Ülkemizde asgari ücret tartışmaları geçtiği dönemlerde benzeri uyarıları tekrarlamakta yarar görüyorum. Çünkü gerek sol gerekse sağ iktidarlar olsun konuya bilimsel ve rasyonel yaklaşmadıkları sürece ülke ekonomisinin sürdürülebilirliğine fayda yerine zarar verebilirler.
Hepimizin bildiği gibi günümüzde solun hakim olduğu bir hükümet görev yapmaktadır. Şöyle ki, devlet adına komisyon üyeleri işçi temsilcileri ile birlikte hareket ettiği takdirde arzu ettikleri asgari ücreti teknik olarak belirleyebilirler. Hatta, asgari ücreti yarından itibaren 5000 TL olarak belirleyebilirler. Başta parti genel sekreteri olmak üzere CTP’nin ileri gelenleri ne kadar sermayeye(burjuva) veya ne kadar işçiye(Proletarya) yakındır tartışılabilir. Biz yine de CTP itidarının sırça köşk solcusu değil gerçek anlamda emek yanlısı olduğunu varsayıyoruz.Ancak, her şeye rağmen bu iktidar asgari ücreti 5000 TL kadar yükseltemez. Zira, KKTC’deki emek piyasa dengesi, işletmelerin genel verimliliği ve etkinliği ile çalışanların marjinal verimliliği dikkate alındığında böylesi bir ücretin mümkün olmadığı açıktır. Ancak, olaya salt yasal açıdan baktığımızda asgari ücretin 5000 TL olabileceği olgusu ortaya çıkmaktadır. Zira,22/1975 Sayı Asgari Ücretler Yasası Asgari ücreti şu şekilde tefsit etmektedir: “Asgari Ücret”, işçilere normal bir çalışma günü karşılığı olarak ödenen ve işçi ile eşinin ve bir veya iki çocuğunun yeterli beslenme, sağlıklı konut, giyim, aydınlatma ve ısıtma, ulaşım, çağdaş düzeyde sağlık servisi, eğitim kültür, dinlenme, eğlence ve benzeri temel gereksinmelerini geçerli fiyatlar üzerinden karşılamaya yetecek miktarda olmak üzere bu Yasanın 3’üncü maddesi kuralları uyarınca saptanan ücreti anlatır.
Yasaya göre normal bir çalışma günü karşılığında alacağı ücret ile 4 kişilik bir aile yeterli beslenme, sağlıklı konut, giyim, aydınlatma ve ısıtma, ulaşım, çağdaş düzeyde sağlık servisi, eğitim kültür, dinlenme, eğlence ve benzeri temel gereksinmelerini yerine getirmesi gerekmektedir. Peki, özellikle sol iktidara sormak istiyorum bu çerçevede bir yaşam kalitesine sahip olmak için 5000 TL maaş yeterli midir? Eğer aksi iddia ediliyorsa; Yasada öngörüldüğü gibi Devlet Planlama Örgütü ve Ticaret Dairesi asgari ücret için belirtilen harcamaların karşılanması için ne kadar maaş gerektiğini geçim indeksi şeklinde hesaplayıp komisyonun bilgisine getirsinler.
Maalesef salt yasal açıdan bakılarak yukarıda bahsedilen ekonomik gerçeklerden bağımsız asgari ücret belirlenemez.
ASGARİ ÜCRET İÇİN EKONOMİ BİLMİ NE DİYOR?
Liberal Ekonomistler, asgari ücretin işsizlik oluşturduğu görüşünü benimsemiştir. Asgari ücretler ne kadar yükselirse, bu ücretleri karşılayamayacak küçük işletme sahipleri o kadar artacaktır. Bunun sonucunda küçük işletmeler daha az işçi çalıştıracak ve bu durum işsizlik oluşturacaktır. Kaçak işçi çalıştırılmasının bir sebebi de asgari ücrettir. Bu sistemle hem kaçak işçiler daha kötü şartlarda çalıştırılmaktadır, hem de devlet bu işçilerden ufak hesaplı ( ama geniş hacimli ) vergi kaybına uğramaktadır (http://www.vsback.com/asgari-ucretin-zararlari).
