Bu Bir İsyandır

İktidar partisi UBP’nin henüz bitmeyen kurultay süreci ve LTB’ deki grev ve bunlara bağlı olan olumsuzluklar.

İktidar partisi UBP’nin henüz bitmeyen kurultay süreci ve LTB’ deki grev ve bunlara bağlı olan olumsuzluklar.

Şuan için kuzey Kıbrıs’ın gündemi bunlar.
Ülkeyi yönetenler bu göreve talip olurken halkın huzuruna bunu gösterecek düşüncelerle çıkarlar.
Onların esas görevi sorunları çözmektir.
Bu ülkede sorun çözen değil, sorun yaratan bir yönetim anlayışı var.
Kader, kısmet bir defa vekil oldunuz.
Durumu idare ederseniz ömür boyu ekmek kapısını da Meclis olarak belirlersiniz.
Belli bir zümreyi memnun edersiniz, her daim türlü olanaktan faydalandırırsınız onlarda size bitmek bilmeyen bir vefa duyar ve böyle bir ilişki içinde gül gibi geçinip gidersiniz.
Bu sayfaları bizler okuyuculardan ödünç aldık.
Aslında bu sayfalar bizim değil.

Bu sayfalara okuyucunun ve toplumun sesidir.
Toplumun sorunlarını aktarmak, yöneticileri uyarmak başlıca görevimizdir.
İçinde olduğumuz yıkımı an ve an yaşayarak görüyoruz.
Ülkede gerçek anlamda bir çöküş yaşanıyor.
Bu çöküntü elbette sadece birilerinin üzerinde kalmayacak.
Bu viranenin altında hepimiz kalacağız.
Bugün Lefkoşa Türk Belediyesini yarın bir başka kurumumuzu konuşacağız.
En kötüsü de bunlar sadece konuşmakla kalıyor.
Herkesin derdi suçlu aramak.
Çözüm ve öneri kimsenin aklında yok.
İsimler veya kişilerle pek bir işim ve bu anlamda bir takıntım yok.
Her gün renk değiştiren, bir söylediği bir söylediğine uymayan, tutarsız ve sistemin yarattığı çarpıklıkla sadece kişisel çıkarını koruyarak siyaset yapan, ülke yönettiğini zanneden siyasilere de güven duymam.

Bu sözlerimin altına da pek çok insanın imza atacağından şüphem yok.
Siyasetçi veya makam sahibi insanlar konuşmalımıdır?
Elbette konuşmalıdır.
Ama laf olsun diye değil.
Her konuda ahkâm kesmek için değil.
Öncelikle kendi alanında konuşacak.
Ama kendi istediklerini değil, kendini o makama getirenlerin duymak istediklerini söylemek için konuşacak.
Konuştukları da konuştuğu yerde kalmayacak.
Ertuğrul Hasipoğlu.
Hükümetin en çok konuşan üyelerinden biri.
Üstelik her konuda.
Artık sırıtan bir düşüncenin temsilcilerinden.
Deneyimli bir siyasetçi.
2002’de UBP’den istifa etti.

Aynı yıl içinde “Yenilikçi Atılım Partisini” kurdu.
2003 yılında partinin adı Adalet ve Barış Partisi olarak değişti.
2005 ve 2009 yıllarında yapılan seçimlerde Demokrat Partiden Gazi Mağusa vekili seçildi.
12 Ağustos 2010 yılında DP’den istifa etti.
27 Eylül 2010’da ise UBP’ ye katıldı.

Önce UBP Genel Sekreteri sonrada Ahmet Kâşif’in yerine 18 Eylül 2012 tarihinde sağlık bakanı oldu.
Bir aralık istihdam konusunda anlaşmazlık yaşayarak “bana kazık attınız” dedi.
Yani Kıbrıs’ın kuzeyine has siyaset anlayışının iyi bir örneği.
Bu tabloyu neden hatırlattım?
Kıbrıs Türk siyasetçisinin genel profilini bir kez daha çizmek için.
Denklem basittir.
Rüzgârı arkanıza alıp seçileceksiniz.
Sonrası tufandır.
İstihdam yapacaksınız.
Sizden olmayanları dışlayacaksınız.

Muhalefet durumunda kaldınız mı halka daha iyi hizmet verebilmek için (!) başka bir parti kuracaksınız veya uygun bir bonservis bedeli ile transfer olacaksınız.
İktidarda iken muhalefette söylediklerinizi unutacaksınız.
İşte Kıbrıs’ın kuzeyinde siyaset sadece bunlardan ibaret.
Sağlık bakanı Sayın Hasipoğlu Kıbrıs Türk Tabipler Birliğini kabulünde ilginç şeyler söyledi.
LTB grevi için “Bu artık bir isyandır. İsyan ediyorsanız sonuçlarına da katlanacaksınız. Bu eylemi siyasete alet etmeyin. Kimsenin Lefkoşa halkına bunları yapmaya hakkı yoktur. Hiçbir kurum veya kuruluşta kimsenin almadığı maaşı ve hakları alıyorsunuz. Hizmeti vereceksiniz” diyor Sayın bakan.
Sayın Hasipoğlu’nun LTB ile ilgili çözümü işte bu.
Maaş almadan, güvenli olmadan çalışsanız dahi haksızsınız.
Grev yapmayacaksınız.
Çünkü yasa koyucu ve denetleyici devlet size bunu emrediyor.
Sizin haklarınızı kim mi koruyacak?
İşte bu mesele Allaha kaldı.
“Hiçbir kurum veya kuruluşta kimsenin almadığı maaşı ve hakları alıyorsunuz”.
Ne kadar aşşağılayıcı.
Zaten sorun maaş alınmaması.
Maaş dediğiniz de öyle yedi buçuk- sekiz de değil.
Hiçbir kurum veya kuruluşta olmayan maaş ve hakları alanlar siz vekillersiniz.
Ve sizler halka hizmet vereceksiniz.
Lefkoşalıyı, bu ülkenin bir evvelden Başkenti olan Lefkoşa’yı bir kurultay uğruna harcayanlar sizlersiniz.

Doğrudur.
Bu bir isyandır.
Güvencesiz çalışmanın isyanı.
Gününde maaş alamamanın isyanı.
Her ay okul, banka taksiti, kredi kartı, bakkal, elektrik, telefon, su, eğitim, sağlık giderlerini karşılayamamanın, bankalarda kefilliğin bile kabul edilmemesinin isyanıdır.
Sayın bakanla şu noktada hem fikiriz;
Artık herkes aklını başına almalı.
Bu haber 754 defa okunmuştur

:

:

:

: