Dün Meclis’teydim.
Kadrolu memurlar yerinde, UBP döneminde gelenlerin hepsi gitmiş.
Kötü tarafı, bir yabancılık çökmüş binaya.
Tanıdığımız birçok kişi yok...
İyi tarafı; Girişteki masayı kaldırdıklarından mıdır, Pazartesi-Perşembe vatandaşlara görüşme yasağı koyduklarından mıdır nedir, alan genişlemiş.
Fazlalıklar atılmış, genel kurula girilen holün kapıları sonuna kadar açılmış, dolayısıyla Meclise bir ferahlık çökmüş.
Her yer pırıl pırıl. (Belki önceden de öyleydi ancak kalabalıktan bastığımız yeri görmediğimizden yerlerin parladığını fark etmemiş olabilirim…)
Mavi salonda öyle. Röportaj için çıktığımızda “bir şey var, bir değişiklik var” dedim, yanıt bizim kameramandan geldi, “arkadaki büyük camlı dolabı kaldırmışlar…”
Yani Meclis, ferahlamış, hafiflemiş, yükünü atmış, fresh bir görünüme bürünmüş.
Meclis eski başkanlarımız alınmasın, hepsini sever sayarız ama kadın elinin değdiği belli.
***
Ne var ki, Mecliste alınan bir karar benim hoşuma gitmedi.
TDP genel başkanının da hoşuna gitmemiş, birçok vatandaşında…
Geçen yıllarda her Pazartesi- Perşembe Meclis avlusunda ve koridorlarında vekillerle görüşmek için bekleşen vatandaşların Meclisin sağlıklı çalışmasına engel olduğu “gerçeğinden” hareketle yeni hükümet bu konuya bir kısıtlama getirdi.
Yeni hükümet Salı, Çarşamba, Cuma günlerini vatandaşla görüşme günü ilan etti. Yani vatandaşlar Meclis oturumlarının olduğu günlerde (Pazartesi-Perşembe)vekillerle, bakanlarla görüşemeyecek.
İyi niyetle alınmış bir karar olsa da, geçmişteki vatandaş güruhunun vekilleri çalışmaktan alıkoyduğunu bilsem de, Salı, Çarşamba, Cuma işini destekleyemedim zira o günlerde komite çalışması olmayan vekillerin Meclise geleceğini düşünmüyorum.
TDP Genel Başkanı Mehmet Çakıcı da aynı şeyleri dile getirdi kürsüden. En azından kendilerini ilgilendiren bu kararda kendilerininde fikrinin alınması gerektiğini söyledi.
“Ben TDP olarak görüşmek isteyebilirim” dedi, haklı…
CTP milletvekili Arif Albayrak’a bununla ilgili duyduğum hoşnutsuzluğu belirttiğimde Albayrak, Alo Milletvekili hattı kurulacağını, bu birimin randevuları ayarlayacağını, vatandaşlara o günler içinde randevu verileceğini, bu sistem sayesinde geçmişte meclis koridorlarında yaşanan sıkışıklıklarına son verileceğini söyledi.
Özetle, “vatandaş hangi vekille görüşmek istiyorsa, o vekil görüşme günlerinde Meclis’te olacak” dedi.
İkna oldum mu, henüz değil. Alo milletvekili hattının verimli çalıştığını görmeden bu tedirginliğim geçmeyecek çünkü bu hattı arayan vatandaşlara vekillerin o gün için randevu vereceklerinden emin değilim. Haftanın iki günü Meclise zor gelen vekili beş günü nasıl getireceksiniz?
***
ÖZGÜRGÜN’E BAŞKANLIK YAKIŞTI
Kim ne derse desin Hüseyin Özgürgün’e başkanlık yakıştı. Dün Meclis kürsüsünden Hükümet programını değerlendiren Özgürgün, konulara hakimiyeti ve ılımlı tavrıyla göz doldurdu. Hükümet programında Anavatan Türkiye’nin yer almadığını, üçüncü ülke konumuna getirildiğini savunan Özgürgün, bunu eleştirirken, polisin sivile bağlanması ve Anayasa’nın değiştirilmesi konularına destek verebileceğini söyledi. Anayasanın belli maddelerinde değişiklik yapılarak halkın tepkisinin ölçülebileceğini belirten Özgürgün’ün, ‘hır gür çıkarmak için değil, doğruları desteklemek, yanlışları da seviyeli bir şekilde eleştirmek için’ görev yapacaklarını belirtmesi UBP’nin, “aka kara” muhalefeti yapmayacağı yönünde umut verdi.