AB 2020 inisiyatifi, krizden çikan AB ve bizde bakanlar

AB yıllardır üye ülkelerinin ekonomideki ve sektörlerindeki gelişmelerini verilere dayanarak ‘AB Rekabetedebilirlik Raporunu’ yayınlar.

AB yıllardır üye ülkelerinin ekonomideki ve sektörlerindeki gelişmelerini verilere dayanarak ‘AB Rekabetedebilirlik Raporunu’ yayınlar.
Bu raporun hedefi şirketlerin işletmelerin gelişmelerine yardımcı olacak verileri derlemek ve aynı zamanda tespit edilen sorunların iyileştirilme çalışmalarını takip etmektir.
AB’ de üyesi olduğum ve KKTC de temsil ettiğim , akedemisyenler birliği ‘ERENET’ sayesinde 2014 yılı raporu elime ulaştı. Burada raporun analizini yapmak gibi sizleri sıkacak bir yol izleme niyetinde değilim.
Raporda KKTC yok sayılıyor. Hatta, Kıbrısın Kuzeyi veya Kıbrıs’ta hükümetin etkin kontrolu olmayan bölge gibi ifadeler altında bile KKTC’de olan bitenle ilgili tek satır tespit edemedim.
Yüzlerce tablo ve kıyaslamada da bizim buralarla ilgili çıt yok!
Hani Kıbrıs Türk Ticaret Odası’nın yıllardır yaptığı KKTC Rekabet edebilirlik Raporu var ya belli ki o rapor KTTO’sının salonlarını aşamıyor. Zaten bu KTTO raporundan hiç kimse de yararlanmıyor ne de raporda önerilen hiçbir tedbir ve eylem planı da bugüne kadar uygulanmıyor.
Dostlar alışverişte görsün türü bir rapor kimbilir kimlere ne kadar da ödemeler yapıldı bugüne kadar bu rapor ile ilgili.
Bahsettiğimiz Avrupa Komisyonu raporu bu yıl ‘’HELPING FIRMS GROW EUROPEAN COMPETITIVENESS REPORT 2014 ‘’ adı altında yayınlandı.
Bakalım bu rapor neyi vurguluyor.
1.AB savaş sonrası dönemlerin en derin ve en uzun süren kriz ve duraklamadan başarı ile çıkıyor
2.Şirketlerin büyümesi sadece özel sektörün bireysel başarılarının değil aynı zamanda yatırım evreninin de sağlıklı olduğunun göstergesidir.
3. Rapor çeşitli ve erişimi uygun finans kaynaklarının küçük ve orta boy işletmelere yarattığı rekabetçilik ve yeni pazarlara ulaşma imkanlarını vurgularken KAMU YÖNETİMİNİN, YENİLİKÇİLİĞİN ve ENERJİ FİYATLARININ ciddi rol oynadığını tanımlıyor.
4. Rapor özel sektördeki yatırım azalmasının nedenini düşük taleplerle açıklarkan uzun vadeli destek kredilerinin sürdürebilirliği gerçekleştiren unsur olarak belirliyor.
Yani bizim Hükümetler bu raporları takip edecek kapasitelere sahip değiller mi, ne neredeyse Amerika’yı yeniden keşfetmeye çalışıyorlar. Ya da mış gibi yaparak sözde görev yapıp hizmet veriyorlar. AB’de, Güney’de, kriz belirtilerine zil takıp oynarlarken, AB ile birlikte Güney Kıbrıs’ın da hem de öngörülerden daha erken düzlüğe ilerlerken gözlerine körebe bağı takıp el yordamı ile iş yönetmeye ve suçu da ilişikleri bile olmayan Küresel nedenlere atıyorlar.
Daniel Calleja Crespo (Director General, DG Enterprise and Industry), raporun diğer bölümlerinde işletmelerin ülke ve AB sınırlarından öteye ulaşmalarındaki olumlu gelişmeyi iş evrenine destek olarak verilen; sermayeye ulaşım, gerekli beceri eğitimleri, yenilikçilik, kalite ve etkinlik artırım konularında verilen desteklerin özellikle küçük işletmelerin ihracatını geliştirmede oynadıkları katalizatörlük tanımlanmaktadır.
İhracat kredileri ve garantileri Pazar ve konnüktür engellerinde başarılı enstrümanlar olarak ispatlanırken, KÖTÜ KAMU YÖNETİMLERİNİ, BOZUK VERGİ DÜZENLERİNİ, YOLSUZLUKLARI VE AKSAK ADALET sistemlerini en yaygın engeller olarak verilendiriyor.
ENERJİ bedellerinin ve güvenliğinin yanında, AB bu kalkınma sürecini devam ettirebilmesi için YENİLİKÇİLİĞİN sağladığı meslek avantajları ve işsizlikle mücadeledeki önemi tespit ediliyor raporda!
2020 İnisiyatifi adı altında toparlanan tedbir ve öneriler de çalışmanın önümüzdeki yıllarda gelişime sağlayacağı katkılardır.
KKTC gerçekten giderek bilgisizliğin prensliğine dönüşüyor.
Kamu tüm ağırlığı ile ne vatandaşa kamu hizmeti verebiliyor ne de üretimi, iç ve dış satımı yönlendirebiliyor.
Bugüne kadar gerek AB kaynakları gerekse de TC ve yerel kaynaklarla KKTC için yapılan onlarca kalkınma projeleri, bölgesel kalkınma planları, çalışma hayatını geliştirme çalışmaları onda bunda atıl duruyor!
Her yeni hükümet ve hatta Bakan , dönüp bakmıyor bile bu çalışmalara.
Hatta, sırf eşe dosta fayda yaratmak için tekrar mahiyetinde genelde yüzeysel ve amatörce yeni yeni ‘projelere ve araştırmalara’ kaynak israfı yapılıyor
En azından yukardaki, raporu okumalı bu ülkenin gelişmesini yönetmekle seçilmiş ve atanmış olanlar.
Dilerlerse de kendilerine göre bir yol çizip tartışmaya açsınlar.
Daha ne kadar sürecek bu savurganlıklar!
‘’Savurganlık’’ derken önümüzdeki yazılarda, kamuya ait olan Vakıf, Kooperatif ve diğer kurumlarda siyasi olarak atanan yönetim kurulları bazı üyelerinin kayıtsız ve kaygısızca yaptıkları kurum harcamalarının ve ihaleli, ihalesiz peşkeşlerin kurumlara verdiği mali, idari zararlara ve vatandaşa yarattığı maddi ve hertürlü haksızlıkların bedellerini değerlendireceğiz.
Bu haber 390 defa okunmuştur
  • Hırsızlar kaya  lefkoşa - 25.09.2014 kktc de en büyük hırsızlar ; Devlet,devlete bağlı kurumlar,avukatlar ve hakimler,bankalar,tefeciler,kıbtek başta gelmektedir.Çalmak varken hükümet bu raporları kesinlikle takip edemez hoca.
  •    - 23.09.2014 NE KOOPERATİF KALDI NE VAKIF HEPSİ SİYASİLERİN ÇİFLİĞİ OLDU. KAMU VE ADALET ÇALIŞMAZSA SADECE HIRSIZLAR NEMELANIR

:

:

:

: