Bu gün iki güzel şeyden bahsedeceğim dostlar.
Birincisi, dün kavuştuğumuz rahmet, bereket, mağfiret mevsimi diyebileceğimiz üç ayların ilki olan Recep ayı, diğeri de her ne kadar dini literatürde böyle bir karşılığı olmasa da bugün anneler günüdür.
Üç aylar, Müslümanlar nezdinde ayrı bir öneme sahip olan, hasretle beklenen, heyecanla idrak edilen doyulmaz bir maneviyat iklimidir. Rabbimiz’in rahmetinin sağanak sağanak alemi kuşattığı bu mübarek günler ve geceler kadrini bilip gereği gibi değerlendirenler için bir arınma ve yeni başlangıçlar yapma zamanıdır.
Recep ayı içerisinde iki mübarek gece vardır. Birisi Regaip, diğeri miraç gecesidir. Regaip: Rağbet edilen arzulanan demektir. Dualarla, niyazlarla geçirilmesi halinde nice güzelliklere kavuşma imkânına kavuşacağımız mübarek bir gecedir. Regaip gecesi, önümüzdeki perşembeyi cumaya bağlayan gecedir. Bu ay içerisindeki diğer mübarek gece, miraç gecesidir. İsra ve miraç, Peygamber Efendimizin mücizelerinden biri olan, gecenin bir bölümünde Mescid-i Haram’dan Mescid-i Aksa’ya kadar olan gece yolculuğu ve oradan semaya yükselişinin yaşandığı, nice tecellilerin gerçekleştiği, müminlere günde beş vakit namazın Rabbimiz tarafından hediye edildiği, iman hakikatlerini ihtiva eden, aynı zamanda büyük bir dua mahiyetindeki ayetlerin peygamberimize doğrudan vahyedildiği, Peygamber Efendimize şefaat izninin verildiği gecedir. O’da Recep ayının yirmi altısını yirmi yedisine bağlayan gecedir. Beş Haziran’ı altı Haziran’a bağlayan gece.
Üç ayların ikincisi olan Şaban Ayının on dördünü on beşine bağlayan gece yirmi üç Haziran gecesi berat gecesidir. Berat adı üstünde temize çıkma arınma demektir. Peygamber Efendimizin “yapılan dualar reddolunmaz” buyurduğu gecelerden birisi. Peygamber Efendimiz bu geceyle ilgili olarak buyuruyor ki” Şaban ayının on beşinci gecesinde Allah, dünya semasına rahmetiyle tecelli eder ve “yok mu af dileyen affedeyim yok mu rızık isteyen rızık vereyim, yok mu bir isteği olan yerine getireyim “diye seslenir. Kısacası O gece arınma gecesidir. Manevi olarak aklanma fırsatıdır.
Üç ayların üçüncüsü, Ramazan ayı ve içerisindeki mübarek gece, Kadir gecesidir. Ramazan denince Hemen peygamber efendimizin şu mübarek sözü aklımıza geliveriyor. “Beş vakit namaz, Cuma namazı ve Ramazan ayı arasında geçen zamana kefildir.” Yani arada işlenmiş günahların affına vesiledir buyuruyor. Bir başka Hadis-i şeriflerinde ise “İnanarak ve karşılığını yalnız Allah’tan bekleyerek ramazan orucunu tutanların geçmiş günahları affolunur “buyuruyor. Ramazan ayının içerisinde de, Kur’an-ı Kerim’in ifadesiyle “bin aydan daha hayırlı” olan Kadir gecesi vardır. Ne mutlu o günlere erişip da mana ırmaklarından kabını doldurabilenlere… Üç aylarınız ve içerisinde bulunan geceleriniz mübarek olsun.
BAŞ TACIMIZ ANNELERİMİZ
Sözün başında bahsettiğim iki güzel şeyin ikincisi Anneler günü. Anneler, senede bir gün değil, ömürde her gün sevilmesi gereken insanlardır. Nitekim, Kur’an-ı Kerim’de Allah-ü Teala ”Rabbin, kendisinden başkasına asla ibadet etmemenizi, anaya babaya iyi davranmanızı kesinlikle emretti. Eğer onlardan birisi ya da her ikisi senin yanında ihtiyarlık çağına ulaşırsa sakın onlara öf bile deme; onları azarlama, onlara tatlı ve güzel söz söyle. Onlara merhamet ederek tevazu kanatlarını indir ve deki Rabbim tıpkı beni küçükken koruyup yetiştirdikleri gibi sen de onlara acı.”
Peygamber efendimiz de “Cennet anaların ayakları altındadır” sözüyle annelerin hayatımızdaki yeri ve önemini açık bir şekilde ifade ediyorlar… Bir atasözümüz vardır. ”Ana başa taç imiş/Her derde ilaç imiş/Bir evlat Pir olsa da /Anaya muhtaç imiş.” Annelerimizin hakkını ödeyemeyiz. Onlara karşı göstereceğimiz güleryüz, bir iki tatlı söz, belki bir çiçek, küçük bir hediye onların gönlünü almaya, sevindirmeye yetecektir. Annelerimizi ihmal etmeyelim. Annesi hayatta olanlarımız mutlaka annelerinin gönlünü kazanmanın yollarına baksınlar, onların hayır duasını alsınlar. Annesi hayatta olmayanlar da anneleri dolayısıyla sahip oldukları akrabalarına sahip çıksınlar. Bir sahabe Peygamber efendimize şöyle soruyor. ”Ya Resulullah, benim anam da babam da hayatta değiller onlar için ne yapabilirim?” Peygamber Efendimiz de buyuruyor ki, ”Onların dostlarını ara onlara iyilik et.”
Bu vesileyle, hayatta bulunan annelerin ellerinden öpüyor, sağlık afiyet diliyorum. Hayatta olmayanlara da Allah’tan rahmet niyaz ediyorum. Anneyi anlatan Çile çiçeği adlı şiirle sizleri baş başa bırakırken, hayırlı, huzurlu bereketli günler diliyorum.
ÇİLE ÇİÇEĞİ
Müşfik bakışların gökte güneştir
Gül yüzün, şahıdır güllerin ana
Ben ağlarım sen yanarsın durmadan
Yavrum der savrulur küllerin ana
Sevgiye adanmış ömrün her anı
Aylarca taşıdın canda bu canı
Sinende yaz ettin karı boranı
Ne yükler kaldırdı bellerin ana
Önce yedirirdin kalırsa yerdin
Beşiğimi sallar ninni söylerdin
Bilge sözlerinle öğütler verdin
Bir millet büyüttü dillerin ana
Dertli kağnılarla mermi taşırdın
Cepheye herkesten tez ulaşırdın
Mermiyi sarar da kendin üşürdün
Çile çiçeğiydin bellerin ana
Yerini almıştın şehit babanın
Peşinde yürürdün kara sabanın
Yalın ayakların yarık tabanın
Hep toprak kokardı ellerin ana
Asker ettin kavuşmayı özlerdin
Bir derdini bin perdeye gizlerdin
Sabah akşam yollarımı gözlerdin
Sırdaşı olmuştun yellerin ana
Ocağımız kaba kaba tüterdi
Bir odacık hepimize yeterdi
Babamı sorardım sözler biterdi
Boşanıverirdi sellerin ana
Geçen ömür değil sanki bir çağmış
Başımı koyduğum koca bir dağmış
O yüce başına karlarmı yağmış
Nerede simsiyah tellerin ana
Sana ötelerden bir kutlu haber
Cennet müjdeliyor yüce peygamber
Burnumda tütüyor kokun misk amber
Tarife sığmıyor hallerin ana
Cümleler sır yüklü çözemiyorum
Hakkı’yım bu derdi yazamıyorum
Kılavuzum gitti yüzemiyorum
Sensiz yabanıyım göllerin ana