Güney Kıbrıs eski başkanlarından Yorgo Vasiliu, adada iki liderin de bu kez barışa ulaşmaya kararlı olduklarını vurguladı. Alev Adil, Kuzey’de tarih kitaplarının yeniden yazıldığını, benzeri uygulamanın Güney’de de uygulanmasını önerdi.
MİHRİŞAH SAFA
Kıbrıs’ta iki toplum lideri arasındaki görüşmeler sürerken, dünyanın en ünlü üniversitelerinden London School of Economics, konuyla ilgili bir seminer düzenledi. Seminere katılan Güney Kıbrıs eski başkanlarından Yorgo Vasiliu, barış sürecini değerlendirirken, Ada’daki iki liderin de barışı gerçekleştirmeye ve başarmaya kararlı ve çözüme inandıklarını belirterek, “Ümit ederim bu kez başaracaklar” dedi.
LSE’nin yeni açılan modern binasında düzenlenen, “Kıbrıs’ta Barış Görüşmeleri Çerçevesindeki Gelişmeler: Kıbrıslılar’ın Kıbrıs için çözüm arayışları” konulu seminere Kıbrıs Rum kesiminin eski liderlerinden Yorgo Vasiliu, Alev Adil, Ali Erel, Sypros Christou konuşmacı olarak katıldılar. Semineri, LSE akademisyenlerinden Prof. Kevin Featherstone yönetti. Yaklaşık 200 kişinin katıldığı ve aralarında Kıbrıslı Türklerden Hasan Raif, İlker Kılıç gibi siyasi isimlerin bulunduğu seminer, iki saat sürdü. Seminerde en büyük ilgiyi, Kıbrıs Rum eski lideri Vasiliu gördü. Oldukça neşeli olduğu görülen eski lider, LSE’deki organizasyona katkı veren Londra’da faaliyet gösteren “Kıbrıslılar Kıbrıs İçin” adlı sivil toplum kuruluşunun çabalarını övdü, iki toplumun bireylerinin biraraya gelip aralarındaki sorunları çözmeye çalışmalarının son derece önemli bir adım olduğunu belirtti.
LONDRA İKİNCİ KIBRIS
Kıbrıs’ta barış görüşmelerinde son aylardaki tutumunun, özlenen gelişme olduğunu belirten Vasiliu, gelişmenin ikinci Kıbrıs sayılan, 400 bini aşkın Kıbrıslı Türk ve Rum’un yaşadığı Londra’da gerçekleşmesinin de ayrı bir önem taşıdığını anlattı.
Çözümün uzun sürmemesi gerektiğini, bunun dünyayı “bu sorun ilelebet sürecek” şeklinde bir kötümserliğe sürükleyebileceğini ve çözüme olan uluslararası ilginin azalabileceğini belirten Vasiliu, 1974’ten bu yana pek çok çözüm çabasının olduğunu, ancak bunların maalesef sonuçsuz kaldığını hatırlattı.
ÖZAL İLE ANLAŞMIŞTI
Buna Kıbrıs’taki pek çok çözüm bekleyen sorunun yol açtığını, ancak en önemlisini Ada’daki bireylerin birbirlerine duydukları şüphenin oluşturduğunu savunan Vasiliu, kendisinin Cumhurbaşkanlığı döneminde KKTC’nin eski Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş ile çözüm için biraraya geldiklerini, ancak bu girişimin de sonuçsuz kaldığını anlattı. Vasiliu, “Benim dönemimde, Türkiye Cumhurbaşbaşkanı (Turgut Özal) ile anlaşmıştım. Ancak o öldü, ben de seçimi kaybettim. Olmadı” dedi.
Hristofyas’ın Rum kesiminde yapılan seçimi kazanmasının ardından bu kez Talat ile Hristofyas’ın biraraya gelme başarısı gösterdiklerine dikkat çeken Vasiliu, iki liderin de çözüme inandıklarını, başarmaya kararlı olduklarını belirtirken, bu kez başarıdan ümitli olduğunu vurguladı.
Bu kez başarılacağına olan inancının hem Türklerin, hem Rumların çözümün güçle sağlanamayacağına inanmalarından, çözüm için iki tarafın da kazanmasına dayalı bir yol aranmasından, bunun için fedakarlık gerektiğinin iki tarafca bilinmesinden kaynaklandığını belirten Vasiliu, “Adadaki iki toplum için de kabul edilebilir bir çözüm bulunması gerektiği biliniyor” dedi.
ZAMAN GEÇTİKÇE ÇÖZÜM ZORLAŞIR
“Çözümsüz geçen zaman sorunları daha da arttırıp, çözümü iyice zorlaştırabilir” uyarısında da bulunan Vasiliu, bunun için çözümün en kısa sürede sağlanması gerektiğini belirtirken, “bu sadece Kıbrıslı Türkler ve Rumlar için değil, pek çok sebeple uluslararası toplum için de büyük önem taşıyor” dedi.
Çözümün getireceği sayısız avantaj bulunduğunu da vurgulayan Vasiliu, bunların başında emlak sorunlarının tazminat yoluyla çözümü, kurulacak federasyona gelecek taze parayla yeni projelerin uygulanması, Kıbrıslı Türkler’in AB üyeliğinin getireceği kolaylıklardan yararlanmalarına olanak doğması, AB üyeliğinin ticaret, yatırımlar, eğitim, turizm ve sağlık alanında getireceği kolaylıkların bulunduğunu söyledi.
TARİH KİTAPLARI
Toplantıda konuşan Greenwich Üniversitesi öğretim görevlilerinden Alev Adil , iki toplumun ilk kez samimi olarak görüştüklerini, müzakerelerin ümit verici bir çerçevede ilerlediğini belirtti.
Çözümde Türkiye’nin konumunun büyük önem taşıdığını vurgulayan Adil, Ada’nın askerden arındırılmasının çözümün en önemli parçalarından birini oluşturacağını savundu.
İki toplumun birbirine saygı duymayı,geçmişte yaşanan acılardan ders çıkartabilmeyi, birbirini kabullenmeyi öğrenmesi gerektiğini de belirten Adil, Türk tarafında olduğu gibi Ada’nın diğer tarafındaki okul kitaplarının önyargılardan arındırılması gerektiğini söyledi.
Kıbrıs’ta Toplumlararası Barış projesi Koordinatörü Sypros Christou da hazırladıkları projeyi anlattı ve projenin amaçlarının iki toplum arasındaki güven boşluğunun doldurulması, iki toplum arasındaki farklılıkların giderilmesi, iki toplumun birbiriyle ilgili negatif önyargılarının azaltılması ve iki toplum arasındaki bölünmüşlüğün giderilmesi olduğunu belirtti.
Kıbrıs-AB derneği Başkanı Ali Erel ise son müzakere süreciyle ilgili olarak ortaya çıkan iyimser havaya dikkat çekti ve kendisinin hala bazı çekinceleri bulunduğunu söyledi.. Barış görüşmeleri sürecine ihtiyatla yaklaştığını belirten Erel, daha önce de sonuca ulaşmayan pek çok görüşmeler dizisi yaşandığını hatırlattı.
Yine de bu kez ortada kendisini barışa adamış iki lider bulunduğu için kötümserliğinin azaldığını kaydeden Erel, 1996’dan günümüzde son 12 yılın Türkiye’nin AB müzakerelerine başlaması ve Rum kesiminin çözüm sağlanmadan AB’ye tam üyeliğe kabul edilmesine varan gelişmelerini geniş biçimde özetledi.