Sessizlik Şehri

“Yalancı dünyaya konup göçenler, Ne söylerler ne bir haber verirler.

“Yalancı dünyaya konup göçenler,
Ne söylerler ne bir haber verirler.
Üzerinde türlü otlar bitenler,
Ne söylerler ne bir haber verirler”
Diyordu Yunus Emre.
Nereden bahsettiğimi anlamışsınızdır.Son durak kara toprak derler ya hani. Her birimiz için kaçınılmaz son,değişmeyen son adres.Dünyanın çıkış,ahretin giriş kapısı olan kabristandan bahsediyorum.Peygamber efendimiz,bir zamanlar kabir ziyaretini men etmişti, daha sonraları müsaade etmiş ve şöyle buyurmuştur. “Ben size kabir ziyaretini yasaklamıştım ama artık ziyarete gidebilirsiniz böylece dünyaya gönül vermekten kurtulur ahreti hatırlarsınız.”Kabir ziyareti,nefis terbiyesi bakımından da olumlu sonuçları olan bir harekettir.Kişi kendisinden önce bu dünyadan ayrılanların akıbetini görüp ibret alarak kendi akıbetine hazırlanma hususunda gayrete gelebilir.
Çeşitli vesilelerle kabristana gittiğimiz oluyor.Orada gördüğüm manzara,ibret almaktan çok insanı hayrete düşüren bir durum arz ediyor.Orada çeşit çeşit taşlarla, renk renk, desen desenişlenmiş kabirleri görünce,insan kabristanda değil de tek kişilik evlerden kurulmuş yeni bir şehirde gibi hissediyor kendini.Sanki varlık yarışı orada da devam ediyor gibi.Halbukimezarın dışına yapılan hiçbir şeyin içinde yatana faydası yoktur.Oraya o kadar masraf edene kadar,aynı masrafla etrafa ağaçlar diksek çevremiz yemyeşil olur.Çocuklarımıza anlatsak büyüklerimiz adına diktiğimiz ağaçları belki dedesi,ninesi adına daha çok severek ilgilenirler.Hem de o canlı ağaçlar yaşadığı sürece sevap kazanmış oluruz.Veya vefat eden yakınımız adına hayırlı işler yapıp sevabını onlara bağışlasak üzerlerine o kadar yapı yapmaktan daha makbule geçer.Belki yeri kaybolmayacak kadar,üzerinde ismi bulunan bir taş olsun isteriz. Bunun ötesinde yapılan her şey fazladandır.
Adamın birisi kendisi için bir kabir kazdırmış,zaman zaman oraya girip ölüm tefekkürü yapıyormuş.Hazreti Ebu Bekir bu durumu öğrenince adama ne yapıyorsun diye sormuş.Adamdemişki “kendime bir mezar hazırladım arada gelip nefsime diyorumki ey nefsim işte buraya geleceksin”Bu cevabı duyan Hazreti Ebu Bekir adam şöyle demiş: “Mezarı kendine değil kendini mezara hazırla… “Demem o ki mezarın dışını değil de içini süslemek lazım.Hani peygamber efendimiz buyuruyor ya “Kabir ya Cennet bahçelerinden bir bahçe,ya da Cehennem çukurlarından bir çukurdur.”İşte mesele bu…İman ve Salih amel sahibi olarak kabre girebilmişsek isterse başucumuzda bir taş bile olmasın gam değil.Ama Allah korusun imansız olarak oraya girmişsek,üzerimize ne yaparlarsa yapsınlar bize hiçbir faydası olmayacaktır.Rabbim cümlemize iman ve Salih amellerle dolu bir hayat, son nefeste kelime i şahadet nasip eylesin.
Kabir ve kabristandan bahsederken bir konuda teşekkür etmek istiyorum. Lefkoşa’da dolaşırken gördüğüm bir güzellik.Malum olduğu üzere surlar içerisinde birçok türbeler, yatırlar var. Oraların bakım ve onarımı gayet güzel yapılmış ve üzerine de ziyaretle ilgili olarak çok kısa hatırlatma yazıları asılmış.Mum yakmanın bez bağlamanın gereksizliğini ifade eden iki satırlık bir yazı.İnşallah bir başka zaman kabir ziyareti ile ilgili bir yazı da bu konuyu etraflıca işlemeyi düşünüyorum.Bu güzel çalışmasından dolayı Vakıflar idaresini tebrik ediyor,geçmişimize olan bu vefalı davranışlarından dolayı teşekkür ediyorum.
Şimdi yine sözü mısralara veriyor ve kabrin içinden dünyaya doğru bir bakışla sizi baş başa bırakıyorum.




Şimdi ayrılık zamanı
Şimdi ayrılığın zamanı geldi.
Gemi son limana giriyor işte.
Ömür geçip gitti sanki bir yeldi
Gözler ötesini görüyor işte

Sağ yan üstü uzattılar cismimi
Baş taşıma yazıyorlar ismimi
Son görüşüm,yaranımı hasmımı
Mezarcı tuğlayı örüyor işte

Burası karanlık,ıssız ve soğuk
Boyumca kazılmış,daracık kovuk
Bir ses duyuyorum,titrek ve boğuk
Hoca telkinimi veriyor işte.

Sevenler son defa kucaklaşıyor
Ayak tıpırtısı uzaklaşıyor
Her halde beklenen an yaklaşıyor
Gürültüler sona eriyor işte

-Yokmu idi senin bundan haberin
Rabbin kimdir,söyle kim peygamberin
Dinin nedir,hangi kitap rehberin.-
Melekler sualim soruyor işte

Hakkı der; Ya Rabbi sığındım sana
Lütfu kereminle yardım et bana
Her ne işlemişsem amelden yana
Hepsi de karşımda duruyor işte…



Bu haber 183 defa okunmuştur

:

:

:

: