Rüyaydı gerçek oluyor

Anamur’da ve (kısmen de Girne-Karşıyaka’da) gerçekleştirilen törenle Türkiye’den KKTC’ye su taşınması projesi çerçevesinde deniz yüzeyinden 250 metre atlında askıda inşa edilecek “KKTC Deniz Geçiş İsale Hattı ile Türkiye Tarafı Kara Yapıları ve KKTC Tarafı Kara Yapıları”nın temeli hafta sonunda atıldı…

Anamur’da ve (kısmen de Girne-Karşıyaka’da) gerçekleştirilen törenle Türkiye’den KKTC’ye su taşınması projesi çerçevesinde deniz yüzeyinden 250 metre atlında askıda inşa edilecek “KKTC Deniz Geçiş İsale Hattı ile Türkiye Tarafı Kara Yapıları ve KKTC Tarafı Kara Yapıları”nın temeli hafta sonunda atıldı…
Böyle anlatınca kulağa Türkiye ile kuzey Kıbrıs arasında sıradan bir başka proje daha hayata geçiriliyormuş gibi geliyor, değil mi?

O kadar da basit değil… Hatta hiç basit değil.
Doğrusunu söylemek gerekirse etnik-temelli Kıbrıs sorununu, ayrılığı ve diğer tüm güncel sorunları, kısaca her şeyi bir tarafa bırakın ada tarihinde eşi, benzeri olmayan bir olayın yeni ve önemli bir halkası daha gerçekleştirilme aşamasına getirildi…
Adaya su! Kulağa şarkı gibi, türkü gibi, masal gibi geliyor değil mi?
Tanker gemiler kullanılsın denildi bir dönem…
Sonra meşhur balonlar devreye sokulmaya çalışıldı, birilerine dünyanın parası peşkeş çekildi…

Sonuç? Meşhur laftır, sıfır ile sıfır toplansa da çarpılsa da sonuç her zaman sıfır olur… Bizimkisi de aynen öyle oldu.
Adalet ve Kalkınma Partisi iktidarıyla benim aramda temel sıkıntılar var. İdeolojik temelli bu sıkıntıların haklı veya haksız tarafını aramak pek de doğru olmaz. Güven varlığı ve yokluğu da kolay halledilecek bir sorun değil. Kıbrıs temelinde ise AKP iktidarının sömürüleştirme benzeri uygulamalarını kabul etmem, hazmedebilmem mümkün değil. Doğrudur adadaki son yıllarda gerçekleştirilmekte olan demografik değişiklikler eninde sonunda hem AKP’nin hem de Türkiye’nin başına iş açabilir.
Bütün bunlar ve eleştiriler bir yana, adaletli olmak için, dürüst davranabilmek için, kendine saygının gereği olarak hakkı da teslim etmeli insan…
AKP iktidarındaki Türkiye Kıbrıs’ın makûs talihini, kronik susuzluğunu giderme gibi hala daha hayal gibi görünen bir hedefi çekleştirme yolunda bir önemli adım daha attı… Bu adım selamlanmalı… Emeği geçen, bu uğurda gayret gösteren, Türkiye’nin pek de geniş olmayan imkânlarından 700 milyon dolar kaynağı bu işe seferber eden herkese ve tabii başta Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’a şükran.

Son zamanlarda sıklıkla adanın ve etrafının hidrokarbon zenginliğinden ve bu zenginliğin çözüme destek mi köstek mi olacağından bahsedilip, çeşitli senaryolar yazılıyor… Hepsi doğal, mantıklı ve hatta mümkün de olsa, hiç biri su kadar hayati ve anlamlı değil. Yeşil adaya Türkiye’den can suyu geliyor, olay bu kadar net… Can suyu!
Dahası, törende açıkladı Başbakan yardımcısı Beşir Atalay, suyun ardından adaya elektrik de gelecek… Daha doğrusu çekilecek bir kabloyla kuzey Kıbrıs Türk elektrik şebekesine bağlanacak…

