İnsanoğlu,doğumdan ölüme kadar hep bir arayış içerisindedir.Ben kimim,nereden geldim, nereye gidiyorum,dünyada bulunuş gayem nedir, bundan sonra ne olacaktır, gibi soruların cevabını hep arar durur.İlk insan Hazreti Adem’den son insana kadar bu arayış devam edecektir.
İnsanoğlu,doğumdan ölüme kadar hep bir arayış içerisindedir.Ben kimim,nereden geldim, nereye gidiyorum,dünyada bulunuş gayem nedir, bundan sonra ne olacaktır, gibi soruların cevabını hep arar durur.İlk insan Hazreti Adem’den son insana kadar bu arayış devam edecektir.
İnsan,özünde sonsuzluğu aramaktadır.Dikkat edecek olursak,sahip olduğumuz güzelliklerin,yaşadığımız huzurlu anların bitmesini hiç istemeyiz.Ölümün gelmesi,karşılaşmayı hiç arzulamadığımız bir andır. Bunun tek sebebi de bizi bu güzelliklerden ayıracak olduğu düşüncesidir .Oysaki sonsuzluk burada mümkün olmayan bir şeydir.Milyarlarca yıldır bu kadar insan ve diğer canlılar nasıl vakti geldiğinde öldülerse biz de öleceğiz.Aradığımız sonsuzluk alemine kabir denen o kapıdan giriş yapacağız. Bu dünyada kazandıklarımızın karşılığını almak üzere ebedi alemde yeniden dirilip bir daha ölmemek üzere bir hayata başlayacağız.Orada elem yok,ızdırap yok çirkinlik yok.Kur’an-ı Kerim’in ifadesiyle “gözün görüp gönlün hoşlanacağı her şey orada mevcuttur.”
Orada hoşnut olacağımız bir hayatı da bu dünyada iken Rabbimizin istediği;Peygamberimizin bize öğrettiği gibi bir hayat yaşamak suretiyle kazanacağımız muhakkatır.İsanın faniden bakiye olan yolculuğunu dile getiren Seyyah adlı şiirle bitirelim.Rabbimiz hepimize razı olacağı bir hayat yaşamayı nasip eylesin. Gününüz aydın, kazancınız bereketli, yuvanız huzurlu,bedeniniz sıhhatli olsun.Gelecek günleriniz güzellikler getirsin
SEYYAH
Bir garip seyyahım önümde yollar,
Nice mekanlara uğrar gezerim.
Savuşur mevsimler devrilir yıllar
Geceyi gündüze karar gezerim
Ezel diyarından başladı sefer
Bir güzel sevdası gözlerimde fer
Fermanı boynuna asılmış nefer
Her yerde kısmetim arar gezerim.
Hak beni halife kıldı cihana
Alemde ne varsa hizmetkar bana,
Takdir-i Hüda’yla geldim bu hana
Ebedi yurdumu sorar gezerim
Eşref-i mahlukum adım da Adem
Verilmiş kararım biçilmiş vadem
Hatamı hatırlar yaş döker didem,
Vuslatıma hayal kurar gezerim
Eşyaya hükmeder, mahirdir elim,
En güzel kelamı söylüyor dilim.
Bana Yaratan’dan ihsandır ilim
Türlü hadiseyi yorar, gezerim
Dert geldi dünyaya benimle bile
Yoğurdu gam keder, pişirdi çile
Ben de hayret ettim bendeki hale
Başımı çengelle tarar gezerim
Kimisinin hanları var cismi yok
Kimi gelip gitmiş amma ismi yok
Bir güzel var, gölgesi yok, resmi yok
Aşkıyla dağları yarar gezerim.
Uğrayıp geçtiğim beldeler köyler,
Menzilden menzile bir göçü söyler
Dağlardan yol tutmuş dereler çaylar
Onlarla dertleşir ağlar gezerim
Mevla bir dert vermiş içinde derman
Burası ekindir ötede harman
Ecel de zamanı eğiren kirman
Gün gün saat saat sarar gezerim
Güzelin hayali düşerken güle,
Hakkı’nın bağında kopar velvele,
Kervan yol alırken dönülmez ele
Fena kafesini kırar gezerim