Türkiye Cumhurbaşkanı Erdoğan Kıbrıs’ta esti yağdı

Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın ilk resmi ziyareti KKTC’ye oldu Türkiye tanıyor tanımıyor muhabbeti hep yapılıyor buralarda daha da ne isteriz, her sıkıntımızı gideren Türkiye, güvenliğimizi sağlıyor, maddi destekler oradan, KKTC’deki alt yapı yatırımları tamamı ile Türkiye, yollar, su getirme projeleri saymak ile son bulmaz.

Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın ilk resmi ziyareti KKTC’ye oldu Türkiye tanıyor tanımıyor muhabbeti hep yapılıyor buralarda daha da ne isteriz, her sıkıntımızı gideren Türkiye, güvenliğimizi sağlıyor, maddi destekler oradan, KKTC’deki alt yapı yatırımları tamamı ile Türkiye, yollar, su getirme projeleri saymak ile son bulmaz.
Yeni seçilen ve halkın oyu ile Türkiye Cumhuriyeti tarihinde ilk kez seçilen Cumhurbaşkanı Erdoğan ilk ziyaretini KKTC’ye yaptı. Gözlemcilerin görüşü ile çok önemli ilk yurt dışı ziyaretini KKTC’ye yapmış olması. KKTC’de halka ve ilgililere yönelik yaptığı konuşmanın dışında kapalı kapılar arkasında siyasi partilere ve hükümete yönelik yapmış olduğu telkinler, eleştiri boyutunda öneriler ve Kıbrıs ağzında “fırçalamalar”, dile getirdiği birçok konu zılgıç gibi geldi.
Öncelikle kamuoyuna yönelik konuşmasından özetlemeleri değerlendirelim, söylenenler çok yazıldı konuşuldu ve değerlendirildi. Yazılı basın, görsel basın bu konuları bir hafta işledi. Ancak Kıbrıs sorunu ile ilgili söylemleri Cumhurbaşkanı Edoğan’ın Kıbrıs’ı sınırlı tutmadı. NATO zirvesine de taşıdı Kıbrıs sorununu. KKTC’de yazılı metin okuduğu için tamamı ile bir devlet politikasıdır, bana göre bu ayrıntı çok önemlidir.
Türkiye çözüm ve anlaşma yanlısı politikasını sürdürmekte kararlı bunun altını çizdi Cumhurbaşkanı Erdoğan. 2004 referandumunda bile BM Genel Seketeri Annan’ı süreci başlatması için kendilerinin ikna ettiğinin altını çizdi. Sonuç yine Rum tarafının anlaşma istemeyen tavrı ile referandum da %75 hayır çıktı. Benim aklımın almadığı, Kıbrıs Türk tarafında bazı kesimlerin hala daha Türk tarafını suçlamalarıdır. Yalnız o zaman değil, müzakereler sürecinde Rum tarafı 1968’den itibaren 16 kez yaklaşılan anlaşma fırsatlarını hep ret etti. Hala daha bunu görmek istemeyen insanlarımız var. Lütfen tarihe baksınlar. Tüm bunları anlatırken”Eeee artık sabrın da bir sınırı” var demeyi de ihmal etmedi. İşte bu cümle içerisinde yeni bir siyaset var. Kıbrıs Türklerini Rum devleti içerisinde azınlık konumuna getirilmesine izin vermeyiz, Türkiye yalınızca bir gözlemci değildir Kıbrıs sorunun da “ellerimiz Kıbrıs’ın üzerinde” yeterince açık ve net bir ifade bizim görüşümüz hükmeder.
Genel olarak Rum tarafının beklentilerinin çok dışında açıklamalar bunlar. Çünkü Rum tarafı Kıbrıs sorununu Türkiye ile görüşüp sorunu çözmeye çalışıyor. Onlara göre sorun 1974’de Türk askerinin adaya çıkması ile başlar ve bu sorun bir “işgal” sorunudur. Cumhurbaşkanı Erdoğan bu tuzağa gelir mi? Söz konusu bile olmaz.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın KKTC yetkili ve siyasi partilerine verdiği mesajlar çok önemli. Kapalı kapılar arkasında da çok önemli telkinler vardı.
Elde edilen bilgilere göre Cumhurbaşkanı Erdoğan ne gibi telkinlerde bulundu.
“Özel sektörü güçlendirmelisiniz, özelleştirmeye önem vermeli ve sokağa inip esnafın sorunları ile ilgilenmelisiniz, bulunan sorunlara çözümler üretmeli ve halkı rahatlatmalısınız ekonominin hareketlenmesi gerekir. Bakanlar sokağa inmeli ve sorunları yerinde tespit ederek çözüm üretmeli kapalı dairelerde bu işler olmuyor bakın bizler bu sorunları nasıl çözüyoruz.
Nüfus konusunda birçok hatalar yapıyorsunuz. Vatandaşlıklar sorununu çözmelisiniz. Bu konuda çok şikayetler geliyor. Hak edene vatandaşlığını vermelisiniz. Rum tarafı bir milyona ulaşıyor. KKTC beşyüz bin olmalıydı, ancak ekonomik yönden güçlü bir nüfus olmalı.
KKTC’ye Türkiye den gelecek su konusunda kapsamlı bir çalışma yapmadınız, su gelecek nasıl kullanılacak hangi bölgeye ne amaç ile su verilecek içme ve kullanım dışında üretimde neler yetiştirilecek plan program var mı?
Artık bir birinizi yemekten vaz geçin. Birlik içerisinde olmalısınız, KKTC’nin daha da ileriye sorunsuz gidebilmesi için beraberlik şarttır. Maalesef bunu KKTC’de göremiyorum. Ulusal davanıza sahip çıkmalısınız. Halkı bölmeden ayrım yapmadan tek güç olmalısınız.
Müzakereler devam ediyor. Kıbrıs sorununu çözmeye çalışıyoruz. Tprak konusunda, sıfır toprak tavizi öngörmelisiniz, ver kurtul politikası tutmaz. KKTC’nin toprak konusu çok önemli. Halkı bu konuda toprağına sahip çıkması için desteklemelisiniz.”
Ben değerli okurlar çok özet olarak konu başlıklarına değindim ancak çok detaylı görüşmeler olduğunu biliyorum ve bir çok konuda bizim siyasetçilerimiz açıkçası Erdoğantarafında Kıbrıs ağzında “fırçalandı”. İyi de yaptı Türkiye Cumhurbaşkanı. Artık birileri bizimkilere tepki göstermeli. Çünkü halkımızın umutlarını yok ediyorlar. Buna hakları yoktur. Bizler sokaklardayız ve bu yazdıklarımızı halkımızın her kesiminden duyuyoruz, bizlere aktarıyorlar.
Cumhurbaşkanı Eroğlu’nun da Kıbrıs konusunda dik durması gerektiğini düşünüyoruz. Ver kurtul ile bir anlaşma olması söz konusu dahi olamaz. Kaldı ki, bizim Rumlar ile hesaplaşmamız durumunda onlardan alacaklıyız.
Ümit ederim Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın vermiş olduğu mesajlar doğru algılanır ve gerekenler zaman kaybetmeden uygulanır. Bunları bir şekilde takip edeceğim ve bundan sonra gördüğüm yanlışlıkları Türkiye’ye şikayet eder gibi dile getireceğim. Herkes adımlarını hesaplayarak atmalı. Ülkeyi yaşanmaz hale getirmeye kimsenin hakkı yoktur. Hesabını sorarız.


Bu haber 890 defa okunmuştur

:

:

:

: