Yıllar geçse de unutulmayacak

Hepimiz yasa boğulduk.

Hepimiz yasa boğulduk.
Birkaç saat içinde yüzlerce canı kaybetmek kolay değil.
Türkiye’de, Manisa’da, Soma ilçesinde maden ocağında yaşanan “iş kazası” sonucu yüzlerce insan hayatını kaybetti.
Gencecik insanlar, birbirine kenetlenmiş ekmek kavgası veren emekçiler, yerin binlerce metre altında can verirken, ocaklarına da ateş düştü.
Bu kaza veya ihmal, adı her ne olursa olsun ilk değil.
Türkiye, maden kazalarının en çok yaşandığı üçüncü ülke.
İlgili işyerinde daha öncede ölümle sonuçlanan kazalar olmuş.
Bu yazı yazılırken 282 insanın acı haberi vardı.
Madencilik Türkiye’de önemli, bu sektör bundan sonrada faaliyet göstermeye devam edecek.
İş güvenliği, işçi sağlığı, sendikalaşma, denetleme anlamında ciddi sıkıntılar var.
Ve böylesi kötü bir olayla bir kez daha ortaya çıktı bu gerçek.
İşi kaderciliğe bağlamak “bu meslekte bunlar olur, yıllar önce de olmuştu” demek maalesef kayıpları geri getirmiyor ve bir önlem olmuyor.
Her alanda ilerlemiş, gelişmiş bir Türkiye varsa ki öyle olduğu iddia ediliyor, bunlar bu derece yaşanmamalı.
Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırma Vakfı (TEPAV) tarafından yapılan bilimsel bir araştırmada, ortaya özetle şu veriler konmuş;
“Türkiye maden sektörünün iş kazaları ve sonuçları odağında değerlendirildiği bu çalışma, dört temel noktaya dikkat çekmeyi amaçlamaktadır:
• Maden kazaları ile ilgili istatistikler incelendiğinde üretim başına düşen ölüm sayısının taş kömürü ocaklarında linyit ocaklarına göre oldukça yüksek olduğu görülmektedir.

• Özel işletilen taş kömürü ocaklarında, Taş Kömürü Kurumu (TTK) ocaklarına göre üretim başına düşen ölüm sayısı daha yüksek olmakla birlikte, 2004 yılı sonrasında azalma görülmektedir.

• Dünyanın ilk iki büyük kömür üreticisi olan Çin ve ABD’de meydana gelen maden kazaları incelendiğinde, taş kömürü için üretim başına düşen ölüm oranlarının, Türkiye’den düşük olduğu görülmektedir.

• Madenlerde yaşanan iş kazaları ve ekonomik boyutu, sektörün üretimi ve ihtiyaçları doğrultusunda değerlendirildiğinde, Türkiye’nin yeni bir madencilik sektörü stratejisine ihtiyacı olduğu ve sektöre yönelik uygulanmakta olan politikaların gözden geçirilmesi gerektiği açıkça ortaya çıkmaktadır.”

Temmuz 2010 da yapılmış bir araştırmanın özet bilgilerini paylaştım.
Türkiye’nin madencilik sektöründe yeni bir stratejiye ihtiyacı olduğunun altı çiziliyor.
Bunlar elbette konuşuluyor ve konuşulmaya da devam edilecek.
Ama son günlerde yaşananlar ve yaşattığı acılar yıllar geçse de unutulmayacak.
Bu acının elbette tarifi yok ve bu satırların yazarı olarak yaşanan trajediyi canı yürekten sahipleniyor ve paylaşıyorum.
Sektöre ait eksik kalanlar yanında bir anlayışın daha yerleşmesi gerek artık.
Sorumluluk alma.
Bu kaza neden meydana geldi? Sorumlular kimlerdir ve daha ne bekleniyor.
İlgili yetkili, bakan her kimse, istifa etmek için neyi bekliyor?
Başka ülkelerde otobüs kazası sonucu yetkililer istifa ediyorsa “ileri demokrasinin” getirildiği Türkiye’de bu gerekler neden yapılmıyor?
Bir kez daha, tüm Türkiye’nin ve bu acıyı yüreğinde hisseden herkesin başı sağ olsun.
Bu haber 600 defa okunmuştur

:

:

:

: