Nihayet ortak bildiri yayınlandı

Kesilmiş olan Kıbrıs müzakerelerinin yeniden başlatılabilmesi için taraflarca ortak bir metin, aylarca safsakamaktan sonra , nihayet BM’nin Kıbrıs’taki şu anki Temsilcisi Butenheim tarafından açıklandı.

Kesilmiş olan Kıbrıs müzakerelerinin yeniden başlatılabilmesi için taraflarca ortak bir metin, aylarca safsakamaktan sonra , nihayet BM’nin Kıbrıs’taki şu anki Temsilcisi
Butenheim tarafından açıklandı.

İki halkın liderleri ve danışmanları da asık suratlarla seyretti.
Bu zoraki kabul gören açıklamanın hemen ardından BM Genel Sekreteri Ban ki Moon, AB yetkilileri, Türk, Yunan , İngiliz ve Amerikan ileri gelenleri .... memnuniyetlerini duyurdular ve başlayacak müzakerelerin başarı ile sonuçlanması dileğinde bulundular.

Dış ilgililerin hemen hemen hepsi memnun.
Ancaaaak,
Rum siyasi partilerinin çoğu metnin imzalanmasına karşı çıktı ve Anastasiades’i salvo atışına tuttu. Nerede ise adamı, DİKO lideri Papadopulos, eski lider Karoyan ve EDEK lideri Omiru hainlikle suçlayacaklardı. DİKO hükümetten çekilme tehdidinde de bulundu... Anastasiades, bu bir anlaşma değil, sonuç değil, asıl müzakereler şimdi başlayacak dedi.

Kuzey Kıbrıs’ta büyük çoğunluk ve siyasi parti başkanları metni memnunlukla karşıladı ve CTP gençleri “Hemen şimdi çözüm” pankartı bile astı.
Karşı çıkmayanlar da değil ha !!
Beklendiği gibi, (de facto statükodan) sürer durumdan, ganimetten, yağmadan yararlananlar, köşeyi dönenler yaygarayı bastı.
Vatan elden gidiyormuş.
Ne yani !! Eroğlu ile Özersay vatanı, KKTC’yi ve davayı mı satıyor? Ne hadlerine !!

KKTC’yi kuran ve kurduran, Kuzey Kıbrıs’ı alan ve hala elinde bulunduran her kim ise...
Her kim aldıysa, isterse yine o satar. Veya daha hafif bir deyimle, ciddi tavizlerde bulunur ve sorunu çözer.

Bazı gazeteci geçinenler , köşelerinde, TV ekranlarında “vatan, bayrak, millet” edebiyatı ile metine ve Eroğlu’nun kabul ettiklerine “şiddetle” karşı çıktılar.
Bunların barış ve çözüme neden bu kadar karşı olduklarını bilmeyen kalmadı. Yıllardır, mevcut durumdan ve koşullardan yararlananlar, elde ettiklerini kaybedeceklerine inananlar ve korkanlar herhangi bir uzlaşmaya elbette karşı çıkacaklardı . Ve çıktılar da, her dönemde olduğu gibi.

Daha ortada sadece bir metin var. Esas, temel sorunu oluşturan ciddi konular-engeller ele alınmadı. Beklesinler bakalım müzakere süreci neye doğru yönlendirilecek, hangi konularda anlaşma, hangilerinde anlaşamama ortaya çıkacak...

Amerika’nın sihirli bir değnekle dokunuşu liderleri masaya döndürebildiyse, ayni Amerika isterse bütün sorunları da hallettirir, ettiremezse de, istedikleri doğrultusunda bir anlaşmayı-çözümü empoze eder.

Amerika’ya ne Türkiye, ne Yunanistan, İngiltere karşı çıkamayacak , HAYIR olmaz diyemeyecek da Kıbrıs’taki Rum ve Türk liderler mi karşı çıkabilecek ? Hayal bile edilemez.
Eninde sonunda Kıbrıs’ta bir çözüm, Amerika’nın, İngilizlerin, BM’nin, AB’nin , İsrail’in çıkarlarına yönelik olacaktır.
Türk, Yunan yetkililer ve NATO’da Amerika’ya uyacak EVET diyecek.

Boşuna ortalığı velveleye vermeye, yaygara kopartmaya, süper milliyetci kesilmeye gerek yok.
Kıbrıs Türk halkını , daha fazla zaman kaybetmeden, varılabilecek bir anlaşma olursa fena mı ? TC Dışişleri Bakanı Davutoğlu ne dedi ? Kıbrıs meselesi yüz yıl daha mı sürsün, ne anlaşma olursa olsun.
Olsun da, Kıbrıs Türkleri’nin Kıbrıs Cumhuriyet’ine yamalanması ile olmasın.
Yasal haklarını, insanca, özgürce yaşama haklarını garanti etsin, dünya ile bütünleşmesini sağlasın yeter.

Bunlar , bir federal çözümde gerçekleşecekse, ufak tefek ayrıntılarla daha fazla zaman kaybedilmesin.

Bu haber 217 defa okunmuştur
  • ince  NY - 13.02.2014 En iyisi hem Kibris Cumhuriyetinin hem KKTC'nin ad olarak degismesi olsa gerek anlasmadan sonra. Boylelikle belki yeni bir baslangic daha uzun sureli olabilir ve KC KKTC davsi gudulmez. Birini biraksan digerini yasatsan obirinin gururu incinecek digeri sevinecek. Mantikli olan yeni onurlu taraflarin en az sekilde incinip gucenebilecegi yeni bir varlik. HEr iki kesimede esit uzaklikta ve yakinlikta.

:

:

:

: