Başbakanın kulağına küpe olsun!....

Resimde görebileceğiniz gibi futbol topu kale çizgisinin üzerinde bulunmaktadır.

Resimde görebileceğiniz gibi futbol topu kale çizgisinin üzerinde bulunmaktadır. Bu görüntüde gol girmiş midir?. Şu anki pozisyon itibariyle hakem gol kararı verirse hakeme yapılabilecek itirazları düşünün. İşte UBP Kurultay sonucu böylesi bir gol kararı karşısında taraflar arası ihlilaf yaşanmaktadır.
Tabi ki bu makalede amaç sonucun gol olup olmadığını tartışmak değildir. Amaç, neden maç sonucunun bu pozisyona kaldığıdır.

Yaşanan kurultay süreci ile ilgili birçok yorum yapılabilir. Bu yorum galip gelenin veya mağlup olanın penceresinden bakılarak yapılabilir. Benim burada yapmak istediğim yorum Başbakanın penceresinden bakanlar açısından olacaktır. Peki, bu bakış açısının diğerlerinden farkı ne olacaktır?

En önemli farkı Başbakana sözde danışmanlık yapanların sorumluluktan kurtulmak için sorumluluğu tamamen kontrol dışı olan etmenlere bağlayabileceğidir. Ancak, tarihi bir gerçek olarak hem Başbakan hem de parti başkanı olarak seçime girenin neredeyse kaybetme olasılığı yokken bu ezberin neden kıl payı bozulabileceğinin duygusallıktan uzak profesyonelce değerlendirilmesi gerekmektedir.

Kurultay sonucunu rasyonelce değerlendirme imkanı bulamayan ve/veya yanıltılan bir Başbakanın olası bir seçimde başarı şansının azalacağı kesindir. Bu çerçevede, Başbakanın kulağına küpe olması düşüncesiyle kurultay sonucunun olası nedenlerini aşağıdaki gibi sıralamak istiyorum:

• Seçim süresince slogan olarak kullanılan ekonomideki “İSTİKRAR”ın mikro açıdan hissedilmemesi nedeniyle son dönemde refah düzeyi düşen UBP delegesinin tepkisine yol açması. Bu açıdan, bugünkü istikrarın gelecek dönemde hem UBP delegesinin hem de kalkın refahına bireysel olarak da yansıyacağı anlatılmalı ve kavratılmalıdır.
• Toplumda ve UBP delegesinde tepki yaratan istikrar söylemi üzerine demagoji yapan Sayın Dr. Ahmet Kaşif’in sempati kazanması
• Her iki adaya dönük dış müdahale olmasına karşın bir aday bu destekten habersiz davranırken Sayın Küçük’ün devamlı olarak Türkiye ile uyumu öne çıkarmasının delegede tepki yaratma olasılığı.
• Halehazırda tepki yaratan istikrar söyleminin Türkiye yetkililerince de devamlı dillendirilmesi Sayın Küçük’ün aleyhine bir gelişme olarak müdahale diye algılandı.
• Sayın Küçük yönetiminin delegeyi ikna sürecinde aynı zamanda da bazı delegeleri kırma ihtimali
• Sayın Eroğlu’nun delege üzerindeki ikna gücü ve Sayın Eroğlu sonrası delege yapısının pek değişmemesi
• Sayın Küçük’ü desteklediğini iddia eden 10 bakan + 14 belediye başkanı + milletvekili + Tahsin Ertuğruloğlu + Avcı ve diğer kesimlerin içerisinde Saray ile Küçük arasında sıkışan büyük iki yüzlülüklerin yaşanması. Bu açıdan, sayın Başbakanın konuşmalarında devamlı vurgu yaptığı kardeşleri ile “GALLEŞLERİ” net olarak ayırt etmesi gerekiyor.
• Partiye destek veren muhtarlar ile delegelerin devamlı şikayet ettiği Başbakanlık ve diğer bakanlıklardaki bürokrat ve teknotratların kendilerini hiçe saydığına dönük olguların kurultayda tepkiye dönüşme olasılığı.
• Toplumun birçok kesimi tarafından karşı durulan ve Sayın Kaşif’in kurultay sürecinde karşı olduğunu savunarak kendini ve ekibini soyutladığı petrol dolum tesisi gibi projelere mevcut hükümetin herşeye rağmen olumlu bakması toplumun bir parçası olan kurultay delegesinin de tepkisine yol açma olasılığı.

BİZDEN SÖYLEMESİ!........
Bu haber 1307 defa okunmuştur

:

:

:

: