Bayramlar mı eskidi bizler mi yaşlandık diye sorardı bir şarkı.
Oysa ne bayramlar eskidi, ne de biz yaşlandık.
Sadece çocukluğumuzun o masum coşkusuyla hissedemez olduk bayramları.
Eskiden başucumuza koyarak, giymek için sabahın olmasını iple çektiğimiz giysilerimiz yok mesela.
Ayakkabılarımız, elbisemiz, ceketimiz…
Kapitalizm bize istediğimiz kadar giysi sunarken, o coşkumuzu elimizden alıverdi.
Sezmedik önce. Ne zaman ki, bayramları özler olduk, o vakit tuttuk çeteleyi.
Eskiden başka neler mi yapardık bayramda?
Harçlıklarımız olurdu bizim. El öper, beklerdik. Nineler, dedeler, rayici düşük tutsa da, genç taife günün şartlarına uygun harçlık verirdi.
O paraları da dilediğimiz gibi harcardık. Kah çikolata alırdık, kah toka…
Bayram alanı kurulurdu şehrin en işlek yerine. Portatif, küçük lunapark…
Bilgisayar oyunu nedir bilmeyen biz, dönme dolapla dünyanın en mutlu insanı olurduk.
Anneler için bayramların anlamı daha farklıydı. Bir hafta önceden bayram temizliğine başlanır, perdeler, halılar yıkanır, evin her yeri yıllardır temizlenmemişçesine kırklanırdı.
Bayrama iki gün kala da yemek işine girişirdi anneler. Dolmalar sarılır, tepsi tepsi baklavalar yapılırdı. Kapının ne vakit çalacağı belli olmadığı için de, her saat gelecek konuğa göre yiyecek bulundurulurdu evde.
Yemek vaktinde gelene yemek, yemek vakti dışında gelene tatlı, çay, kahve, çerez...
Evler ve yürekler her an konuk ağırlamaya hazır olurdu.
Bayramın ilk günü baba camiden geldikten sonra, evin büyüğünde toplanılırdı. Çoğunlukla bu büyük babaanne olurdu. Ardından anneanne…
***
Bayramı eskisi gibi hissedemiyorsak, hepimiz bir parça kabahatliyiz bunda. Medeniyetin, “biçilmiş rollere elveda” manifestosunu dayatmasının ardından çalışma hayatının içine atılan bizler bayramları tatil günleri olarak görmeye başladık.
Tatil planları yaptık, annelerimiz bizim en sevdiğimiz yemeği pişirirken…
Bir hafta bayram temizliği yapmak, misafire hizmet etmek yerine, önümüze yemek gelsin istedik.
Neyin karşılığında neyi verdiğimizi hesaplayamadık …Tamamı 'modernlik' tonlaması taşıyan zamane enstrümanlarının geçidi eşliğinde sunduk çocukluğumuzun bayramlarını.
Bugün bayram… Eskisi kadar olmasa da kenetlenme, büyüklerin ellerini öpme, hayır dualarını alma günü. İnsanın nefes aldığı, mutlu uyandığı, kahkahalarla gülebildiği, sevdiğiyle geçenher gün bayram olsa da bir başka oluyormuş bayram havası.
Bayramınız kutlu olsun.