Yaşayarak ezberlemek

Ülkemizde siyasetin nasıl işlediğini, siyasetçilerin konulara nasıl yaklaştığını yıllardır görerek, yaşayarak ezberledik.

Ülkemizde siyasetin nasıl işlediğini, siyasetçilerin konulara nasıl yaklaştığını yıllardır görerek, yaşayarak ezberledik.
İstisnasız her seçim sürecinin ülkemizde belirsizlik havası oluşturmasına, gelecek endişesine sarmasına da alıştık.
Endişe etmekte ne denli haklı olduğumuzu bazen yaşayarak bazen de yaşayanları görerek tecrübe ettik.

İktidar partisinden değilseniz, başınıza nelerin geleceğini artık biliyoruz bu ülkede...
Küçük bir devletiz, ciddi sorunlarımız var. Bunların çoğu, çözme vaadiyle iktidara gelen siyasetçiler tarafından üretilmiş sorunlar.
Sağlıktan ulaşıma, eğitimden dine kadar hemen her alanda var olan sorunlar,siyasetçilerin halktan kopuk, çarpık siyaset anlayışı neticesinde ortaya çıkmıştır.
Geleceğe dair politikasızlık sorunların ağırlaşmasını, toplumsal yaraların derinleşmesini beraberinde getirmektedir.
Siyasetçilerimizin tamamı ülkemize ve bizlere dünyanın uyguladığı izolasyonların evrensel insan haklarına aykırı olduğunu söylüyor, bunu yapanlara kızıyor, kalıcı çözüm istiyoruz diyorlar.
Eşitlikten, adaletten, en temel insan haklarımızın çiğnendiğinden bahsediyorlar.
Sesimizi duymayan dünya bizi mağdur ediyor diye şikâyet ediyorlar.
Bizi yönetenler demokrasi ve insan hakları isteklerini dile getiriyorlar. Adaletsizlikten yakınıyorlar.
Birincisi; Size dünyadan istediğinizi vermiyorlar diye yakındığınız bu taleplerinizi kendi halkınıza veriyor musunuz?

Ülkede hak, hukuk, adaleti tesis ettiniz mi?
İkincisi; siyaset kurumu şikâyet etmez, yakınmaz. Çözüm üretir, şikâyetleri ortadan kaldırır, halkın mutluluğunu sağlayacak mekanizmaları kurar ve düzgün çalışmasını sağlar.
Bugün muhalefet partizanlık yaptığı, rüşvete göz yumduğu, yandaşlarını işe aldığı, ganimet dağıttığı gibi gerekçelerle iktidara kızıyor.
Bir önceki muhalefette aynı suçlamaları yöneltiyordu iktidara…
Geçmişte Serdar Danktaş, seçimlerde paran yettiği kadar oy alıyorsun demişti.
Dünyada eşine az rastlanır bir kurultay süreci geçiriyoruz. Kurultay demokratik olacak diyorlar. Son iki hafta içinde neler söylendiğini, ne kadar demokratik olduğunu hepimiz duyduk, gördük…
Dürüst, seçimden dolayı bakanlıktan alındı ancak görevine gitmiyor diye açıklandı.
Bakan Atun’un istifası, ‘ihtiyaç’ var diye kabul edilmedi.

Atun ise ‘Benim seçilme hakkımı elimden aldılar’ diye şikâyet etti…
Biz dünyadan Kıbrıs Türkü için demokrasi talep ediyoruz, insan haklarına saygı bekliyoruz. Biz bunu neden halkımıza vermiyoruz diye sormalı siyasetçilerimiz kendilerine.
Bugün ülkenin gündemindeki konulara bir bakın. Bunlardan hangisinin ülkenin geleceğiyle, insanımızın beklentileriyle, sorunların çözümüyle uzaktan yakından ilgisi var? Tamamı bir partinin özel hedeflerine yönelik gündem değil mi?

Burada muhalefete de sormak lazım. Neredesiniz? Gündeminiz ne? Yapmacık birkaç yazılı açıklamayla, kıytırık konulara karşı çıkarak muhalefet yaptığınızı mı zannediyorsunuz? Bu halk bunu anlamaz mı? Siz hiç, halkın bir sorununun çözümüne yönelik alternatifler ortaya koyan, çözüm önerilerini paylaşan bir muhalefet partisi gördünüz mü?
Bu haber 8956 defa okunmuştur
  • Hepsi Selami  Lefkoşa - 19.09.2012 Siyasetçiler kendi çıkarlarının peşinde kendini düşünen kim...

:

:

:

: