Ceren ERCİH

İşadamı ve siyasetçi Sadık Gardiyanoğlu,Kuzey Kıbrıs’ın iş güvenliğinde sınıfta kaldığını söyledi

Nazmi Gürpınar’ın sunduğu Ada Raporu’nun konuğu iş adamı ve siyasetçi Sadık Gardiyanoğlu oldu. Güncel değerlendirmelerde bulunan Gardiyanoğlu, cumhurbaşkanlığı seçimlerinde öne çıkan adayları değerlendirdi. Derviş Eroğlu’nun aday olup olmayacağının net olarak Kasım ayında netleşeceğini kaydeden Gardiyanoğlu, umudunun Eroğlu’nun adaylığı koymasından yana olduğunu söyledi. Kuzey Kıbrıs’ın iş güvenliğinde sınıfta kaldığını da hatırlatan Gardiyanoğlu iş adamı sıfatıyla kaçak taşeron ve müteahhitleri eleştirdi. Aynı zamanda iş güvenliği için alınması gerek önlemleri hatırlattı. Hayvancılar Birliği’nin yaptığı eylemi de değerlendiren Gardiyanoğlu; ‘ hayvancılık sektörünün kazandığı para analarının hak sütü gibi helal kazanılmış bir paradır’ dedi.

“BU YARIŞTA BAŞARILAR DİLERİM”
Cumhurbaşkanlığı seçimleri için adayların açıklanmasını erken bulduğunu ifade eden Gardiyanoğlu şunları kaydetti: “ Cumhurbaşkanlığı adaylığının süreci biraz erken başladı. Sayın Talat’ın bir çıkışı vardı, aday gösterilme gibi bir beklentisi vardı ama Nisan 15’e kadarda uzunca bir süre var. CTP’nin içinde bulunduğu durumla ilgili birçok konuşmalar ve görüşmeler oldu. ve sonucunda Sayın Talat adaylıktan vazgeçtiğini söyledi. Önemli olan şu bir kişinin aday olacağında o kişinin içine sinmesi gerekiyor. Aday çıktığı siyasi oluşumun oy birliği ile çıkması gerekiyor ki daha rahat, daha emin adım atabilsinler. Sayın Siber ilk önce kendi kırgınlarıyla uğraşacak diye düşünüyoruz. Ve kendisini de bu yarışta başarılar diliyorum.”
***
“NEFESLERİMİZİ KASIM AYINA TUTTUK”
Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu’nun yeniden aday olup olmayacağının halen daha kafalarda soru işareti olduğuna dikkat çeken Gardiyanoğlu, geçtiğimiz Cuma günü Eroğlu ile görüştüğünü ve Eroğlu’nun yalnızca Kıbrıs konusuna yoğunlaşmak istediğini belirtti. Eroğlu’nun yeniden aday olmasını umut ettiğini kaydeden Gardiyanoğlu şunları söyledi: “Biz nefeslerimizi Kasım ayına tuttuk. Sayın Eroğlu, aday olup olmayacağını Kasım ayında açıklayacağını söyledi. Şuanda Sayın Eroğlu tüm konsantrasyonunu Kıbrıs görüşmelerine odaklamış durumdadır. Geçtiğimiz Cuma günü Sayın Eroğlu ile görüştük ve bana söylediği şey şu: ‘Cumhurbaşkanlığı adaylığımı açıklayıp konsantrasyonumu dağıtacağıma, vazifemin başındayım. Benim asıl sorumluluğum olan Kıbrıs konusuna yoğunlaştım.’

“SEÇİM TÜM KKTC’Yİ İLGİLENDİRİYOR”
Cumhurbaşkanlığı seçiminin ülke için çok önemli bir olay olduğunu vurgulayan Gardiyanoğlu,“Cumhurbaşkanlığı seçimi bildiğiniz gibi yalnızca bölgesel değil, tüm KKTC halkını ilgilendiriyor. Bakıldığında üç tane değerli aday var biri Sayın Akıncı, biri Sayın Siber ve Sayın Eroğlu olacak inancında ve kanaatindeyiz. Tüm adayların özelliklerini ve seçim bölgelerini tek tek incelemek gerekiyor. Bu konun uzman insanları çok ”dedi.

