45 günlük yeni hükümet programı için farklı değerlendirmeler yapılabilir. Hatta hükümette yeralan TDP’nin temsilcisi ve milletvekili adayı Özgül Kutalmış gibi işola bir program da denilebilir. Ancak, bir akdemisyen olarak bizler programa Modern bir devletin ekonomik programı nasıl olmalıdır şeklinde yaklaşmalıyız.
45 günlük yeni hükümet programı için farklı değerlendirmeler yapılabilir. Hatta hükümette yeralan TDP’nin temsilcisi ve milletvekili adayı Özgül Kutalmış gibi işola bir program da denilebilir. Ancak, bir akdemisyen olarak bizler programa Modern bir devletin ekonomik programı nasıl olmalıdır şeklinde yaklaşmalıyız.
Ekonomik program maalesef hem yazım tekniği hem de içerik olarak vasat bir öğrencinin dönem ödevi görüntüsü vermektedir. Öncelikle, Program belirli bir sistematiğe göre yazılmamıştır. 45 günlük olmasına rağmen vaat edilenlerin vadesi günlerlerle yıllar arasında değişmektedir. Bazı konularda (Maliye ve Vergi gibi) çözümün bilindiği ve net olarak ne yapılacağı ifade edilmesine rağmen bazı konularda çözüm bulmak için temenniler ortaya konmaktadır. Bazı bölümlerde oldukça spesifik konulara değinilmekte bazı noktalarda ise olabildiğince genelleme yapılmaktdır. En önemlisi, yazım tekniği olarak rapor vade veya sektör bazında bir sistematiğe kavuşturulmak yerine adeta malzemesi bir bakışta anlaşılmayan çorba niteliğinden. Bu itibarla, 45 günlüğüne dahi olsa KKTC devleti için hazırlanan bir programın daha profesyonelce hazırlanması gerekirdi.
Herşeye rağmen programda takdir edilebilecek içerik de bulunmaktadır. Bunlar kamu maliyesini etkinleştirme, kayıt dışı ekonomiyi önleme, T.C ile imzalanan Protokolün memleket yarına olan başlıca kısmlarından Reel Sektör Danışma Kurulu faaliyetlerinin desteklenmesi ve sözde kalsa bile program boyunca temcit pilavı gibi şeffaflık ve hesap verebilirlikten bahsedilmesi programın takdir edilecek içerikleri arasındadır.
Programın uzman gözüyle nasıl değerlendirildiğine ilişkin ekonomist meslektaşım ve LAÜ öğretim görevlisi Kaan Kutlay ile yaptığım aşağıdaki söyleşiyi sizinle paylaşmak istiyorum.
Soru: Hükümet programını genel olarak nasıl değerlendiriyorsunuz?
Yanıt: (Kaan KUTLAY) Seçim sürecine girdiğimiz bu safhada partiler 5 yıllık programını detaylı olarak açıklamamışken 45 günlüğüne kurulan hükümetin ve hazırladığı programın çok fazla eleştirmenin veya övmenin gereksiz olduğunu düşünüyorum. Oluşan konjonktürde U.B.P tabanı dışında Dr Sibel Siber ve kabinesinin halkın önemli bir kesiminde olumlu karşılandığı kanısındayım. Bugüne kadar hazırlanan programlardan en önemli farkı şeffaflık ve denetime daha kuvvetle atıf yapılması lakin Sayıştaylık ve ombudsmanlık mercilerinden bahsedilmemesi önemli bir eksiklik. Program süresini aşan Kıbrıs sorunu gibi pek çok konuya değinilmiştir. Program hazırlanırken pek çok paydaşın fikirlerinin alındığını biliyorum buda önemli ve güzel bir adım.
Soru: Programdaki ekonomi politikalarını nasıl değerlendiriyorsunuz?
Yanıt: (Kaan KUTLAY) Programın bana ilk çağrıştırdığı Troykanın mali kriz yaşayan AB ülkelerine dayattığı politikalar ve Türkiye ve KKTC arasında imzalanan ekonomik protokolle benzerliktir. Hazırlanan programda ekonomi politikalarında en fazla üstünde durulan bütçe ve mali disiplin göze çapraktadır. Büyümeye dayalı politikaların eksikliği göze çarpmaktadır.Bütçemizin %35 i Türkiye tarafından finanse edilirken sadece KKTC menşeli bir ekonomik program hazırlanması beklenemez.
Ülkemizdeki sorun, vergi yükünde değil dağılımındadır, az kazanandan az, çok kazanandan çok vergi alınması sosyal adalet açısından son derece önemli iken, kayıt dışılık, yüksek vergi kaçağı ve vergi bilincinin olmaması hükümeti kolay vergi alabileceği kalemlere yani dolaylı vergilere yönlendirmektedir. Bütçe gelirlerimizin önemli bir kısmı, mal ve hizmetler üzerinden elde ediliyor ve 2011 yılında vergiler içerisindeki payı %64 civarında gerçekleşti. Bu oran A.B.D ‘de sadece %4.7, Türkiye’de ise %47.7, OECD ortalaması ise %34.7 dir. Ülkemizde GSYİH’nın yaklaşık olarak % 8 ni meydana getiren gelir ve kazanç üzerindeki vergiler OECD ülkelerinde ise %22.8 dir. Ülkemizde vergi gelirlerinin GSYİH’ya oranı % 21,OECD üyelerinde ise %34 olarak gerçekleşti. Programda dolaylı ve dolaysız vergiler ile gerçekçi tespitler bulunurken bu sorunun giderilmesi için daha detaylı bir çalışma yapılmalıydı.
Ülkemizde maalesef ekonominin olmazsa olmazı kurumlarının sadece adı var. YAGA, Rekabet Kurulu, Reel Sektör danışma kuruluna daha fazla önem verilmeliydi. Gelecek yıl ülkemize gelecek olan su için hala daha ciddi bir çalışma yapılmaması ülke ekonomisi için önemli bir handikap.