İnsanları birbirine düşürmek, toplumları bir birine düşman etmek, dünyayı savaşa, kargaşaya sürüklemek için tarih boyunca başvurulan ve her seferinde sonuç veren yegâne oyundur kutsallara, kutsal kabul edilen simgelere saldırmak...
İnsanları birbirine düşürmek, toplumları bir birine düşman etmek, dünyayı savaşa, kargaşaya sürüklemek için tarih boyunca başvurulan ve her seferinde sonuç veren yegâne oyundur kutsallara, kutsal kabul edilen simgelere saldırmak...
Kim ne zaman fitne çıkarmak istemişse, o toplumun temel dinamiklerini oluşturan kutsal değerler hedef alınmıştır...
Bu nedenle kaostan beslenenler; Hristiyanlık, İslamiyet, Yahudilik, Hinduizm ve Budizm gibi değerlerin yoğun olduğu bölgelerde farklı kutsal değerler üzerinden, farklı simgelere saldırılar gerçekleştirerek emellerine ulaşmışrlardır...
Plan tıkır tıkır işler her defasında...
Özellikle İslam tarihinde bunun en bariz örneklerini bulmak, benzer planlarla ekilen fitne tohumlarının günümüze gelene kadar nasıl filizlendiğini görmek için çok bilgili olmaya da gerek yoktur...
Hz. Osman’ı, Hz. Ömer’i, Hz. Ali’yi katleden ruhla, Salman Rüştü’ye “Şeytan Ayetleri” kitabını yazdıran ruh aynıdır...
ABD’de de Kuran-ı Kerim yakmaya yeltenen Hristiyan din adamının taşıdığı ruhla, Hollanda da felaketin kenarından dönülen karikatür krizini çıkaran ruh da aynıdır...
İslam’ın Peygamberi Hz. Muhammed’e hakaretler içeren ve protesto gösterilerine yol açan ‘Müslümanların Masumiyeti’ adlı film nedeniyle Lübnan da ABD'nin Libya Büyükelçisi ve 3 elçilik görevlisinin ölümüyle sonuçlanan olayları tezgâhlayanlar da aynı hasta ruhun temsilcileridir...
Tüm bu gerçekler orta yerdeyken...
Kuzey Kıbrıs’ta son günlerde garip olaylar yaşanıyor...
Kutsal değerlere en saygılı olması gereken öğretmenleri temsil eden bazı sendika üyeleri; okullarda ders verdikleri öğrencilerin velileri tarafından, kutsallarına ‘pervasızca’ saldırmakla suçlanıyor...
Kuzey Kıbrıs’ta bugüne kadar kimse kimsenin inancıyla alay etmedi veya onu hakir görmedi...
Aynı masa etrafında oturan, aynı işyerinde çalışan insanlar, bir birlerinin inancına veya inançsızlığına saygı duydu...
KTÖS ve KTOEÖS’ün geçen Cuma günü Türkiye elçiliği önünde yaptığı; takkeli, tesbihli ve kara çarşaflı eyleme birçok kurum, kuruluş ve kişiden tepki geldi...
Bunları dün Star Kıbrıs okurlarıyla buluşturduk bugünde devam ediyoruz.
Buradaki amaç öğretmen sendikalarına veya öğretmenlere karşı bir duruş değil...
İnançlarına saldırıldığını düşünen, kamuoyunda seslerini duyuramadıklarını düşünen kesimlerin görüşlerini aktarmaktır ve ülkede yükselen tehlikeye dikkat çekmektir...
Sendika yetkilileri umarız bugün sağduyulu bir açıklama yapar...
Yoksa, neyin dini simge, neyin dini simge olmadığını bu toplumda herkes biliyor...
Ada TV’ye dün telefonla bağlanan Okyay Sadıkoğlu, ‘Kutsal değerlere saldıranların bundan sonra, fiziki tepki dâhil, her türlü karşısında olacağız’ diyordu.
Bu cümle; rencide olmanın, üzüntünün, kırgınlığın, tahrikin boyutundaki yaranın derinliğini göstermesi açısından oldukça önemlidir.
Buradan Öğretmen Sendikalarına tavsiyemiz, insanların kutsal kabul ettikleri değerleri sorgulamaktan vaz geçmeleri, asıl kendilerinin savunduğu kutsal neleri kalmıştır ona bakmaları ve incittikleri Müslümanlardan özür dilemeleridir.
Kutsal değerlerine saldırıldığını düşünenlere tavsiyemiz, burasının bir hukuk devleti olduğunu unutmamaları, yasal olmayan eylemlerden şiddetle kaçınmalarıdır.