“KAZANDIKLARI PARA ANALARININ AK SÜTÜ GİBİ HELALDİR”
Hayvancılar birliğinin geçtiğimiz günlerde yaptığı eylemi değerlendiren Gardiyanoğlu, hayvancılık sektörünün gelirinin az, emeğinin çok olduğunu ifade etti. Gardiyanoğlu sözlerini şöyle tamamladı: “Bugün bakıldığında tüm sektörler sokakta. Hayvancılar yerden göğe kadar haklı. Bugün siz devletinize güvenir, devletinizden gidip yemlik arpa alırsınız. Eğer bugün devletten aldığınız arpa hastalıklı çıkar ve büyükbaş hayvanınızın birkaç gün sonra sütünü alırken o süt ile hastalık geçiyor benim üreticim sütünü tarlaya döküyorsa bu milli servet kaybıdır ve üreticiye vurulmuş en büyük darbedir. İşin ciddiyetinde değiller. Hayvancılık sektöründen kazanılan para analarının ak sütü gibi helaldir. KKTC’nin 40 yılına imza atmış tüm hükümetlerin bu konuda sorumluluğu vardır.”
***
“AMERİKA’YI TEKRARDAN KEŞFETMEYE GEREK YOK, ÖNLEMLER BASİT”
Kuzey Kıbrıs’ın iş güvenliğinde sınıfta kalmasını işadamı kimliği ile değerlendiren Gardiyanoğlu, gerekli denetimlerin önce işveren tarafından yapılması gerektiğini belirterek şöyle dedi:“İşverenlerin öncelikle kendi kendilerini denetlemesi gerekiyor. Benim aklım, fikrim ve tecrübem var. Niye illa ki birilerinin gelip beni denetlemesi gerekiyor? Dünya’da bu işin kuralları bellidir. Ancak bugün ülkemizde kaçak müteahhit ve kaçak taşeron olayı çok yüksek boyutlarda. Burada halkımıza da görev düşüyor. Siz bir müteahhitten ev alacaksınız ilk soracağınız soru kayıtlı mı değil mi? Yapacağı proje ruhsatlı mı değil mi? En çok da iş kazası kaçak taşeron ve müteahhitlerden çıkıyor. Denetim yapılacak, personel eksiği mi var? Devlet dairelerinde fazla personel olan bölümlerden ilgili bölümlere kaydırma yapılacak. Personelinizi verimli kullanacaksınız. Çok şükür ki 19 yıldır ufak tefek kazalarımız dışında ölümle ya da bir kaza ile sonuçlanan bir kazam olmadı. Neden olmadı? Çünkü şantiyemde gerekli tedbirlerimi alıyorum. Amerika’yı tekrardan keşfetmeye gerek yok. Çok basit tedbirlerdir bunlar, baret, emniyet kemeri en önemlisi ben yaparım olur zihniyetinden uzaklaşmak ve ucuz iş gücü için inşaattan anlamayan kişileri adaya getirip, inşaatta çalıştırmaya çalışırsanız maalesef ölümlü kazaların önüne geçemezsiniz.”
***
“İŞE GİRMEK İÇİN SİYASİ BAYRAK SALLAMAK ZORUNDA DEĞİLLER”
2013 yılında 366 geçici işçi ve memurun haklarını aramaya çalıştıklarını hatırlatan Gardiyanoğlu, sözlerini şöyle tamamladı: “Hükümet bu konuda tamamen sınıfta kaldı. 2013 yılında ‘366 inisiyatifi’ olarak bir yola çıkmıştık ve UBP döneminde işe gelen geçici iş ve memurların haklarını aramaya çalışmıştık. Sayın Yorgancıoğlu demişti ki:’ ben bu saatten sonra artık geçici memur almayacağım. Bundan sonra alacağım kişiler için kamu yeterlilik sınavım olacak’ dedi. Bir sürü metot anlattı. Bizde kendisinden sadece 4 olay rica ettik. Biz geçici memurlara özel hiçbir şey talep etmiyoruz dedim. Geçici işçi ve memur alımının devletin elindeki bir siyasi güç olmaktan alınıp kamu hizmetleri konusunda devredilmesidir. Özel sektörden kamuya transferin engellenmesini istedik. Kamu yeterlilik sınavı bir tek bu 2013’teki günah keçisi gösterilen çocuklara yapılmasın dedik. Kamuda tüm dönemlerde işe girmiş herkese yapın dedik. Ve bizim için en önemlisi bu ülkede yüzde 25’lik genç bir kesim var ki herhangi bir siyasi partiye üye değiller. Bu insanların işe girmesi için partilerin bayraklarını sallamak zorunda değil bu gençler.”