Make in North Cyprus-I

Hükümetlerin temel hedefi, halkının refah seviyesini yükseltmektir. Refah çok geniş bir kavram olup, ekonomik büyüme ile gerçekleştirilebilir.

Hükümetlerin temel hedefi, halkının refah seviyesini yükseltmektir. Refah çok geniş bir kavram olup, ekonomik büyüme ile gerçekleştirilebilir. Ekonomik büyümenin olmazsa olmazı yatırımlardır ve bu,ekonomideki tasarrufların reel sektörü finanse etmesi ile gerçekleştirilir. Yerli girişimcilerin yetersiz kaldığı durumlarda, dış yatırımcı ülkeye çekilmelidir. İçsel büyüme kuramına göre yabancı yatırımların ekonomik büyümeye yardımcı olduğu bilinmektedir.
Ülkemizde, Doğrudan Yabancı Yatırımlar (DYY) konusunda iki zıt görüş mevcuttur. Bu görüşler DYY’nin bir zaruret olduğu diğer görüş ise yerli üretimi ve girişimcileri olumsuz etkileyeceğidir. Halkımız borçludur ve önemli yatırımları ve gelişmiş teknoloji finanse edebilecek güçte değildir. Bu açıdan bakıldığında DYY bir zarurettir. Yatırımlar için yapılacak olan programlar ekonomik akla uygun olmalı. Mevcut ekonomiye zarar verecek şekilde Mevlana’ nın dediği gibi “ Gel ne olursan gel.” şeklinde bir politika izlenmemelidir.
DYY’ nin, çeşitli ülkelerin ekonomileri üzerindeki etkilerine bir göz atalım. Reform ve dış Dünya’ya açılma sürecinin 1979'da başlamasından bu yana Çin'in ekonomik dönüşümü, önemli başarılar elde ederek bütün Dünya’nın ilgisini çekmiştir.Çin Halk Cumhuriyet’ i kurucusu Mao Zedong’ un ölümünden sonra Çin Komünist Partisinin başına gelen Deng Şiaoping’in, Stalinist temeller üzerine kurulu ekonomik sistemi reddedip, dışa açık ekonomik politikaları izlemesi sonucunda önemli miktarda yabancı yatırım ülkeye çekilmiştir.
Yaşanan köklü reformlar ile çekilen yabancı yatırımlar Çin’i daha da zengin hale getirdi. Çin Halk Cumhuriyeti yaklaşık 9.2 trilyon dolarlık milli geliri ile ABD’ den son ikinci büyük ekonomi (IMF, 2013), “Made in China” veya “Made in PRC” menşesi ile 2.2 trilyon dolarlık rakama ulaşıp en fazla ihracat yapan ülke konumuna gelmiştir. 1979 yılında Çin, dışa açık olmayan, kişi başı geliri 182 dolar olan yoksul bir ülkeydi. Geçen 35 yıllık süreçte, ekonomi ortalama yüzde 9 büyüyerek 6,747 dolar kişi başı gelire ulaşılmıştır (IMF, 2013) ve 500 milyon insan yoksulluktan kurtulmuştur.
Tac Mahal, Ganj Nehri ve Slumdog Millionaire filmi ile aklımıza gelen Hindistan, 1.8 trilyonluk milli geliri ile Asya kıtasının 3. ve Dünya’ nın 10. büyük ekonomisi olarak göze çarpmaktadır (IMF 2013). 1991 yılında yaşadığı ekonomik krize kadar Çin gibi dışa kapalı ve katı bir devletçi ekonomi politikası izlemişti. Dönemin maliye bakanı olan ve 2004-2014 yılları arası başbakanlık görevini üstlenen Manmohan Singh önderliğinde dışa açık ve serbest piyasa ekonomisine dayalı politikalar sayesinde Dünya ekonomisinde çektiği dış yatırım ile söz sahibi olan bir ülke konumuna ulaştı. Hindistan 1.2 milyar nüfusunun içerisinde değişik etnik kökenleri ve dinleri barındırmaktadır. Laik Hindistan’da sadece 20 milyon inananı olan Sihizm dinine mensup olan Manmohan Singh’ in, 10 yıl süre ile başbakanlık yapması demokrasi adına çok güzel bir örnektir.
Hindistan’ ın çiçeği burnundaki başbakanı Narendra Modi, “ Made in China/ PRC” ‘ nin yerine yeni bir slogan ortaya attı. “ Make in India” ile Dünya’ nın her yerinden yatırımcıları ülkesine davet etti. Bunu yaparken “ Cut red tape” ile yani bürokrasinin azaltılması adına adımlar atıldığını deklare etti. İmalat sektörünün GSMH içindeki oranının %15’ ten %25’ e yükseltilmesi hedefi ile belirlenen 25 sektörde ciddi planlama ve teşvikler hazırlanmaya başlandı.
Orta Afrika olan ülkesi olan Ruanda, yoksulluk oranı, düşük okuryazarlık oranına sahipti. 1994 yılında Tutsi ve Hutu kabilleri arasındaki iç savaşın soykırıma dönüşmesi sonucu 9 milyonluk nüfusta 1 milyon insan katledilmişti. Gerçekleşen reformlar sonucu Dünya Bankası 2013 raporuna göre iş kurmaya başlama hızında dünyada 8.sırada yer alan ülke, 2005 yılında 10 milyon dolar olan DYY’ sini 2013 yılında 160 milyon dolara yükselti. Son yıllarda gerçekleşen ortalama yıllık % 8’ lik ekonomik büyüme ile halkın refah seviyesinde ciddi bir yükseliş meydana geldi.
İrlanda ise kurduğu IDA (Yatırım ve Geliştirme Ajansı) ile yabancı yatırımcılara hizmet vermektedir. Kamu kuruluşu olan IDA çalışanları ise özel sektör kökenlidir. “ Tek Durak” mantalitesi ile gelen yabancı yatırımcılar bütün bürokratik işlemleri başka kamu kuruluşuna gitmeden IDA’ da gerçekleştirebiliyorlar.
Ülkemiz ise maalesef ekonomin dinamiklerini canlandıracak dış yatırımları çekememektedir. Kaliteli dış yatırıma yönelik politikalar hazırlanmalıdır. Kaliteden kastım, uzun vadeli, ihracata yönelik ve istihdam sorununa katkı koyacak yatırımlardır. Gelecek yazımda, ülkemizdeki yatırımları, DYY ve YAGA’ yı tartışmaya devam edeceğiz. Tüm halkımızın, 4 Ekim Cumartesi günü başlayacak olan Kurban Bayramı’nı en içten dileklerimle kutlarım.

Bu haber 339 defa okunmuştur

:

:

:

: