Ralli Pilotu Burcu Çetinkaya, meslekteki başarısını anlattı. Yakın zamanda tesettürlü bir sporcu haline gelen Çetinkaya, manevi iç huzuru bu şekilde yakaladığını söyledi. Mesleki olarak hiçbir engel teşkil etmediğini anlatan rallici, ailesinden de bu konuda destek aldığını ifade etti. Hayatıyla ilgili çok çarpıcı açıklamalarda bulunan Çetinkaya, şunları anlattı… Ralli pilotu olmaya nasıl karar verdiniz?

1993 yılında Emre Yelleci, İskender Atakan ile kapışıyordu. Babam da o zaman Opel’in genel müdürüydü. O dönemde bir yarış izlemeye gitmiştim ve çok etkilenmiştim. Ailem yapmamı hiçbir zaman istemediği için bu imkanı bulamayacağımı düşündüm. Daha sonra yarışları izleyerek, o camianın çevresinde dolaşarak, gönüllü olarak bazı yarışlarda çalışarak, yaklaşık 4-5 sene boyunca her yarışı takip ederek inancımı biraz daha kazanmaya başladım ve biraz geç olmasına rağmen 24 yaşında ilk kez yarışmaya başladım. Bir kadın olarak bu kariyerin nasıl zorlukları ve kolaylıkları oldu?

Ralli erkeklerin hakim olduğu bir spor. Bir kadın olarak bu sporda başarılı olmaya çalışmak, çok ciddi bir mücadele gerektiriyor. En büyük zorluğu bu diyebilirim. Bu sporda erkeklerden fiziksel olarak eksik olduğumuz yerler de var. Her şey fizik olmasa da fiziksel güç ve kondisyon çok önemli. Özellikle güçlü otomobillere geçtiğiniz zaman bunun etkisini daha çok hissetmeye başlıyorsunuz. Fakat zorluğunun yanında kolaylığı da var tabii ki. Genelde 100 erkek yarışırken, pilot olarak 1 ya da 2 kadın yarıştığınız için nadir olma avantajıyla karşılaşıyorsunuz. Başlangıçta sponsor bulmak daha kolay oluyor. Hem de insanlara derdinizi anlatmak daha kolay oluyor. Fakat iş profosyonelleşmeye başladığı ve daha farklı seviyelere çıktığınız zaman erkekler daha çok tercih ediliyor. Çünkü “Kadınlar bu işi nasıl olsa yapamayacaklar”, kadın başarısız olursa “Zaten kadın bu kadar gidebiliyordu” deniliyor. Erkek başarısız olduğunda ise “Bu yarış böyle oldu, bir sonraki yarışta inanıyorum ki çok daha iyi olacak” gibi düşünceler var. İnsanlar erkeklere daha çok inanıyor. Bu tip dezavantajları vardır. yine de ben avantajları ve dezavantajları yan yana koyduğumda, tartıda çok fazla fark göremiyorum. Kadınlara ralli pilotluğunu önerir misiniz?

Bu işi sadece ralli pilotluğunu çok seven kadınlara önerebilirim. Ralli pilotluğu dışarıdan çok renkli gözüküyor. Çok geziyorsunuz, çok yer görüyorsunuz, başarılı olduğunuzda alkışlar var. Fakat ciddi mücadele isteyen bir spor olduğu için bu işi çok seven kadınlara öneririm. Bu sporun içinde sürekli bir seyahat, sürekli valizler, mücadele, toz toprak var. Kadının da narin yapısına çok uymayan şeyler bunlar. Bu yüzden sevmeyen insanların çok kısa sürede sıkılıp pes edebileceği, o renkli yerlerini sevip bir süre sonra ‘Bu muymuş?’ diyebileceği bir spor. Ama seviyorsanız tabii ki tavsiye ederim. Bana hayata dair çok şey öğretti. Hayattaki yolumu değiştirdiğimde hayallerimi yaşamama imkan verdi. Bu yüzden ben bu spora aşığım. Tabii ki tavsiye ederim. Ralli pilotu olmak için nasıl fiziksel ve psikolojik özelliklere sahip olmak gerekir?

Ralli pilotu olmak için fiziksel olarak kondisyonunuzun olması gerekiyor. Bu bir koşu yarışı değil, çok farklı kondisyon özelliklerine sahip pilotlar da başarılı olabiliyor. Fit gözükmeyen, belki kilolu olan ve sporcu görünümüne sahip olmayan insanlar da rallide çok başarılı olabiliyor. Yine de kondisyon olarak güçlü olmak, fiziksel olarak dengenizin çok iyi olması, bir kadın için rallide önemli bir avantajdır. Çünkü erkeklere karşı mücadele ediyorsunuz ve kondisyon önem kazanıyor. Psikolojik olarak çok dingin bir ruh haliniz olmalı. Rallide dışarıdan sakin bir insan daha başarılı olabilirmiş gibi gözüküyor. Fakat agresif insanın ralli için aynı zamanda cesareti ve bunu kontrol edebilecek psikolojisinin de olması gerekir. Eğer o dinginliğe sahip değilseniz, genelde çok kaza yapan pilotlardan biri oluyorsunuz. Ama bu sporda başarı için mutlaka istikrar ve yarış bitirebilmek lazım. O yüzden de psikolojik olarak hem cesur, hem de dingin özellikte insanların başarılı olacağına inanıyorum.

Kapanmaya nasıl karar verdiniz?
Bir anda aklıma gelen bir şey değil. Çok düşündüm. Ve manevi olarak kendimi bu şekilde daha iyi ifade ettiğimi düşündüm. Manevi huzura erdim bu şekilde. Mesleğime hiçbir şekilde engel değil. Yine aynı başarıları elde edebilirim. Önemli olan iç huzurdu. Onu da bu şekilde buldum. Çevren tesettüre nasıl baktı? Özellikle ailemden bu konuda çok fazla destek aldım. Bazı kesimler bunu şov olarak adlandırsa da, böyle bir şeyin şovu olmaz. Bunu kendim için yaptım ben. Ve çok mutluyum.