Böyle sosyal diyalog mu olurmuş?

Mevcut Yorgancıoğlu hükümetinin üzerinde durduğu hedeflerden biri de “SOSYAL DİYALOG” olmuştur. Şöyle ki, adı geçen programda aşağıdaki ifadelerde bulunulmuştur:

Mevcut Yorgancıoğlu hükümetinin üzerinde durduğu hedeflerden biri de “SOSYAL DİYALOG” olmuştur. Şöyle ki, adı geçen programda aşağıdaki ifadelerde bulunulmuştur:

“Çalışma yaşamı ile ilgili düzenlemelerde Avrupa Birliği normları ve Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) konvansiyonları ile tam uyumun sağlanması hedeflenecek ve bu amaçla yapılacak çalışmalarda çalışanların örgütleri ile işveren örgütleri arasında sosyal diyalog mekanizmalarının geliştirilmesi teşvik edilecektir.“
“Sendikalar ile işveren örgütlerinin bir araya gelerek genel çalışma yaşamı ile sektörlerin özel sorunlarına birlikte çözüm bulmalarına olanak verecek Sosyal Diyalog mekanizması oluşturulacaktır.“

PEKİ SOSYAL DİYALOG SENDİKALARI SADECE DİNLEMEK MİDİR?

Sosyal diyalog, uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) tarafından, hükümet, işçi ve işveren kesimleri temsilcileri arasında, ortak ekonomik ve sosyal konularda her türlü müzakere, istişare ve bilgi erişimi olarak tanımlanmaktadır. (http://www.tuhis.org.tr/dergi/cilt20_21sayi6-1/cilt20_21_sayi6-1_bolum4.pdf)

Sosyal diyalog, “hükümet yetkilileri ve sosyal taraf olarak tanımlanan, işçi ve işveren üst-örgütlerinin temsilcilerinin toplumda yer alan diğer örgütlü çıkar gruplarının temsilcileri ile birlikte temel ekonomik ve sosyal politikaların belirlenmesi ve uygulanmasına katılımalarını sağlayan her tip müzakere ve danışma veya basitçe fikir mübadelesi olarak tanımlamaktadır. (Sarosh Kuruvilla, “Social Dialog for Decent Work”, International Institute for Labour Studies Discuusion Paper, No 149. 2003. s. 1.) Sosyal diyalogun etkili olabilmesi için bazı nesnel ve öznel şartların sağlanması lazımdır. Sosyal diyalogun gerçekleşmesi, her şeyden önce sosyal tarafların bu konuda istekli ve gönüllü olmalarına bağlıdır. Bu isteğin güçlü ve istikralı olması kadar sosyal tarafların sosyal diyalogun ekonomik ve sosyal barışa ve gelişmeye olan potansiyel katkılarının da inanmaları ve bunun bilincinde olmaları da önemldir (Rychly ve Pritzer, 2003. s. 2.)

Sosyal diyaloğun işleyebilmesi için hükümetlerin aktif olması (kendileri süreçte doğrudan yer almasalar bile) tarafların süreçte etkili biçimde yer almalarını sağlayacak “HUKUSAL VE KURUMSAL ÇERÇEVELERİ” sunması gerekir. Uluslararası sosyal diyalog örnekleri arasında küresel sendikalarla çok uluslu işletmeler arasında giderek yaygınlaşan “Uluslararası Çerçeve Anlaşmalardan” (IFA) söz edilebilir. Bu çerçevede, sosyal diyaloğu mümkün kılan koşullar: Sendikalaşma ve toplu pazarlık özgürlüğü temel haklarına saygı gösterilmesi; Gerekli kurumsal destek; Sosyal diyalogda yer almak için gerekli bilgilere erişimi ve teknik kapasitesi olan, güçlü ve bağımsız işçi ve işveren kuruluşları; ve Taraflarda sosyal diyaloğa girme iradesi ve kararlılığı olmasıdır (http://www.ilo.org/public/turkish/region/eurpro/ankara/areas/woman/brosurler/bro06.pdf).
Bütün gelişmiş batı ülkelerinde olduğu gibi Sosyal Diyalog Kültürünün kurumlaştığı Avrupa Birliği (AB)'nde sosyal politikanın, öteden beri işçi ve işveren örgütleri arasındaki diyalog yoluyla geliştirilmesi tercih edilmektedir. Gerçekten sosyal diyalog, AB içinde çok önemli bir araç olup üçlü ve ikili diyalog, AB sosyal modelinin temel unsurudur (http://www.tuhis.org.tr/dergi/cilt20_21sayi6-1/cilt20_21_sayi6-1_bolum4.pdf).

AB nin Sosyal Diyalog alanındaki 4 AB direktifi, 2 AB tüzüğü ana başlıklar halinde aşağıdakilerden oluşmaktadır:

1. Avrupa İş Konseylerinin Kurulması ve Çalışanlara Bilgi Verilmesi ve Danışılmasına Dair 22 Eylül 1994 tarih ve 94/45/EC sayılı Konsey Direktifi
2. Avrupa Şirket Kanununa İlişkin 8 Ekim 2001 tarih ve 2157/2001 sayılı Konsey Tüzüğü
3. Avrupa Şirketlerinde Çalışanların Yönetime Katılımına Dair 8 Ekim 2001 tarih ve 2001/86/EC sayılı Konsey Direktifi
4. İşletmelerde Çalışanların Bilgilendirilmesi ve Danışma Sürecinin İşletilmesine Dair 11 Mart 2002 tarih ve 2002/14/EC sayılı Konsey Direktifi
5. Avrupa Kooperatif Şirketi Kanunu'na İlişkin 22 Temmuz 2003 tarih ve 1435/2003 sayılı Konsey Tüzüğü
6. Avrupa Kooperatif Şirketi Kanunu'nu Çalışanların Katılımına İlişkin Olarak Tamamlayan 22 Temmuz 2003 tarih ve 2003/72/EC sayılı Konsey Direktifi


Şekil 1’de AB’deki Sosyal Diyalogun laf ola olmaktan kurumsal yapıya kavuştuğu gelişim süreci gösterilmektedir.


 

 

 

 

 

Tablo 1 ise Maastricht öncesi ve sonrası bağlayıcı ve bağlayıcı olmayan sosyal diyalog arasındaki farkı ve sosyal diyalogun düzeylerini göstermektedir.

 

 

 

 

 

 

 


SON SÖZ: KKTC’DE BİRÇOK ŞEYİN OLDUĞU GİBİ SOSYAL DİYALOGUN DA LAF OLA OLDUĞU ANLAŞILMAKTADIR.

Bu haber 534 defa okunmuştur
  • kktc de    - 14.08.2014 sosyal diyalog veya ifade özgürlüğü gibi mevzular , ' Ben size bu hakkınızı teslim ettim istediğiniz kadar konuşabilirsiniz ama yetkili makam olarak ben sizi sadece bir tarafımla dinlerim ' anlamına gelir .

:

:

:

: