Evinin bodrumuna 24 yıl hapsedip, tecavüz ettiği kızdan 7 çocuk sahibi olan evli bir adam, kendi öz kızına 5 yıl boyunca tacizde bulunup, tecavüz eden ve kendi kızından bir çocuk sahibi bile olan bir baba, 8 yaşındaki erkek çocuğu ormana kaçırıp defalarca tecavüz ettikten sonra, başını taşla ezen iki psikopat genç...
Evinin bodrumuna 24 yıl hapsedip, tecavüz ettiği kızdan 7 çocuk sahibi olan evli bir adam, kendi öz kızına 5 yıl boyunca tacizde bulunup, tecavüz eden ve kendi kızından bir çocuk sahibi bile olan bir baba, 8 yaşındaki erkek çocuğu ormana kaçırıp defalarca tecavüz ettikten sonra, başını taşla ezen iki psikopat genç...Ve daha niceleri!
Çocuklarımız istismar ediliyor!
Haberler, kitaplar, kulaktan dolma bilgiler, mahkeme tutanakları, aslında bu konu hakkında duyduğumuz ve bizde nefret uyandıran bilgi ve aktarımlar o kadar üstünkörü ve o kadar rastgele ki. Yıllardır içinde bulunduğum çeşitli dernekler ve insiyatifler bağlamında sahip olduğum bu konudaki detaylı bilgiler sonucu, dehşete düştüm. Ahlaksızlığın gırtlak boyuna gelmesi kanımı dondurdu...
Günümüzde, gittikçe çoğalan, çocuklarımızın psikolojisinin mahvolmasına neden olup, yakınlarının hayatlarını da tepetaklak eden bu çirkinliklere yeni yeni isimler, yakıştırmalar kullanmaya ve saçmalık dolu mahkeme kararları vermeye başladık. 9 yaşındaki bir kız çocuğunun “kendi rızası” olabiliyor mesela... “Doğaya aykırı cinsel ilişki her ne kadar suç sayılmasa da” diye başlayan gazete sütunlarında, 15 kişinin istismar ettiği 14 yaşındaki bir çocuğun bütün özel hayatı çarşaf çarşaf basına seriliyor...
İşte bu yüzden, hastalıklı bir geleceğimiz olacak. Durmadan kanayan yaralarımız ve iyileştirilemeyecek, kalıcı hasarlar bırakacak anılarımız olacak. Ellerimiz titreyerek tutanaklar tutup, gözlerimiz birbirimizin gözlerine değmeden konuşacağız. Ne anlatabilecek, ne de anlayabileceğiz karşımızdakini. Yarınlar bir gün gelecek. Dünün yarını da bugün olduğunu idrak edip, “keşke” kelimesinin içeriğini Türk Dil Kurumu’na dava açarak geliştirmeye çalışacağız, yine olmayacak. Sabahleyin uyanıp yüzümüzü yıkadığımızda, arabadan inerken dikiz aynasında son rötuşlarımızı yaparken, yine de kendi yüzümüze bakmaya utanmayacağız!