Çok fazla beklenti haksızlıktır

Geçici hükümet göreve başladı. Bugün Meclis’te program okunacak, program görüşmeleri çarşambaya, görüşmelerden bir tam gün sonra ise güven oylaması yapılacak.

Geçici hükümet göreve başladı.
Bugün Meclis’te program okunacak, program görüşmeleri çarşambaya, görüşmelerden bir tam gün sonra ise güven oylaması yapılacak.
Bir kez daha her ne kadar geçici olsa da ülke demokrasisi, yaratacağı ivme ve emsal niteliği için yeni oluşum hayırlı olsun.
Yeni ve de geçici Bakanlar görevlerini tek başlarına olsa da teslim aldılar.
Eski Bakanların ve Başbakanın devir teslim törenine gitmemeleri şöyle açıklandı;
“Geçici hükümet halkın iradesiyle oluşan bir hükümet değildir, bu nedenle böyle bir karar aldık”.
Alınan karara saygı duymakla beraber üzüldüm.
Bu köşeden en çok eleştirdiğim nokta son dört yılda oluşan Meclis yapısının halkın iradesini yansıtmadığı konusuydu.
Kendi içinde bu kadar uzak ve ayrı bir yapı, gelişmesi muhtemel Kıbrıs konusundaki yeniliklere nasıl hazır ve iyi niyetli olacak?
Hükümetler dış ilişkilerde de söz sahibi olacaktı, derdimizi üçüncü ülkelere anlatacaktık hatta yeni bir görüşmeci tartışmaları yapıldı, senaryolar yazıldı, çizildi bu bağlamda.
Bu yapıyla bu olgunluktan uzak düşüncelerle bizi kim adam yerine koyar da ayni masada karşısına alır.
Ve de paylaşmayı hazmeder.
Bu gibi durumlar demokratik ortamlarda normal değil midir?
Elbette normaldir.
Yani görevdeki iktidarların hukuka uygun olarak görevden ayrılması, göreve gelmek kadar demokratiktir aslında.
Bunları son yıllarda yaşayarak tecrübe ettik.
Suçlu ve sorumlu aramak kolaydır.
Ama demokrasi ve onun teamülleri sadece sandıktan çıkmakla sınırlı değildir.
Ama sorumluluğun hiç olmazsa bir bölümünü sahiplenmek zordur.
Özeleştiri yapmak ve “benden başka herkes suçludur” psikolojisinden kurtulmak da bir erdemdir.
Ve işte bu ülkenin en önemli meselelerinden biri de budur.
Siyasal iktidarlar demokrasi gereği belirlenmiş yöntemlerle göreve gelir ve giderler.
Önemli olan devlet geleneği, teamülleri, kabullenme ve saygı duyma noktasındaki olgunluktur.
Devlet yönetimlerinde kalıcı olan yöneticiler değil bizzat devlet yapısının kendisidir.
KKTC’de ilk defa tecrübe ettiğimiz, mevcut iktidarın güvensizlik önergesiyle görevden alınması da demokratik bir çerçeve de yaşandı.
Görevden uzaklaştırılan iktidar yerine geçici ve de Meclis’te çoğunluğu yakalayan muhalefet partilerinin ortaklığıyla bir hükümet oluşumu gerçekleşti.
KKTC devletinin yönetildiği yasa ve kanunlarla, demokratik haklar çerçevesinde.
Görünen o ki yeni oluşumdan beklenti çok fazla.
Yeni kabine de ilk toplantıda önemli kararlara imza atarak bu beklentileri biraz daha artırdı.
Necati Şaşmaz namı diğer Polat Alemdar’ın KKTC fahri ataşeliği iptal edildi.
“KKTC’yi temsil etmek için Kıbrıs’ı her anlamda iyi tanımak gerekli. Ünlü ve dizi oyuncusu olmak tek başına yeterli değil.”
Fahri ataşeliğin iptalinin özetle gerekçesi bu.
Çok da yanlış değil.
Sayın Şaşmaz bu unvan için bugüne kadar kayda değer ne yaptı?
Esas mesele bu.
Ve mali durumun her hafta internet aracılığıyla kamuoyuna duyurulması, toplumla paylaşılması işte bu da son derece önemli bir adım.
Resmi Hizmet araçlarının yani RHA’ların kontrol ve sorgulanması.
En başta bunlar şeffaflık, açıklık ve de bir yerde hesap vermenin ilk adımlarıdır.
Önemli olan elbette bundan sonrasıdır.
Bunlar aksaksız yerine getirilirse en önemli mesaj;
“İstenildikten sonra yapılır, önemli olan niyettir” yaklaşımının ortaya çıkacak olmasıdır.
Bir yerden başlamak gerek.
Bu icraatlar 28 Temmuz seçiminden sonra oluşacak yeni iktidar oluşumuna ve Meclis yapısına hem örnek olacak hem de teşvik edecek.
Söylediğim gibi beklenti çok büyük.
Ve bu beklentiyi olduğundan daha aşağıya çekmek yeni oluşacak iktidar erkine ve Meclis ortamına beklendiğinden daha fazla sorumluluklar yükleyecek.
Bu geçici süreçte geçici hükümete çok fazla sorumluluk yüklemek ve çok fazla bir şey beklemek de bu zor dönemde bu zor görevi üstlenen yeni kabine üyelerine bir yerde haksızlık olabilir.
Bu haber 711 defa okunmuştur

:

:

:

: