20 Temmuzu baştan idrak ettiğimiz bugünlerde başta devlet büyükleri olmak üzere en çok yaptığımız şeylerin başında Türkiye’ye yani Anavatana veya bazı kesimlere göre Atavatana şükran gelmektedir.
Her nekadar “Şükran” faaliyetlerinin dozu zaman zaman kaçıp yağcılık ölçüsünde yalakalığa dönüşse de özü itibariyle Türkiye’ye nekadar teşekkür etsek de azdır.
Bütçe açığı açışından halen Güney Kıbrıs’tan dahi kötü durumda olmamıza rağmen namerde muhtaç olmadan ve yaşam kalitemiz büyük ölçüde etkilenmeden Türkiye Cumhuriyeti sayesinde varlığımızı devam ettirmekteyiz. Filistin gibi ülkelerin kaderi incelendiğinde siyasi ve askeri açıdan da Türkiye Cumhiriyeti’nin KKTC için olmazsa olmaz olduğu ortaya çıkmaktadır.
AB kriterleri açısından kabul edilmeyen sınırlarda bütçe açığı GSYİH’nın % 6.5’ini, kamu borç stoku iseGSYİH’nın % 65’ini aşan Güney Kıbrıs’ta kayıtlı işsiz halen 40,000 kişiden fazladır. Güney Kıbrıs’ın bu durumda başvurabileceği Yünanistan’ın ise kendine hayırı yok. Şöyle ki; Yünanıistan’da kamu borcu halen GSYİH’nın % 165’i olup, AB Komisyonu, AB Merkez Bankası ve IMF (Uluslararası Para Fonu) tarafından bu oranın 2020’ye kadar % 120’ye dahi düşeceği beklenmemektedir. Ayrıca, AB içerisinde İspanyadan sonra Yünenistan % 22.5 ile en yüksek işsizlik oranına sahip olup toplam işsiz sayısı 1 milyon 110 bin kişi olarak ifade edilmektedir. Yani Rum Kesiminin anavatanı durumunda olan Yünanistan iflas halinde AB’den kurtarma talebi içerisinde bulunuyor. Öte yandan, KKTC’nin Türkiye’nin hibe yardımlarını saymassak bütçe açığı GSYİH’nın % 8’i, eğer hibeleri de dikkate alırsak bütçe açığı GSYİH’nın % 13’üne ulaşmaktadır. Açıkçası, KKTC’nin bütçe açıkları Güney Kıbrıs’tan daha kötü olmasına rağmen Türkiye’nin sayesinde sıkıntı yaşamamaktadır.
Güney Kıbrıs’ın özellikle finans sektörü Yünanistan ile entegre olmuş olup yaklaşık 20 Milyar Euronun adaya geri dönmeme tehlikesi bulunmaktadır. Bu durumda, Güney Kıbrıs yönetiminin sadece Cyprus Popular Bank’ı kurtarmak için yaklaşık 2 Milyar Euroya ihtiyacı bulunmaktadır.
17.3 Milyarlık mili geliri ile EURO Bölgesinin en küçük 3. Ekonomisi olan Güney Kıbrıs, yaklaşık 10 Milyar Euro kurtarma talebi ileYünanistan, İrlanda, Portekiz ve İspanya’dan sonra kurtarma talebinde bulunan 5. ülke durumundadır. Bu çaresizlik içerisinde Güney Kıbrıs Rusya’dan 3-5 Milyar Euro kredi talebinde bulunmuştur. Bu vehamet içerisinde olan Güney Kıbrıs’ta kaçınılmaz olarak işçi durdurma ve maaş kesintisi gibi önlemler gündeme gelmektedir.
AB’de ve komşumuzda yaşanlara rağmen KKTC’de Türkiye Cumhuriyeti’nin de katkılarıyla toplum olabildiğince korunarak, 2010 - 2011 yıllarında ekonomide büyüme de kaydedilmiştir.
Herşeye rağmen Kıbrıs Türkünün ümitsizliğe kapılmaması gerektiği bardağın boş değil dolu tarafının da bulunduğunu kabul etmeleri gerekmektedir. Dünyada yalnız yaşamadığımız gerçeğinden hareketle AB ülkesi durumundaki bazı ülkerin bizden daha kötü durumda olduğunu unutmamamızda yarar vardır.
SON SÖZ OLARAK; AZRAİL YÜNANİSTAN VE RUM KESİMİYLE PAZARLIK İÇERİSİNDE İKEN ANAVATANIN KORUMA ÇEMBERİ SAYESİNDE KKTC’DEN UZAK DURMAKTADIR.