Kuzey Kıbrıs’ta 29 Haziran’da yapılan yerel seçim+ referandum heyecanı yaşandı.Toplumun önü açılacaktı. Ama bazı grupların hayır kampanyaları nedeniyle açılmadı. Avukatlar bazı sendika ve toplum örgütleri ‘hayır’a kitlendi. Neden ise vicdani ret, ve, geçici onuncu madde yani polisin sivile bağlanmaması maddeler arasında yokmuş. Oysa , 2 yıl önce TC başbakanı Sn. Recep Tayip Erdoğan Ülkemize gelmiş gazeteci arkadaşlarım sormuştu, polisin sivil otoriteye bağlanması demokrasinin gereği sorusuna hayır bağlamayın olmaz dememişti sizin iç işleriniz diye cevap vermişti. Demek ki polisin sivil otoriteye bağlanması TC’nin iznine bağlı değilmiş.
Demek ki, hala polis genel müdürü atanamadı, ‘Pervin Gürler mi? Şenay Kebapçı mı?’ polemiği yaşanmakta. Polis genel müdürü polemiği yaşanmakta acaba polis sivile bağlansa neler olacak? Yanlış anlaşılmasın ben de toplumda polisin sivil otoriteye bağlanmasından yana endişe kısır çekişmeler. Değiştirmek mi istiyorsunuz Demirel’in muhalefete meşhur bir sözü vardır ,Bul 34’ü , anayasayı değiştirin geçici onuncu maddeyi kaldırın.
Vicdanı ret maddesi kapsamda yokmuş yani isteyen askere gitmeyecek yani Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde askerlik kalkacak ama Güney Kıbrıs’ta askerlik artarak devam edecek öyle mi? Madde arasında bu madde olmadığından referandumda hayır çıktı. İki istek madde anayasa değişiklik referandumda yok diye hayır çıktı. Ama çocuk hakları önemli değilmiş.
Aslında Sn.Erhürman’ın zamanlaması yanlıştı yerel seçim arasına sıkıştırmayacaktı ayrı bir zamanda referandum yapılmalıydı zira sözde oybirliği ile geçen anayasa maddelerinin değişiklik oylaması uygun zamanda halkın önüne getirilmeliydi , mecliste onaylayanlar üzerine yeterli desteği veremedi. Halka anlatılamadı bir avukat hayırcı kadar olamadılar.
Daha önce bu konuda bir hatırlatma yapmak istiyorum popilizm uğruna ve üçte iki yani 34’ü bulmadıktan sonra polisi sivil otoriteye bağlanılacak açıklama sözü vermeyiniz . Tayyip Erdoğan çoğunluğa hakim istediği referandumu ve anayasayı nasıl değiştirdiğini izleyin.
Sn. Eroğlu, polisi sivile bağlamayı düşündüğünü çalışmalar başlatacağını çıkışı bana soru işareti geldi.
Ülkemiz anayasasında geçici meşhur 10. madde mevcut. İçinde anti demokratik olduğu ve bu maddenin değişmesi için mecliste üçte iki çoğunluk olması halinde değişebilir diye bir madde var. Polis güvenlik kuvvetlerine bağlı yani Polis Genel Müdürü’nün amiri Güvenlik Kuvvetleri Komutanlığı. Bunu herkes bilmekte. İçişleri Bakanı dâhil polise emir veremediği gibi soruşturma dahi açamaz, ancak Güvenlik Kuvvetleri Komutanlığı soruşturma açabilir. Partilerimiz ister sol ister sağ görüşlü ister liberal ister muhafazakâr olsun. Her seçim atmosferinde meydanlarda polisi sivile bağlayacaklarını yani (İçişleri Bakanlığına ) seçim biter kazanan parti hükümet kurar fakat mitinglerde verilen sözler tabi rafa kaldırılır ne zamana kadar gelecek olası seçimlere kadar.
Hatırlatayım polisin sivil otoriteye bağlamasını en çok arzulayan sol partiler oldu. Sağ partilerde kopya çekti. TKP genel Başkanı Sn. Mustafa Akıncı aynı nutukları attı UBP ile ortak hükümet kurdu. Sn. Derviş Eroğlu Başbakan Sn. Akıncı yardımcısı olmuştu. O dönemde sık sık polisin sivil otoriteye bağlanması için uğraş verdi karşılığında ise ortağı UBP destek vermediği gibi ilk fırsatta Akıncıyı ortaklıktan şutlamıştı. Nedeni ise Akıncı- GKK dönemin komutanı ile ters düşmesi Sn. Eroğlu'nun canını sıkmış olacak ki ortaklığı bozdu. Gelelim polisi sivil otoriteye hararetle bağlamak isteyen Cumhuriyetçi Türk Partisine altı yıl nerdeyse tek başına iktidar olmuştu. O da meydanlarda polisi içişlerine bağlamayı sözleri vermişti. Mecliste destek istedi özelikle o dönemde ortağı olan Demokrat parti ile anlaşamadı bu girişim başlamadan sona erdi. Anlaşma sağlasaydı ortaklar bu kez Ana Muhalefet Ulusal Birlik Partisi reddedecek idi. Nerden mi biliyorum ortağı Akıncının başına geldiği unutulmamalı.
2009 da yapılan Genel seçiminde UBP 26 Milletvekili çıkartıp tek başına iktidar oldu. Fakat polisin sivil otoriteye bağlama sözü vermedi zira karşıydı. Önümüzde Cumhurbaşkanlığı seçimi ve yerel seçimler durmaktaydı. Hiç polisin sivil otoriteye bağlanmasını yani demokrasinin gereğini kabul etmeyen Başbakan Sn. Derviş Eroğlu bir ara Polisin Sivil Otoriteye bağlamak için gerekeni yapacağız açıklaması karşısında inanmadım. Defalarca okudum acaba gazeteler asparagas haberimi yaptı diye teyit ettirdim Zira hiç polisi sivile bağlamayı kabul etmeyen UBP nasıl olurda böyle bir açıklama yapmış olabilir. Düşündüm buldum nedenini. Zira bu Ülkede koltuk kapmak için ne yapılsa mubah olduğunu benim on yaşındaki torunum bile bilmekte. Önümüzde cumhurbaşkanı seçimi var slogan gerek ani bir refleks ile Sn. Eroğlu Polisi Sivile bağlamayı düşündüğünü çalışmalar başlatacağını çıkışı bana soru işareti idi.
Dedim ya koltuk kazanmak için her şeyin mubah olduğu ülkemizde Polisimizi yine siyasi emellerine alet etmeye başladılar. Halka şimdiden propaganda yaptılar ama üzüldüğüm her seçimde Polis i kullanıp istismar edip yıpratan parti ve liderleri seçim sonrası hükümete geldiklerin de, tabi Polis söylemi tekrar rafa kaldırılıyor günü gelene kadar tozlu raflarda kalıyor tekrar olası seçime kadar.
Peki, soruyorum yapamayacağınız sözü neden halka veriyorsunuz ayrıca polis örgütünü yıpratıyorsunuz?
Bulun 34’ü değiştirin anayasayı.