Özel sektör kendini sorgulamalı

Son günlerin en çok tartışılan konusu kamuya yapılan istihdamlar. Benim eleştirilerimin merkezi; Bu istihdamların yapılış şekli, adaletsizliği, sebebi ve zamanlamasıdır.

Son günlerin en çok tartışılan konusu kamuya yapılan istihdamlar.
Benim eleştirilerimin merkezi;
Bu istihdamların yapılış şekli, adaletsizliği, sebebi ve zamanlamasıdır.
Bu ülkede istihdam yapılmasına karşı olan var mı?
Herhalde yoktur.

Ama bunu şahsi çıkar için, belli bir amaca yönelik ve belli bir zümreye sağlarsanız işin rengi değişir.
Üstelik istihdam yapılması gereken, topluma doğrudan hizmet sunan daha acil kurumlar varken.
Bu ülkede bir tek iktidar partisi ve onun sempatizanlarının iş sorunu yok.
Bu konu ülkenin genel sorunu.
Bir parti iç yarışı için devletin imkânlarını kullanıyorsa buna herkes karşı çıkar.
Devlet imkânları kimsenin tekelinde değil.
Ve kendi iç seçimi için bunu yapan bir irade diğer partilerle yarışa gireceği ortamda neler yapabilir?
Bu sorunun cevabının da oldukça korkutucu olduğu kesin.
Ülkedeki istihdam sorununa çözüm bulunması ülkeye yapılacak en büyük hizmet.
Çünkü bunun anlamı ekonominin büyümesidir.
İşsizliğin azalmasıdır.

Ülkede işsiz olan ve göç edilmesinden endişelenilen binlerce insan var.
Kaldı ki son istihdamlarda aranan özellik ne yaş ne de meziyet.
Delege, belediye başkanı, milletvekili yakını veya örgüt başkanı çocuğu olmak yeterli.
Sonra işsiz genç insanları sadece devlet mi istihdam edecek?
Esas olması gereken özel sektörün hem hizmet hem de bu hizmet karşılığında istihdam oranının artırılmasıdır.
Hemen her program veya vaatte söylenen “özel sektörün önünü açacağız” cümlesi her daim sözde kalmaya mahkûm.
Malum konu çokça tartışılıp, eleştiriliyor.
Toplumsal rahatsızlık had safhada.
Tüm bunların yanında işin bir başka boyutu daha var.
Özel sektörde işveren konumunda olanlar çeşitli açıklama ve söylemlerle rahatsızlıklarını dile getiriyorlar ama aslında bu konunun özünü oluşturan bir soruyu kendi kendilerine sorma zamanı da geldi ve hatta bu zaman geçiyor bile.
Özel sektörde iş sahibi olan bir insan neden devlet’te çalışmak ister?
Can alıcı soru bu.

Bu sorunun altını biraz daha dolduralım.
Kamuya ilk girişte daha önceki zamanlara göre maaşlarda düşüş var.
Tam olarak bilmiyorum ama lise mezunları bin altı yüz, üniversite mezunları ise bin sekiz yüz TL civarı bir maaşla iş başı yapıyor.
Yeni asgari ücret ise bin dört yüz on beş lira.
Yani maddi açıdan çok bir fak yok gibi.
Peki neden?
Sebep;
Daha rahat iş ortamı mı?
Garanti olacağı düşünülen bir gelecek mi?
Sadece bu dönemle ilgili değil ama devlete istihdamın siyasetçinin en önemeli kozu olmasında “Neden?” sorusunu biraz da özel sektör işverenleri sorgulamalı.
Biraz acımasızca olabilir ama özel sektörde artık aynaya bakmalı.
Asgari ücret çalışana verilecek en az ücretken bizde sanki bu kuralmış gibi çalışanlar her daim asgari ücrete mecbur bırakılıyor.

Çoğu zaman çoğu yerde sosyal haklar yatırılmıyor.
Çalışma saatleri düzensiz olan birçok işyeri var.
Ve en önemlisi özel sektör çalışanında her an işini kaybetme korkusu var.
Çünkü bu durum tamamen birilerinin iki dudağının arasında.
Hiçbir güvence yok.
Öncelikle sizler yani özel sektörde piyasanın çarkını çeviren, üreten, ekonomiyi besleyen taraflar olarak çalışanlarınızın başka yerde iş aramasını engelleyecek önlemleri almalısınız.
Sosyal haklara önem vermeyen, çalışanına yasal haklarını sağlamayan, sendikalaşmayı toplu iş sözleşmesi ile kurumsallaşmayı yaratmayan özel sektördeki işveren çalışanını her zaman kaybetmeye mahkûmdur.
Bu noktada kuzey Kıbrıs’ın en büyük işvereni olan devlet yapısı ile özel sektörün bugünkü yapısının rekabet etmesi imkânsızdır.

OKUR MEKTUBU

Harper Çimenci
Sayıştay Başkanı uzunca bir süredir süren sessizliğini bozup, yasadışı istihdamlar hakkında açıklama yapsın.
Suskun kalmasındaki sebep, kurultaya yönelik yapılan istihdamların “kendi görüşüne göre” yasal olmasından mıdır? Yoksa kendisinin istihdamlara karışma yetkisinin olmamasından mıdır? Yoksa her ikisi midir?
Eğer istihdamlara karışma yetkisi yoksa Anayasal kurum tarafından sınavla atanmış genç denetçileri, üstelik yüksek mahkeme kararına rağmen 1 yıldır işe başlatmamasının sebebi nedir?
Bunun sebebi Sayıştay’ı bir devlet kurumu olarak değil de, kendisinin bir kurumu olarak görmesinden midir?
Bu haber 820 defa okunmuştur
  • kenan   - 15.02.2013 hem işletcek, hem az maaşisteycek, hem gece gündüz aramayacak kısacası bunlar köle ster köle

:

:

:

: