Kapsamlı görüşmeler başlarken

Dört yıl aradan ve Annan planı diye adlandırılan kıbrıs'ta çözümün

Dört   yıl  aradan  ve  Annan  planı  diye  adlandırılan  kıbrıs'ta  çözümün

anahtarı  konumunda  bulunan  referandumdan  sonra  yeni   çözüm,  kimine  göre

barış  kimine  göre de  yokoluş  yolunda  görüşmeler  start  aldı   diyebiliriz.

Öncelikle  biz  KKTC  halkı  olarak   Cumhurbaşkan'ımız    sn  Mehmetali  Talat'a,

hangi  görüşten  olursak  olalım  destek  olduğumuzu  ve  KKTC  halkının  haklarının

 erozyona  uğramadan  görüşme  süresince   yanıbaşında   duracağımızı  tüm  Dünyanın

 vede  özellikle  Kıbrıs'la  ilgilenen  yabancı  güçlerin  duyacağı  şekilde 

haykırmamız  gerekir.

Sn  Talat   açılış   konuşmasında   TC'nin  etkin   garantörlüğünden   KKTC

halkının  siyasi  eşitliğinden  ve   haklarımızdan   taviz  vermeyeceği  konusunda

yüreklerimize  su  serpti,  burada  kendisine  teşekkürü  borç  biliriz.  süreci

yakınen  takip  edip  nereye  doğru  sürükleneceğimizi  hepbirlikte  göreceğiz.

Kıbrıs   sorununun  tekrar  gündeme  gelmesi  çokta  yeni  birşey  değil  bu  tür

görüşmeleri  Kurucu  Cumhurbaşkan'ı   sn  Rauf  Raif  Denktaş  defalarca

gerçekleştirdi.  sn  Denktaş'ın  mücadelesini  destekleyen  de  var   kendisini

suçlayanda  var  ancak  şu  bir  gerçek  ki  rum  tarafı  hiçbir  zaman  ciddiyetle

anlaşmaya  yaklaşmadı.anlaşmak  istememelerinin  banagöre  tek  bir  sebebi  var,  o

 da  Kıbrıs  Türk'lerini  Kıbrısın  ortağı  olarak  görmemelerinden  kaynaklanır.

Rum   başkan   sn   Hristofyas  rum  ulusal  konseyde  alınan  kararların  dışında

hareket  edebilecek mi  birlikte  sürecin  gelişmesinde  göreceğiz.sn  Hristofyasa

sorulan  bir  soru  üzere  şöyle  bir  cevap  verdi,'beni  kıbrıs  rum  davasını

sattım  diye  suçluyorlar , davayı  satmadım  dava  MAKARİYOSUN  başlattığı  davadır

 bundan  kimsenin  endişesi  olmasın  ve  eğer  görüşmeler  sürecinde  ulusal

konseyin  süreç  kıbrıs  rumları  aleyhine  gelişiyor  diye  bir  tavır  koyarsa

görüşme  sürecinden  derhal  çekilirim' dedi  tabiki  rum  liderin  halkının

haklarını  korumak  istemesini hor  göremeyiz.

  Hristofyasın  Kıbrıs  Türk'lerinin  haklarını  güvence  altına  almasını

bekleyemeyiz.

Buradaki  en  önemli  olgu  iki  sosyalist  liderin  yani  sn  Talat  ve 

Hristofyasın  çok  bilinmeyenli  durumda  olan  Kıbrıs  sorununa  çözüm  bulma

çabalarıdır, kendilerine  bu  konuda  başarılar  dilerim.

Ancak  süreç  başlarken   diğer  rum  siyasi  parti  temsilcilerinin  görüşleri

sorunun  çözümüne  çokta  yardımcı  olmayacağa  benzer.sorun  Kıbrıs'ta  Kıbrıs'lı

Türk'leri  yeni  kurulacak  ortak  devletin  eşit  siyasi  ortağı  görmek

istememelerinden  kaynaklanır  çünkü  söylenen  görüşlerden  bunu

anlayabiliyosunuz.ancak  başta  AB  ve  BM  bunun  yanında  ABD,  Rusya  ve  daha

birçok  ülkelerden  baskıların  varolduğunu  da  gözardı  etmemek  gerekir,  ancak

baskı  var  diyede  halkın  geleceğini  riske  edecek  bir  anlaşma  yapmak  akıl

karımı ?

KKTC  halkı  Annan  planına  evet  derken  tüm  riskleri  göze  aldığını

düşünüyorum  ancak  bir  gerçekte  AB'nin  KKTC  halkına  verdiği  sözleri de

yerine  gelmedi, bu  süreç  bu  GÖLGEDE  devam  edeceğe  benzer  halkımız  bunun

böyle  olduğunu  sölyemektedir.

ben  yinede  iki  liderede  başarılar  diler  adada  34  yıldan  beridir  çatışma

olmayan  bu  ortamı  bozabilecek  kötü  bir  anlaşmaya  imza  komamalarını  dilerim.

Bu haber 639 defa okunmuştur

:

:

:

: