Uzun zamandan beridir ülke yangın yerini aratmıyor. Birileri bir yerlerden sürekli eleştiriler yöneltirken, diğerleri de sadece cevap vermekle yetiniyor. Peki bu soruları cevaplarken cevabınızın altı ne kadar dolu yada cevabını verdiğiniz konuda ne kadar bilginiz var? Aslolan budur aslında.
Siyasetçi olmak, arada bir meclise uğrayıp nisabın sağlanması için elinizi havaya kaldırıp ben burdayım mı demek yoksa köy kahvelerini veya spor kulübü lokallerini neredeyse her akşam ziyaret edip orada oy potansiyeli yüksek olan birkaç kişiyle sohbet etmek mi?
Bunu beğenmediniz mi?
Peki o zaman,
Siyasetçi olmak, kabullerle boşa geçen zamanlardan arta kalanda sürekli basın açıklaması yapmak mıdır, yoksa seçim yatırımı yapıp birilerini işe almak, seçim geçtikten sonrada kaybetmeniz durumunda istihdam edilen kişilerin işten çıkarılmalarına olanak sağlamak mıdır?
Yine mi olmadı,
Peki o zaman,
Siyasetçi olmak işine gelenin işini yapmak işine gelmeyenin işine taş koymak mıdır?
( Kapalı örneklemelerle kategorileştirdiğimiz siyasetçi kavramına uymayanlar üstüne alınmasın)
Siyasetçlerle ile ilgili yapılan anketlerde güvenilirliği en az olan mertebe olarak sonuç çıkması aslında düşündürücü bir olay. Ama diğer yandan, derin bir nefes almamızı sağlayan yegane olaylardan bir tanesi de sadece bizim ülkemizde değil hemen hemen her yerde geçerli bir sonuç olması…
Peki bizim ülkemizde siyasetçiye güvenilmeme nedeni ne?
Bu sorunun cevabını ve içimizden birinin başına gelen bir olayı yarın bu köşe’de sizlerle paylaşacağım? Eğer sizinde başınıza gelen ve paylaşmak istediğiniz bir sorun yada konu varsa bana nihan_79yucel@hotmail.com adresinden ulaşın.
*************************************************************************************************
Şimdide kıssadan hisse diyelim.
Eflatun'a iki soru sormuşlar;
İnsanoğlunun sizi en çok şaşırtan davranışı nedir?
Eflatun tek tek sıralamış,
-Çocukluktan sıkılırlar ve büyümek için acele ederler
-Ne var ki çocukluklarını özlerler
-Para kazanmak için sağlıklarını yitirirler.
-Ama sağlıklarını geri almak için de para öderler.
-Yarınlarından endişe ederken bugünü unuturlar.
-Sonuçta, ne bugünü, ne de yarını yaşarlar.
-Hiç ölmeyecek gibi yaparlar.
-Ancak hiç yaşamamış gibi ölürler.
Sıra gelmiş ikinci soruya;
-'Peki sen ne öneriyorsun?'
Bilge yine sıralamış,
-Kimseye kendinizi 'sevdirmeye' kalkmayın !
-Yapılması gereken tek şey, sadece kendinizi 'sevilmeye' bırakmaktır.
-Önemli olan; hayatta,'en çok şey'e sahip olmak' değil,'en az şey'e ihtiyaç duymaktır.