Tabii bu elektrik nasıl dağıtılacak falan çok tartışma çıkaracak bir konu ve beğensek de beğenmesek de en azından elektrik ve su dağıtımının “özelleştirileceğini” veya en baştan “özel” sektöre verileceğini söylemek, kuzey Kıbrıs’taki mevcut Kıbtek sorunları dikkate alınırsa herhalde falcılık olmayacaktır.
Su ve elektrik… Susuz ve elektriksiz kalmamak… Ne büyük hayallerdi? Gerçekleşme yolunda…

75 milyon metreküp/yıl kapasiteli boru hattının ihtiyaca ve adada barışa yönelik gelişmelere bağlı olarak üç katına kadar artırılabilmesi ve Rum kesiminin ihtiyacını da karşılayabilmesi yanı sıra olası bir çözümü de finanse etmesi de bu işle uğraşan bürokrasinin dosyasında olduğunu bilmek ayrıca mutlu ediyor, ileriye dağa umutlu bakmasına imkân veriyor kişiye…
7 Mart 2014 saat 14:00’e çok az kaldı… Sayılı gün geçer. O gün sadece su akmaya başlamayacak Türkiye’den KKTC’ye uzanan 107 kilometrelik botu hattından, bolluk, bereket, refah ve umarız barış akacak…
Sağol Türkiye…


AHLAKEN ÇÖKEN KİM?

Bu hafta sizlerle bir yazıyı paylaşmak istedim. Pek değerli Nurullah Aydın üstad hassas bir şekilde dokunmuş klavyenin tuşlarına, bam teline dokunmuş “Ahlaken çöken kim?” sorusuyla:
Ahlaken çöken kim? ABD mi, Rusya mı, İngiltere mi, Fransa mı, Çin mi, Türkiye’mi, Avrupa mı?
Tarih boyunca birbirlerini katleden Avrupalılar; son 60 yıldır barış içinde yaşayacaklar, İnsan hakları, demokrasi, özgürlük kıtası olacak ve bu nedenle de Nobel ödülü alacak.
Rusya ve Çin; soğuk savaş döneminden ders alarak savaşlara karşı çıkıyor.
Nerede savaş varsa ABD, İngiltere, Fransa ve Türkiye orada.
İslam dünyası kan gölü. Vahşetin, katliamların, yıkımın bölgesi. Peki ama sorumlusu kim? ABD-İngiltere-Fransa ve Türkiye değil mi?
Ahlak’tan bahsediliyor. BM’nin Suriye’ye savaş açmadığından şikayet ediliyor. Irak’ı Libya’yı Yemen’i Mısır’ı kan gölüne çevirenler Suriye diye sayıklıyor. Bağlı oldukları şeytanı mutlu etmek adına her türlü kirli sinsi ve hain oyunların içindeler.
Her konuda; herkes kendi ideolojik tercihine göre cevap verir.
Ama bir de gerçek var ki; insanlığın ortak değerleri, kabulleri vardır ve bu kıstaslara göre değerlendirmeler yapılır.
Nedir bunlar? Ahlak, hukuk, adalet, insan hakları, dürüstlük, paylaşım, yardımseverlik hoşgörü.
Şimdi bu kavramlar açısından ülkeleri değerlendirmek mümkündür.
Bakın; ABD’li diplomat Rusya’nın Suriye politikası nedeniyle ne diyor? Rusya ahlaken çökmüş.

Peki ama ABD çok mu ahlaklı?
Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Victoria Nuland, Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov’un indirilen Suriye yolcu uçağına ilişkin açıklamalarına yanıt verirken, Moskova’nın Suriye politikasını sert biçimde eleştiriyor. ABD'li diplomat, Rusya'yı dolaylı yoldan ahlaksız ve sorumsuz olarak niteliyor.
Nuland; bu konuda Rusya ile de temasta olduklarını ifade ederek, her zaman “özellikle de BM Güvenlik Konseyi üyelerinin bu tür eylemlerinin devamı konusunda ciddi kaygılarının olduğuna yönelik açık olduklarını, bunun ciddi askeri ekipman olduğuna dair hiçbir şüphemiz yok” söylüyor.

Rusya Dışişleri Bakanı Lavrov'un “O uçakta her şey yasaldı” açıklamalarına da cevap veren Nuland, “Suriye’ye yaptırım konulamamasının sebebi BM Güvenlik Konseyi üyeleri Rusya ve Çin’in sürekli bu yöndeki kararları veto etmesidir. Bu yüzden Rusya'nın izlediği politika hukuki olarak yasal görünse de ahlaken çökmüştür' diyor.
Nuland; Burada Rusya'nın yanlış yaptığını mı söylüyorsunuz? sorusuna, Bir yıldır söylediğimiz gibi, hiçbir sorumlu ülke, Esad rejiminin savaş makinesine yardım ve ortaklık etmemeli, özellikle de BM Güvenlik Konseyi üyesi olarak küresel barış sorumluluğu olanlar, cevabını veriyor.

Oysa; Nuland, Rusya'ya tepki, Türkiye'ye 'malzemelerin gönderilişi hukuka uygun ama' diyerek destek verirken çelişkiye düşmüyor mu?
Savaş makinesi kim? Esad değil kendileri ve çapulcu muhaliflerdir. Ahlak ve hukuk dışı her şeyi yapan kendileridir. Orta Doğuda akan kanların sebebi kendileridir. Japonya'da, Vietnam'da, Irak'ta milyonlarca insanı öldüren Rusya mı? Çin mi?
Asıl ahlaken çöken; Irak’ta, Afganistan’da, Libya’da, Lübnan’da, Filistin’de, Somali’de ve daha birçok yerde milyonlarca insanın kanından sorumlu olan ABD-İngiltere-Fransa ve değil midir?

ABD Rouge State-Haydut Devlet olma yolunda! Suriye'deki sözde muhalifleri yaratan, Libya'dan TR üzerinden Suriye'ye militan ihraç eden, Rusya'dan gelen o uçağı indir diyen, Suudi ve Katar'ı kullanan, hep ABD! Türkiye dış politikası hiç bu kadar aşağılanmadı!
Evet, Rusya ve Çin, BM’de vetolarını kullanmamalı ki ABD; Suriye’ye karşı yaptırımlarda bulunarak, meşru yönetimleri sindirerek Suriye’ye özgürlük, refah ve liderlere ölüm getirmeli buna da Demokrasi demeli.
ABD ve Avrupa için demokrasi, özgürlük insan hakları kendi topraklarında geçerli. Diğer ülkelerde ise iç savaş, yıkım, vahşet, katliam anlamına gelmiyor mu?

Peki ya Türkiye’ye ne oluyor? Terörle iç içe yaşayan Türkiye’nin Suriye derdi ne ola ki?
Bu haber 1807 defa okunmuştur
  • INANMAK ISTIYORUM SONER SABRILER  LONDRA - 17.10.2012 1980 YILLARINDADA GELECEKTI SU TURKIYEDEN.HAZIRLIKLAR YAPILDI TORENLER YAPILDI INSANLARDA BIR SEVINC BIR SEVINC DIYECEM FAKAT HIC KIMSE INANMADIDOSENEN BALONLAR PATLADI DENDI VEDE OLMADI.SIMDI YINE AYNI SENARYO.. HA BELKI GELIR GELMESINI TUM K.K.T.C. HALKI ISTER FAKAT SORSANIZ SOKAKTAKI VATANDASA HIC KIMSEDENDE OLUMLU BIR CEVAP ALAMAYACAKLAR. YA SECIMLER ICIN BIZI YINE OYALAYACAKSINIZ,YADA BIZIMLE DALGA GECERSINIZ DIYECEKLER. INSALLAH OLUR DIYECEM BEN YINE.

:

:

:

: