Kıbrıs denizlerin de yıllardır bilinen hidrokarbon yatakları ve burada bulunan çok büyük miktarlarda doğal gaz ve petrol tüm siyaset bu zenginlik ile şekilleniyor. Rum tarafında ilk kez olarak zamanın enerji turizm ve çevre bakanı sn NİKOS ROLANDİS tarafından ortaya atıldı ben şahsen görüştüm kendisi ile ona da ABD uzmanları katmanların uydudan gözlemi ile tespitleri neticesinde bilgi verdiler,1990 yıllar da.
Nooble enerji şirketi çok büyük miktarlar buldu inanın doğruyu açıklamıyorlar ancak kazıya başlamadan önceki ABD borsasındaki hisse senetleri değeri ile kazı sonrası değer tam %92 arttı merak eden baksın.
12. parselde 2.5 trilyon ayak küp doğal gaz dediler. ABD’de hüstonda çok daha büyük miktarlar açıkladılar 8 trilyona kadar da çıkabilir. Kıbrıs açıklarında tüm miktar yapılan tahminlere göre 55 trilyon ayak küp, bu da çok büyük miktar. 12. Parseldeki petrol ki, çok aktif bir petrol yatağı tahmin ediyorlar yani kaynar sıcak ham petrol 60 milyar EURO bu da milyon variller yapar. Kıbrıs Yunanistan arasında Girit adasında ve EGE denizinde Alman Deutchebank açıkladı, 400 milyar EURO değerinde Girit- Yunanistan. İsrail, Yunanistan ve Kıbrıs üçlü anlaşmasın esas alınan konu gaz ve petrol.
Şu an petrola öncelik verildi çünkü 2 yıl içerisinde kurulacak platformlar ile direk çıkacak ve gemi tankerler ile rafinerilere taşınabilecek, yani kısa sürede paraya dönüştürülecek. Her ne kadar biz doğal gazın yalınızca Türkiye üzerinden gideceğini biliyor isek de çok gizli bir çalışma Kıbrıs, Girit adası üzerinden Yunanistan ve AB’ye ulaşacak deniyor.
Tüm siyaset, müzakereler bu gelişmelerin gölgesinde yapılıyor, çok zoraki bir anlaşma isteniyor kimin için, ne Kıbrıs Türkleri nede Kıbrıs Rumları için yalınızca şirketlerin yapacağı yatırımların güvenliği için çünkü Türkiye bir tehdit.
Onun için Birleşmiş Milletler’i seferber ettiler, Rum tarafı gerçekte isteksiz bunu anlamamak zor değil. Onlar uluslar arası bu güçler ile ciddi çalışmalar yürütüyorlar bu kadar güç varken Türkiye tehdit yapamaz.
Rum başkan Anastasiadis Ocak ayı içerisinde İngilterey’e gidecek ve Başbakan Kamerun ile petrol ve gazı konuşacak. Bölgede ABD, Rusya, İsrail,Çin, Fransa, Almanya, Kore bile bu işin içinde. Bu ülkeleri ilk olarak Hristofyas müdahil etmişti hatta Rum tarafında yorumu yapılırken Hristofyas’ın yaptığı tek doğru icraat deniyor bu kadar ülkeyi bu işin içine müdahil etmiş olması.
Peki biz ne yapıyoruz bir kere çok geç kaldık ve hala daha hantal olarak hareket ediyoruz hala daha bizim içimizde bazı yetkililerin, bu kadar çok miktar yoktur diyebiliyorlar. Bizler Rumların kuyruğunun peşinde anlaşma yapalım diye koşturacağımıza daha farklı adımlar atabiliriz, çünkü adamlar isteksiz. İkinci Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat denemişti, olmadı Hristofyas yalan söylemişti. Anlaşma olsun diye müzakere etmedi Hristofyas ki, Mehmet Ali Talat’ın çok eski arkadaşıdır, ancak hak veririm ulusal çıkarlar dostlukların üzerinde bu iyi görmek gerekir.
Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu da kısa da olsa görüşmeler yaptı ama elle tutulan yakınlaşma bile olmadı. Şimdi de Anastasiadis’in gönlünün olup da masaya gelmesini bekliyoruz, tabi üzerlerinde baskı var gibi gözüküyor olsa bile ben olduğunu düşünmüyorum doğal gaz ve petrol ile ilgili tüm çalışmalar devam ediyor onların gündemi o aslında biz kendimizi aldatıyoruz.
Bizim bu konu ile ilgili yaptığımız tek ses getiren hareket, Barbaros Hayrettin Paşa gemisinin gaz ve petrol için yapmış olduğu ve devam ettirdiği sismik araştırmalardır. KKTC ve Türkiye Kıbrıs’ın hem kuzeyinde hem de güneyinde araştırmalarını artırmalıdır. Bu araştırmalara çok ağırlık verilmeli ve Ortadoğu hesapları ile doğu Akdeniz planlarını birleştirerek hareket edilmeli, o zaman belki Rum tarafı gerçeği görür, göstermek elimizde yeter ne yaptığımızı iyi bilelim.
