Son günlerde özellikle LTB ile ilgili yaşadıklarımız 29. kuruluş yılını kutladığımız Cumhuriyetimizin kurumsallaşması adına daha nelerin yapılması gerektiğine ışık tutmakta ve maalesef toplumu artık çileden çıkartmaktadır.
Belediyede işine geldiğinde özerk olduğunu iddia eden belediye ve sendika temsilcileri işine gelmediğinde ise nerede bu devlet deyip kendi hataları yüzünden batan belediyenin günahını devlet ve halka çektirmeye çalışıyorlar.
Beraber batırdıkları LTB için sorumluluktan kaçmak ve yüklü maaşlar için sosyal güvenlik katkılarını kısa yoldan elde etmek için sendika ağaları halkı zehirlemek ve pisliğin içinde bırakmak tehditinde bulunuyorlar. Üstüne üstlük, halkı zehirlerken LTB halkını -ahmak yerine koyarak- onlardan bir de destek istiyorlar.
Belediye reisi efsanevi başkan olma sevdasında siyasi geleceğini garanti altına almak için sosyal yardım dairesi gibi geleni belediyeye almış, işin içinden çıkamayınca ise topu devlete atmıştır. Şöyle ki, partizanca ve kişilerin vasıflarına bakılmadan belediyeye yapılan fazla istihdama çare olarak devlete aktarma ve bunun yükünü, merkezi bütçeye, TC yardımlarına ve halka yükleme yoluna gidilmiştir. Bunun üzerine ise, haklı olarak başta esnaf ve diğer ekonomik örgütler olmak üzere toplumda infial baş göstermiştir.
Güney Lefkoşa Belediyesi’nde 310 kişiden 60 kişinin işine son verilirken bu kişilerin devlete alınması konuşulmadı bile. Bizde ise Türkiye Cumhuriyeti’nin sırtında kambur olan KKTC Bütçesi çok iyi durumdaymış gibi aşırı istihdamı devlete aktararak belediye başkanlarının ve siyasilerin günahını bir nevi TC ve KKTC halkına çektirmeye çalışılıyor. Buna yalnızca ekonomik örgütlerin değil Türkiye ve KKTC halkının da artık dur demesi ve kırmızı kart vermesi kaçınılmazdır.
Peki nerede kaldı belediyenin özerkliği diye sormak lazım? Tabi ki bundan önce sormak lazım. Nedir bu özerklik? Ne işe yarar? Hangi durumlarda belediyeler tam olarak özerk olabilir? Her şeyden önce belediye yönetimleri neden özerklik taleb eder? Özerklik derebeylik midir? Özerkliğin derebeyliğe dönüşmemesi için ne gereklidir?
Nuri Tortop’un Amme İdaresi Dergisi’nde belediyeleri konu alan makalesi özerkliğe ve özerkliğin temel problemine açıklık getirmektedir. Buna göre özerkleştirmeyi Merkezi yönetimin ve bürokratik isleyişin sakıncalarını azaltmak için geliştirilen bu yönetim biçimi; “kurumların kendi öz sorumlulukları altında ve ülke çıkarları doğrultusunda, kendi hizmetlerini düzenleme hakları” (Tortop) ya da “farklı isimler taşıyan birimlerin kendilerini yönetme hakkının anayasalarca güvence altına alınması” (Keleş) şeklinde tanımlamak mümkündür. Ayrıca, özerkliğin bir topluluğun ya da bir ülkenin sınırlı bir bölgesinde faaliyet gösteren yönetim biriminin sahip olduğu siyasi otorite veya kendi kendini yönetebilme ve karar alma derecesini ya da sınırları içerisinde faaliyette bulunduğu ülke ya da siyasi toplulukla ilişkisinde sahip olduğu hür iradesini ifade etmede de kullanıldığı görülmektedir (Oxford Economic Dictionary, www.oed.com).
Tortop’a göre özerkleştirme belediyelerde daha kaliteli, daha verimli ve etkin hizmet getirmek için ortaya atılımştır. Ancak, özerkleştirmeyi bir başka deyişle hareket serbestisini gerçek amacı dışında kullanmaya kalkmak, özerklilkten beklenen yararları sağlamaz. Bu kurumlar özerklik kisvesi altında keyfi tutum ve davranış içine girebilirler. Kaynaklar israf edilebilir. Personel politikası amacından sapabilir. Toplum çıkarları doğrultusunda kararlar beklenirken, ülkenin geleceği ile çelişen kararlar alındığına tanık olunabilir. BU NEDENLE ÖZERKLİĞİ DENETİMSİZLİK, KONROLSÜZLÜK OLARAK ANLAMAMAK GEREKİR. GERÇEK AMAÇ HİZMETLERİN EN İYİ ŞEKİLDE, KÖTÜ UYGULAMA VE GÖREV SUSİTİMALİNE YER VERMEYECEK ŞEKİLDE YÜRÜTÜLMESİDİR.
Yazarın yukarıdaki ifadeleri sanki LTB için yazılmıştır. Yani seçim demokrasisini ve belediye özerkliğini çağdaş normlarda iç ve dış uygunluk, mali ve performans denetimine ilaveten yargı denetiminin dışında bırakırsanız özerklik adeta derebeyliğe dönüşür ve sonuç LTB’nin akibetinden farklı olmaz. Belediyelerde behemehâl reforma gidilmez ise, maalesef çorap söküğü gibi diğer belediyelerin LTB’yi takip edeceği kaçınılmazdır.
Gelecek haftaki yazımda “BELEDİYELER NASIL DENETLENMELİ?” sorusuna yanıt aranacaktır.