Yünanistan’ın içler acısı haline günümüzde tanık oluyoruz. Maalesef,Türkiye’nin kurtarma hamlesi olmaması halinde ülke ekonomisi iyiye gidiyor söylemlerine rağmen KKTC’nin bütçe ve mali yapısı Yünanistan’dan daha kötüdür. Aksini iddia edene de hodri meydan diyorum ve bu noktadan hareketle aşağıdaki soruların yanıtına dikkatinizi çekmek istiyorum.
Ülkenin genelde vizyonu olan Avrupa Birliği’nde, ABD’de ve Japonya’da bizdeki gibi salt çalışan çıkarı üzerine odaklanmış çağdışı sendikal anlayış kaldı mı?
AB, ABD ve Japonya gibi ülkelerde keyfiniz geldiği zaman özellikle sağlık ve eğitimde greve gidebiliyor musunuz?
Bahsetmiş olduğumuz AB ve diğer gelişmiş ülkelerde, öğrencinin ve hastanın mağduriyeti ile şehrin sağlığını tehlikeye atarak keyfiniz geldiği zaman grev yapabiliyor musunuz?
Belediye’nin mali gücü olmadığı halde “NERDEN BULURSA BULSUN BENİ ÖDESİN” diyerek şehri çöplüğe çevirme ve ülkeyi dünyaya rezil etme anlayışı çağdaş sendikacılık mıdır?
Belediye kadrosu itibariyle yasal sınırları aşan ve bütçe yapısını bozacağını bile bile üç kuruşluk aidat için yapılan yeni istihdamlara ses çıkarmamak çağdaş sendikacılık mıdır?
Bazı gazetecilerde dahil olmak üzere çalışmadan beleş maaş alanlara ses çıkarmazken belediye bütçesini aşan taleblerle grev yapmak çağdaş sendikacılık mıdır?
2007 yılından itibaren teknik olarak iflas edereknegatif sermayeye sahip olan bir kurumda kurumu kurtarmak için sorumluluk almak yerine 2009 Nisanına kadar 14. Maaş alan ve verilmediği zaman ise nereden bulursan bul egoizmiyle grev yapan batmış KTHY ve LTB gibi kurumlardaki bu anlayış çağdaş sendikacılık mıdır?
Çalışanların aidatlarıyla oluşturdukları fonların hesabını tam olarak veremezken yaptıkları grev günleri için bile çalışmadan tam maaş taleb eden anlayış çağdaş sendikacılık mıdır?
Demokratik hukuk devletinden bahsederken maaşları aldığı zaman sessiz kalıp demokrasiden vazgeçebilecekleri tavrını ortaya koymak çağdaş sendikacılık mıdır?
Halkın malını peşkeş çektirmeyiz sloganıyla yola çıkanlar çalışanlara devletde güvence sözü aldığı zaman onların iddiasıyla peşkeşe bir nevi onay verenlerin yaptığı çağdaş sendikacılık mıdır?
Birebir sorumlu oldukları eğitim, sağlık, belediyecilik, kamuda verimlilik gibi unsurlarda kendi sorumluluklarını gözardı ederek bu alanlardaki sorunlarda hep siyasilere topu atmak ve asli görevi olmadan Kıbrıs Sorununu çözme sevdasına kapılmak çağdaş sendikacılık mıdır?
Son olarak yukarıdaki yapının hakim olduğu ikinci bir “SENDİKA CENNETİ ÜLKE” söyleyebilir misiniz?