Türkiye’nin tanınmış ekonomistlerinden Mahfi EğilmezTürkiye şartları içinemek piyasasının mal piyasasından farklı koşullara sahip olduğunu ifade etmektedir.Eğilmez’e göre serbest piyasa koşulları hakim olduğu zaman emeğin fiyatı olan ücret de arz ve talep koşullarına göre belirlenir ve aşağıdaki şekilde dikey eksene fiyat yerine ücret konulduğunda emek piyasasında dengenin oluşumu geçerli olur.Ücret arttıkça çalışma yaşamına sunulan emek miktarı artar, ücret düştükçe ise bu miktar azalır. Ancak, Eğilmez Türkiye şartlarında emek piyasasında koşulların serbest piyasa koşullarından farklı olduğuna ve arz ne kadar artarsa artsın ücretin düşebileceği Asgari ücret diye bir düzeyin varlığına işaret etmektedir.Asgari ücret yasalarla belirlenmiş olduğu için emek arzındaki artış ücretlerin bu düzeyin altına düşmesine izin vermez. Bir başka konu sendikalardır. Ücretlerin belirlenmesi yine yasalar gereği toplu sözleşme pazarlıklarıyla belirlendiği için serbest piyasa koşulları burada tam olarak egemen olamaz (http://www.mahfiegilmez.com/2013/03/fiyat-ucret-faiz-ve-kur-nasl.html).
Maalesef ülkemizde Mahfi Eğilmez’in Türkiye için iddia edildiğinin aksine ne sıkı bir şekilde denetlenen asgari ücret ne de özel sektör için geçerli bir toplu pazarlık ortamı vardır. Dolayısıyla, ücret serbest piyasada oluşmakta ve asgari ücretin denge fiyatın üzerinde olması durumunda ekonomik teorinin öngördüğü gibi kaçak işçilik ve/veya işsizlik ortaya çıkabilmektedir.
ASGARİ ÜCRET YETERSİZ İSE ÖZELLİKLE SOL İKTİDARA DÜŞEN GÖREV NE OLMALIDIR?
Asgari ücret nasıl belirlenirse belirlensin ülkemizde bir ailenin salt asgari ücretle insan gibi yaşama imkanı olmayacaktır. Peki, çağdaş ülkeler buna nasıl çözüm üretmektedir? Türkiye’de dahil dar gelirli, muhtaç veya mağdura uzanan el “SOSYAL DEVLET”in elidir. Mevcut hükümetin sosyal güvenlik katkılarını üstlenmesi bu yönde atılan önemli bir adımdır. Bunun yanında, özel sektörün ödediği maaşa ilaveten dar gelirlinin refahını artırabilecek sosyal devlet katkıları, sağlık, eğitim, ulaşım gibi alanlarda da uygulamaya konabilir. İŞTE O ZAMAN EMEĞE GERÇEK ANLAMDA DEĞER VEREN BİR İKTİDARIN FARKI ORTAYA ÇIKAR.
Türkiye’de Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Genel Müdürlüğü bünyesindeki Fakir Fukara Fonu`nun temel misyonu sosyal devleti hakim kılmaktır. 3294 numaralı Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışmayı Teşvik Kanunu’nun 1. Maddesi kanunun amacını belirtmektedir. Şöyle ki; Bu Kanunun amacı; fakru zaruret içinde ve muhtaç durumda bulunan vatandaşlar ile gerektiğinde her ne suretle olursa olsun Türkiye'ye kabul edilmiş veya gelmiş olan kişilere yardım etmek, sosyal adaleti pekiştirici tedbirler alarak gelir dağılımının adilane bir şekilde tevzi edilmesini sağlamak, sosyal yardımlaşma ve dayanışmayı teşvik etmektir. Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Genel Müdürlüğü tarafından yapılan yardımlardan 3 milyon 948 bin kişi faydalanmaktadır. Nüfusun yüzde 6`sına denk gelen bu rakama proje bazlı destek verilen 56 bin aile eklenince rakam 4 milyona ulaşmaktadır. Bu kurum tarafından yapılan başlıca yardımlar gıda, yakacak ve barınma adı altında aile yardımı, eğitim yardımı, sağlık yardımı ile aşevleri ve afet yardımlarıdır.
ÜLKEMİZE ÖZGÜ ASGARİ ÜCRET VE SOSYAL DEVLET BİRLİKTE DÜŞÜNÜLDÜĞÜNDE AŞAĞIDAKİ SAPTAMA YAPILABİLİR.
DÜŞKÜNE VE MUHTACA EL UZATAMAYAN HÜKÜMETE NE SOL İKTİDAR NE DE DEVLETE SOSYAL DEVLET DENİR. OLSA OLSA KIBRIS AĞZI İLE “LAMBURO” DEVLET OLABİLİR.