Din İşleri Başkanı Talip Atalay son günlerde Başpiskopos II. Hrisosotomos ve diğer dini liderlerle yaptığı görüşmelerle gündeme oturdu.
Kıbrıs adası üzerindeki dört farklı dini liderin bir araya gelmesine kadar uzaman sürece büyük katkı koyan Atalay, geçenlerde Cenevre'de gerçekleştirilen toplantıda 'Barış çağrısı' yaparak adadaki son gelişmelerin pozitif ayağı olmuş durumda.
Türklere karşı düşmanca tavırlarıyla ve katı çıkışlarıyla bilinen Başpiskopos II. Hrisosotomos’un mülayim bir tavır sergilemesinde Atalay’ın büyük payı olduğu açık.
Birleşmiş Milletler yetkililerinin Cenevre toplantısından sonra yaptıkları açıklamada, dini liderlerin barış ve kardeşlik çağrısı yapmalarının bölge barışına büyük katkı sağlayacağı belirtiliyor. BM'nin Özel temsilcisi BM Din Özgürlüğü Raportörü Prof. Bielefeldt, dini liderlerin diyalogunu, Kıbrıs’ta pek rastlanmayan bir hadise olarak nitelendiriyor.
Ki Hrisostomos ve ondan önceki piskoposların bu denli yumuşak başlı olması görülmüş değil.
Aynı Allah’a inanan ve “barış, dürüstlük, insan hakları” gibi ortak paydalarda buluşan dinlerin liderleri de bu süreçte ellerinden geleni yapmalıydı, yapıyor.
Ancak nedense Atalay’ın bu girişimleri birilerini rahatsız etmiş durumda.
Dini liderse köşesinde otursun, siyasete karışmasın diyor birileri, Güney Kıbrıs’ı yüzyıllardır kilisenin yönettiğini unutarak.
Bu kişilere Kıbrıs Türkü’nün –Güney Kıbrıs’takinin aksine- hiçbir zaman dinle siyaseti birbirine karıştırmadığını, hiçbir siyasi konuda taraf olmadığını, fikir beyan etmediğini, bugün de yine aynı doğrultuda hareket ettiğini, ağızlarından ancak barış, kardeşlik mesajlarının çıktığını, ancak dini liderlerin toplum üzerindeki önemli etkisini hatırlatmak gerek.
Dün, Atalay, BM Kıbrıs Özel Temsilcisi ve BM Barış Gücü Misyon Şefi Buttenheim, Maraonit Başpiskoposu YoussefSoueif, Ermeni Başpiskoposu VarojuanHerkelian, Latinlerin Dini görevlisi Papaz JerzyKraj, Dindar Sosyal Demokratlar Lideri ve İsveç elçiliği temsilcisi ile BaşpiskoposHrisostomos’un Güney Lefkoşa’da bulunan Başpiskoposluk binasında yemek yemeleri bana göre 20 müzakere gücüne eşit.
Bunun ardından büyük ihtimalle Talip Atalay da, Rum Ortodoks Kilisesi'nin başı Başpiskopos II. Hrisostomos'u Kuzey’de yemeğe davet edecek. Başpiskopos gelir mi, büyük ihtimalle gelecek.
Sonuç olarak, Dini liderlerin barış çubukları tüttürmesi, Kıbrıs’ta barışa giden katalizör görevi üstlenmelerinin yanında, halkı barışa motive etmek adına çok önemli. Zira Güneyde, kilisenin onayını ve takdisini almayan hiçbir siyasi partinin veya politikacının siyasi ömrü uzun olmamış, kiliseden bağımsız aldığı kararlar halkın desteğini almamıştır. O yüzden adına ister kaleyi içerden fethetmek deyin, ister başka bir şey, dini liderlerin görüşmesi en az müzakerecilerin görüşmesi kadar önemlidir.