Kurultay, kayıp mı, kazanç mı?

21 Ekim 2012 tarihinde yapılan, ortaya çıkan sonuç nedeniyle aylardır tartışmaya neden olan, Mahkeme koridorlarına taşınan ve partiyi bölünmenin eşiğine getiren Ulusal Birlik Partisi kurultayında, Yüksek Mahkeme kararını açıkladı. Karara göre UBP Kurultayında ikinci tur kesinleşti.

21 Ekim 2012 tarihinde yapılan, ortaya çıkan sonuç nedeniyle aylardır tartışmaya neden olan, Mahkeme koridorlarına taşınan ve partiyi bölünmenin eşiğine getiren Ulusal Birlik Partisi kurultayında, Yüksek Mahkeme kararını açıkladı. Karara göre UBP Kurultayında ikinci tur kesinleşti.
Yaklaşık bir saatte okunan kararı gazetecilere değerlendiren Ahmet Kaşif, yargının son noktayı koyduğunu, UBP tüzüğünün 28. maddesine göre 1 hafta içerisinde 2. tura gidileceğini belirterek herkes ikinci tura hazırlansın çağrısı yaptı.
Son ayları oldukça stresli geçiren Başbakan İrsen Küçük’ ten de konuyla ilgili değerlendirme gecikmedi. Mahkeme kararına itiraz etmedi ama onayladığını da söylemedi. Hatta alt mahkemeye gönderme yaparak, verdiği karara katılmadığını dile getirdi. Belli ki sitemkârdı.

Nasıl olmasın ki?
Gençliğinin en güzel yıllarını harcadığı, uğruna hiçbir fedakârlıktan kaçınmadığı Partisinde hiçte hak etmediği bir sıkıntıyla mücadele etmek zorunda kalıyordu. Her ne kadar Kurultay sonrasında Genel Başkanlığı tartışılsa da o büyük bir sorumlulukla, UBP’yi içerisine düştüğü sıkıntılı durumdan en az zararla çıkarmanın yollarını aradı durdu.
Dünkü Mahkeme kararı sonrası Başbakan Küçük’ün , “Ben kurultayda yüce divanında onayıyla UBP Parti Genel Başkanı ilan edilmiştim. İddia edildiği gibi ikinci tura kadar parti başkansız değildir. Mahkeme kararını detaylı rapor aldıktan sonra değerlendireceğim” dediği açıklamalarında da aynı hassasiyet ve endişeyi görmek mümkün.
İşin duygusal boyutunu bir kenara bırakırsak, UBP’nin dava sürecinin ülkeye bir çok açıdan zarar verdiği inkar edilemez bir gerçektir.

Ancak başka bir gerçek daha var. O da, çağdaş dünyanın ne denli bir parçası olduğumuz, demokratik kurallara ne denli sıkı sıkıya bağlı olduğumuz, fikir ayrılıklarımızın boyutu ne kadar büyük olursa olsun demokratik sınırlar içerisinde kalma kültürünü ne denli içselleştirdiğimizdir. Bu ülkemiz adına sevindirici bir sonuçtur.

Bu haber 8767 defa okunmuştur

:

:

:

: