Esas sorun faizlerdir

Borç yiğidin kamçısıdır

Borç yiğidin kamçısıdır.

Bu deyim çok eskilerde kaldı.

Borç hangi şartlarda sağlanırsa sağlansın bizim ülkemizde hele de bu ekonomik ortamda hem bir çıkış yolu hem de bir çıkmaz.

Elbette farklı farklı sebeplerden dolayı maddi borç altına giriyor insanlar.

Yatırım yapanlarda var, örneğin iş yapmak, kazanç elde etmek ve geçim sağlamak için.
Bir taşınmazı veya bir başka malı borca bağlayanlar da var.

Ev, iş kurmak, bir hayatı sıfırdan başlatmak kolay mı?

Herkes ödeme güçlüğü ile imkânları arasında bir yük yaratıyor kendine.

Tabi ki kimseyi ilgilendirmez.

Ama ülkenin geldiği noktada, yıllar içerisinde umursanmayan, ellenmeyen, oluruna bırakılan, genele değil özele has uygulamalarla içinden çıkılamaz noktalara gelen, her ne varsa son yıllarda artık dibe vurdu.

Sürdürülemez ve temelsiz ekonomi uygulamaları, devletleştirilmeyen politikalar, yatırım yapılan tek sektör olarak büyütülen popülizm kuzey Kıbrıs’ta her sektörü bugün için esir aldı.
Ve bu anlamda her sorunun çözümü, aslında sorunların adresi olan siyaset kurumuna bırakıldı.

Sonuç olarak gelinen nokta ortada.

Kamuoyunda MAZBATA olarak bilinen sorun anlatmaya çalıştığım sıkıntılardan sadece biri.

Çok taraflı, çok yönlü bir sorun.

Alacaklılar, borçlular, alacaklıların mensup olduğu kesimler, borçluların bire bir etkilediği kesimler, suiistimal edenler, borcuna sadık olmayanlar, yargı tarafı, yüksek faizler ve bu anlamda rant elde edenler hangi bir sayayım ki.

Herkesi memnun etmek kolay mı? Değildir tabi ki.

İşin kökü neresidir?

İşin kökü, yani esas sorun yüksek, kontrolsüz ve bileşik faiz oranlarıdır.

Bu sorun çözülmezse, atılan her adım sadece zaman kazandıracak.

Sorun çözülürken tabi ki kimsenin borcu veya alacağı silinmeyecek.

Ekonomist değilim, sadece işin sosyal ve insani yönüyle ilgileniyorum.

Ülkenin akşamdan, sabaha değişen şartlarının yarattığı sorunların çözülmesi için en iyi yolun bulunmasıdır derdimiz.

Suiistimal edenler mutlaka vardır, sahtecilik yapan, başkalarını kandırarak bunun üzerine hayatlar kuran ve emaneten yaşayanlar da vardır.

Önlem almak, iyi ile kötünün ayırımı yapmak devletin, yasaların, kanunların var olma amacıdır.

İngiliz döneminden kalan bir yasaymış, çok basit ve 1987 yılına kadar gelmiş.

Fasıl yüz elli, üç maddelik bir uygulama.
Yıllık faiz %9’u geçemez, faiz anaparayı geçemez ve faiz, faiz getirmez yani bileşik faiz diye bir şey yok.

1987 yılında merkez bankası yasası yapılmış.

Bu tarihe kadar kullanılmış bu basit yasa.

Her şeyin işimize gelenini yapacağız ya.

1987 yılında fasıl yüz elli kaldırılarak faiz belirleme yetkisi sınırsız olarak merkez bankasına verilmiş.

2007 yılında Anayasa mahkemesi tarafından, Anayasaya aykırı diye karar çıkmış.

Karara göre;

Böyle bir yetkinin merkez bankasına verilmesi yanlış.

Düşünün bir yanlışlık yirmi yıl sonra ortaya çıkıyor.

Fakat bugün dahi bu yanlış denilen olay devam ediyor.

Faizler serbest ve yüksek, bileşik faiz de aynen devam.

Merkez bankası bu yetkisini bugüne kadar üç defa kullanmış.

Bilindiği gibi konuyla ilgili yeni bir yasa var.
Hükümet kanadı bu yasa için son diyor.
Kapsam genişletilmiş, bu yasa, sorunlu hemen her borcu kapsıyor.

Kat sayı tablosu düşürülmüş.
Donuk noktada olan miktar dikkate alınıyor.
Aradaki ödemeler eriyor o süreç içinde.
TL de %14, dövizde yaklaşık %4 yasal faiz getiriliyor.

Bu bilgiler sevgili Kazım And ile yaptığım sohbetten aklımda kalanlar.

Aksak yönlerde ver, iyi yönlerde var.

Böyle söylüyor Sayın And.

Aksak yönlerden bana göre en kötüsü yargının işin içinde daha fazla yer alacak olması.
Yargı her borçlunun gelir-gider durumunu didik, didik edecek ve bir ödeme planı üzerinde formül belirleyecek.
Bu hem yargının yükünü artıracak hem de daha yavaş bir süreç yaşanmasına sebep olup zamanı uzatacak.

Beklenti elbette en makul şekilde bir orta yolun bulunması ve gerçek mağduriyetlerin ortadan kaldırılmasıdır.

Bunun için yasa resmi gazetede yayınlanır yayınlanmaz ilgili herkesin müracaat etmesi ve borcunu yapılandırması şart.



Bu haber 556 defa okunmuştur
  • faiz altan fehim  izmir - 30.11.2013 bileşik faiz kavramını açmak lazım. nümerik olarak %10 basit faizin bileşik faiz karşılığı %12 değil midir? bileşik faiz uygulaması varsayımsal mı yoksa bu yetkiyi veren bir düzenleme mi var? faizi merkez bankasının moneterist düzenlemeleriyle piyasa belirler. keşke yasalarla ekonomi yasaları ortadan kaldırılabilse. ekonomik istikrar nedir? enflasyon ve deflasyonun kontrol altında olduğu bir denge durumudur. enflasyonun %3 üzerinde ve hele çift dakamlı olabileceği bir durumda faize yasayla tavan konması istikrar beklentisini karşılar mı?

:

:

:

: