Değerli okurlar 50 yılı aşmış olan Kıbrıs sorunu bir son bulacak mı? Yoksa gerçekten çözümsüz bir sorun olarak kalacak mı? İnanın esas sorulması gereken sorular bunlar, ancak bu iki soru içerisinde taraflar, Türk ve Rum tarafları gerçekte isteklimi?
Sorunun çözümüne istekli olduklarını düşünürsek, o zaman yöntem ne olmalı. Geçen hafta yöntemi bulmak üzere CB sn Eroğlu ile Rum yönetimi başkanı snAnastasiadis yemekli bir toplantıda bir araya geldiler, kısa süreceği tahmin edilen bu toplantı bayağı uzun sürdü ve bir uzlaşıya varılamadı. İki lider dışarı çıkıp çok farklı temeli olan iki açıklama gerçekleştirdi.
Bana göre ki ben bunu toplantı öncesi de dile getirmiştim, sürpriz olmadı. Çok kısa olarak Rum tarafı ortak açıklama dediği bir taslak anlaşmasıdır, eeGambari sürecinde bunu yapmıştık. Türk tarafı ise taslak anlaşması olmadan görüşmelere başlayalım sürecin nasıl ilerlediğini gördükçe de adımları atalım, yani elimizi kolumuzu bağlamayalım.
Bu görüşümüz Rum tarafında ayrı devlet veya konfederasyon istediğimizi öne çıkardı. Rum tarafının görüşü ise Kıbrıs Cumhuriyetinin devamı olarak algılanıyor, bu algıyı yaratan ise de Rum tarafının açıklamaları.
Ancak değerli okurlar bu sürecin bir başka fotoğrafı var o da işte iki taraf için bence riskli. Bu gerçekleştirilen yemek tamamı ile resmi olmayan iki liderin talebi ile oldu ve BM devre dışı kaldı. BM özel temsilcisi Downer ada ya görüşmeye geliyor.
İki liderin iki buçuk saatlik görüşmesinde uzlaşı olmadı, şimdi BM bunu zorlayacak ve daha güçlü bir arabuluculuk istemi gerçekleştirecek. Siz mademki anlaşamıyorsunuz biz daha güçlü bir şekilde devrede olmalıyız bir yerde tarafların halklarına karşı zorlanarak atacakları adımları BM aracılığı ile attırabilirler.
Peki hangi güçler bunu yaptırabilir, Kıbrıs çok jeo stratejik bir yerde bulunuyor ve dünyanın birçok güçlü şirketinin ilgilendiği hidrokarbon yatakları. Başta ABD olmak üzere AB ve diğer güç dengeleri RUSYA her zaman devrede ancak kapitalizme de karşı gelemediği açık ve net ortada. Baş aktör olarak Türkiye ve Yunanistan bu sorunun son bulmasını istiyor, o zaman Kıbrıs bu gün olduğu gibi de kalmayacak.
Rum tarafından tüm siyasi partilerde ve hükümetten Kıbrıs sorununa yönelik tek ses çıkmaya devam etmektedir görüşleri birdir, taktir ederim tek ulusal davalarını savunuyorlar.
Peki bizde yani Türk tarafı bunu hala daha sağlamış değildir, CB sn Eroğlu’nu taktir ediyorum KC nin temelinde bir anlaşmaya karşı olacaksa yeni bir federatif devlet olacak nasıl olacağının da parametreleri belli ada da yaşanan gerçekler doğrultusun da. Peki hükümetimiz bu konuda CB ile uzlaşıyor mu? Açıklamalara bakılırsa hayır demeliyiz çünkü dışişleri bakanı sn Nami, parametreler belli dedi ANNAN planı. Bu planı zamanında destekleyen 2. CB sn Talat 2004 bu güne özellikle yerleşim ve yapılanmada çok değişiklikler ve gelişmeler oldu bunları göz ardı etmemeliyiz dedi yani ortada yeni durum var.
Bir gerçek ki bizler yine ulusal davada tek görüş değiliz bu da bizimin kaybımıza neden olabilir, hayırlısı diyelim.