KKTC de istikrar sürüyor!
Hem de neyin ve kimin istikrarı olduğu bilinmeden.
Dünkü yazımızda temiz eller dedik ya yine söyleyelim ve devam edelim.
Temiz eller bu ülkenin genelinde olmalı.
Önce niyet sonra hareket.
“Temiz eller istihdamlardan başlasın” dünkü yazımın başlığıydı.
Bu başlık ve içeriği çeşitlendirilebilir.
Mesela;
“Sağlıkta temiz eller”
“Eğitimde temiz eller”
Ve daha daha…
Dün bir haber dikkatimi çekti.
Kendi kendime temiz eller burada da uygulanmalı dedim.
Tıp-İş Örgütlenme sekreteri Dr. Ömer Gür.
Verilen vatandaşlıklarla ilgili sağlık kurumunun nasıl kullanıldığını anlattı.
KKTC vatandaşı olmak için “Sağlık raporu” almak şart.
Meğer bu şartın yerine getirilmesinde de oyunlar dönüyormuş.
Yani yetmez vatandaşlık konusu istismar edilip, adaletsizce, düzenin devamı için kullanılıyor bunu yaparken bile torpiller havada uçuşuyor.
“Vatandaşlık için sağlık raporu almak isteyenler erkenden gelerek sıra numarası alıyor. Bu nedenle normal muayene olmak isteyenler sıra numarası bulamıyor. Doktorlar muayene yapmaktan çok rapor verir hale geldi. Torpilli olan kişiler üst yetkililerin aracılığı ile muayene olmadan sağlık raporu almaya geliyor. Doktorlar imza atması için üst yetkililerce baskı görüyor. Vatandaşlıkların engellenmesi için gerekirse eylem yapacağız. Böyle devam edemez.
Son 3-4 gündür yoğunluk var. Hiç bu kadar yoğun olmadı. Pazartesi günü 25 hastamın 19’u sağlık raporu almak için geldi. 6 kişi de normal muayeneye geldi. Doktorlar muayene yapmaktan çok rapor veriyor. Sol görüşlü doktorlar bile muayene edip sağlık raporu imzalanaması için baskı uyguluyor. Hatta torpilli olanlar sıra numarası almadan rapor almaya gönderilir. Eski günlere döndük. Devlet bu yeni vatandaşlara hizmet veremez duruma gelecek, bir an evvel vatandaşlıkların durdurulması gerekir. Bu yüzden CTP, DP ve UBP birleşerek buna dur demeli. Torpilliler ya İdare Amirinin ya da Başhekimlik Başyardımcısının tarafından gönderilir ve sağlık raporunu imzalamamız istenir. Bu konuyu sendikal platforma götüreceğiz”.
Evet, Tıp-İş örgütlenme sekreteri böyle söylüyor.
Bazı üst yetkililerin baskı yaptığından söz ediyor.
Sevgili doktorum sadece söz etmekle olmaz.
Kim bu baskı yapanlar?
İsimlerini de açıklayınız.
Birilerine torpil isteyen, adaletsizlik yapanlar kim?
Karpaz’dan, İskele’den, Güzelyurt’tan sabahın 4’ün de sıra numarası alıp muayene olmak için gelip de hakkı çalınan insanların ahını alanlar kimlerdir?
Bu şekilde olmaz.
Bunları bu kurumların içinde olan, baskıya maruz kalan sizler söyleyeceksiniz.
Sizler doktorsunuz.
İşiniz adaletli olarak sağlık dağıtmak.
Bunun aksini hangi koşulda olursa olsun yapmanız sizi de suçlu duruma getirir.
En başa dönersek;
Temiz eller kampanyası her yerden başlatılmalı.
Ve moda deyimle “Gidilecek yere kadar gitmeli”.