Yoldaki işaretler

Bir yerden başka bir yere seyahat etmek isteyen kişinin amacı, her şeyden önce ulaşmak istediği yere selametle varmaktır.

Bir yerden başka bir yere seyahat etmek isteyen kişinin amacı, her şeyden önce ulaşmak istediği yere selametle varmaktır. Bunun için gerekli olanların başında sağlam bir vasıta, en uygun ve güvenli bir yol ile doğru bir kılavuzdur. Vasıtamız tamam, yolumuz doğru ise hedefe varmak için yapacağımız tek şey, yoldaki işaret levhalarına uymaktır.
Günümüzde sıklıkla karşımıza çıkan üzücü hadiselerin başında trafik kazaları gelmektedir. Sebeplerine baktığımızda karşımıza çıkan şey umumiyetle kural ihlalidir. Uzun tecrübeler sonucunda geliştirilmiş kurallar ve gerekli yerlere konmuş işaret levhaları dikkate alındığında bizim selametle menzilimize varmamızı sağlar. Aksi halde hem biz hem de sevenlerimiz perişan olurlar.
Dünya hayatı da tıpkı trafikte yol almak gibidir .Dünyaya gelişimizin bir amacı, bir gayesi, bir hedefi vardır. Yaratılmışlar içerisinde en mükemmel olarak yaratılmış olan insan, gayesiz başı boş yaratılmış değildir. Bütün kainat onun emrine verilmiş, yaratılmışların efendisi yapılmış, yer yüzü ona boyun eğdirilmiştir. Bu kadar nimet verilmiş olan insan, diğer canlılar gibi doğup büyüyüp sonra da vakti geldiğinde ölüp gitmek için yaratılmış olamaz.
Bu dünyada bulunma sebebimizi Rabbimiz bize şöyle haber veriyor.” O, hanginizin daha güze kulluk yapacağını ölçmek için ölümü ve hayatı yaratandır.” Bir başka yerde ise “Ben insanları ve cinleri ancak bana kulluk etsinler diye yarattım” buyuruyor. Dünyadan ahirete doğru giden bu yolda selametle yol alabilmemiz için yoldaki işaretler manasında bize kitaplar göndermiştir. O kitapları tebliğ eden peygamberler ise sağlam kılavuzlardır. En son ve en mükemmel olan dinimizin hükümlerini incelediğimizde insana hem dünyada hem ahirette mutluluk verecek nitelikte olduğunu görürüz. Mesela dinin gerçekleştirmek istediği hedefleri göz önüne alalım ve bu çerçevede bazı hükümlerine bir göz atalım. Bu hedefler nelerdi? Canın korunması, aklın korunması malın korunması, neslin korunması dinin korunması…Maide suresinin doksan ve doksan birinci ayetlerinde” Ey iman edenler! (Aklı örten) içki (ve benzeri şeyler), kumar, dikili taşlar ve fal okları ancak, şeytan işi birer pisliktir. Onlardan kaçının ki kurtuluşa eresiniz.
Şeytan, içki ve kumarla, ancak aranıza düşmanlık ve kin sokmak; sizi Allah’ı anmaktan ve namazdan alıkoymak ister. Artık vazgeçiyor musunuz?” Dikkat edecek olursak bu ayetlerde geçen davranışların hepsi de insan için zararlı olan davranışlardır. Bu gün içkinin iyi bir şey olduğunu kimse söyleyemez. Müptela olan kardeşlerimizin ne hallere düştüğünü her gün farklı örneklerle görüyoruz. Kumarın nasıl bir felaket olduğunu hepimiz biliyoruz. Az önce bahsettiğimiz hedefler noktasında, aklın muhafazası, malın muhafazası, canın muhafazası hedeflerinin gerçekleşmesi için bu davranışlardan uzak durulmasının gerekliliği herkes tarafından kolayca anlaşılabilir. Neslin muhafazası noktasında nikah dışı beraberliklerin yasaklanmış olması yine insanı bir çok kötü sonuçlardan koruyacak faydalar içermektedir. Son günlerde tartışılan bir mevzu vardır bu konuyla alakalı. Hem doğaya aykırı deniyor, hem de doğal karşılanması isteniyor. Yani insan fıtratına ters olan bir şey serbest olmalı deniliyor. Bu nasıl bir tezattır anlamak mümkün değil. Söz kendi içinde tezat teşkil ediyor. Hem doğaya aykırı olduğunu söyleyip hem de doğal karşılanmasını söylemek…Geçmişte helak olmuş toplumlardan, Lut kavminin helak oluş sebebinin bu olduğunu sanırım bilmeyen yoktur.

Kısaca şunu diyebiliriz. Allah tarafından bize gönderilen kurallar, fıtratımıza uygun, selametle yol almamız için en elverişli kurallardır. Bir yasak varsa mutlaka onda bizim için bir zarar vardır. Bir emir varsa onda bizim için faydalar vardır. Dünyadan ahirete doğru olan yolculuğumuzun bu dünyada selametle devam etmesi, ahirette de mutlu sona ulaşıp Cennet’e varabilmemiz için yoldaki işaretlere uymamız. Hepimiz için gereklidir vesselam. Rabbim cümlemize dünya ve ahiret saadeti nasip eylesin.


Bu haber 247 defa okunmuştur

:

:

:

: