KKTC’de siyaset sahnesin de her geçen gün farklı roller beliriyor, en son beliren de UBP-DP UG yerel yönetimler seçimlerinde yapılacak olan işbirliği oldu. Hükümet ortaklarını gerdiğine benziyor bu ittifak, çünkü CTP kanadından her konuşan yetkili Başbakan Yorgancıoğlu dahil olmak üzere tüm vekil olan ve diğer yetkililer bu işbirliğinin etik olmadığını, kabul edilemez olduğunu ve yakışmadığını diye söylüyorlar.
Şunu söylemek gerekir hükümet etmek başka bir şeydir, yerel seçimler veya başka bir seçim de ittifak etmek başka bir siyasi gerekliliktir. Yoksa hükümet kurulurken böyle bir taahhüt mü verildi, siyasette bazen 24 saatin bile önemi vardır. Her siyasi parti bir kurumsal organizmadır ve canlıdır büyümesi hizmet vermesi de iktidar veya muhalefetteki icraatları ile ölçülür veya ölçülmesi gerekir. Seçim dönemlerinde de partiler kendine yakın bulduğu parti veya oluşumlar ile işbirliği yapabilir bu da normal değil mi?
Gelelim CTP’nin infialine söyledikleri çok net bazı büyük merkezlerde CTP’ye seçim kaybettirmek için UBP-DP UG işbirliğine gitti, bu ifade CTP en yetkili ağızlarından çıktı. Bu kadar keskin ifade ile aslında CTP kendi mevcut başkanlarına ciddi zarar verdi diye düşünüyorum çünkü bunu bu şekilde ifade etmekle o başkanların aslında güçlerini kaybettiklerinin itirafıdır.
Tabi ki CTP birçok bölgede seçim için kolları sıvadı hükümet imkanlarını da kullanacak, kim kullanmadı ki en son hatırlarda kalan İrsen Küçük olayı ki 366 insiyatifi doğdu bu ülkeye. Ben CTP yetkililerinin bu şekilde infial ettiğini değerlendirirken çok da olgun bulmadım, siyaset her bir yeniliğe gebe bir yarıştır.
DP-UG ile CTP nin arasını açan biraz da Kıbrıs sorunudur, bunu da unutturmamak gerekir. DP-UG Genel Başkanı ve Başbakan Yardımcısı Serdar Denktaş özellikle Dışişleri Bakanı Nami’nin Kıbrıs müzakere sürecinde izlediği yolun yanlış olduğunu çok kez dile getirmiştir. Müzakereleri yürüten Cumhurbaşkanı bunun dışında ki bir oluşuma Denktaş’ın karşı olduğunu çok kez dile getirmesini biliyoruz. Cumhurbaşkanı ilen Denktaş’ın ilişkilerinin iyi olduğunu Kıbrıs müzakere sürecinde Cumhurbaşkanına güvendiğini açıklamıştı.
Ancak hükümet ortağı CTP,Cumhurbaşkanı ile ayni uyum içerisinde olmadığını yine basından bilmekteyiz, ortaklar arasında ciddi önem arz ediyor bu uyumsuzluk.
Ancak yerel seçimler bu nedenlerden dolayı bu şekilde bir ittifak içerisine girer mi? Siyaset ve seçimler partileri besleyen,güçlerini yenileyen halkın gözünde güven tazeleyen sınavlar gibidir. DP-UG hali ile elinde bulundurduğu belediyeleri çoğaltmak için seçim de her yolu denemek zorundadır bu CTP’yi siyasi açıdan rahatsız etmemelidir çünkü Kadri Fellahoğlu’nun dediği gibi siyaset budur.
Ancak salim bir dönemde miyiz? Hayır değiliz CTP halka ne söz vermişti, hatta bir önceki hükümet dönemlerin de. Yeni belediyeler yasası ile belediyeler yeniden yapılandırılacak ve özellikle sayıları azaltılacak hatırlıyorum da 11-13 sayısı konuşuluyordu, peki şimdi ne oldu da bu konuda çıt yok, yani bu yöntem sürdürülebilir mi? Sürdürülemez olduğunu tümü biliyor ancak işlerine gelmiyor, çünkü daha çok belediye alırsak gücümüze güç katarız. Ancak bu küçük güzelim ülkenin özellikle tarihi başkent Lefkoşa’nın sokaklar çöpten geçilmez ise de kimin omurunda, turist bu pisliği görüyor ve iğreniyor bir daha gelmek istemiyor kimin omurunda.
Uzun lafın kısası seçimler ile kalk otur edebiyatı, sorunların esasına inip çözüm üretmek bir sonraki bahara. İttifaklar olacak kimse gocunmasın arkasında başka hesaplar var olsa bile siyaset hesap işidir, olmadığı zaman ben o siyasetçiye siyasetçi demem. Bir partinin atacağı adımlar başka bir partinin sınır getirmeye çalışmış olması da siyasette kabul edilmez her partinin bir tüzel kimliği ve kişiliği vardır, hareketini de ve alacağı kararları da yetkili kurulları belirler o kadar basit, yine de hayırlısı olsun ülke insanımız kazansın dilekleri ile.